KDP TSK’nin piyonu oldu!

img

DUHOK - Federe Kürdistan Bölgesi’nde TSK’ye aracılık ve yardım eden KDP, Türkiye bankalarındaki 42 milyar dolar para, 50 yıllık petrol anlaşması ve tespit edilen 400 milyar dolarlık yolsuzluktan kaynaklı bir piyon olmaya başladı. 

Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 23 Nisan’da başlattığı askeri operasyonlar ağır bombardımanlarla devam ediyor. Son üç ayda havadan yapılan bombardımanlarda kimyasal silah ve zehirli gaz kullanıldığı kamuoyuna yansıyor. Türkiye’yle hareket eden Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), kurduğu askeri kontrol noktalarıyla elde ettiği istihbaratı Türk Silahlı Kuvvetleri’yle (TSK) paylaşıyor. KDP’nin istihbaratı soncu bölge F-16 savaş uçakları ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile bombalanıyor.  
 
Türkiye operasyonların ilk gününden bu yana hakimiyet sağlamak istediği Avaşîn bölgesinin Mervanos alanı, Mamreşo ve Piramit Tepesi, Zap bölgesi Kinyaniş Nerwê Boğazı, Bedewê Kalesi alanı, Metîna bölgesi Zendur Tepesi, Derarê mıntıkası ile Koordine Boğazı’na asker indiriyor. Aradan geçen 6 ayda sonuç alamayan TSK, çareyi KDP üzerinden arıyor. KDP ve Barzani ailesine bağlı Zerewan, Gulan Güçleri ile “Roj Peşmergeleri” adı verilen güçler, bu kapsamda sınır bölgesinde bulunan Metîna, Biradost ve Binarê Qendil’e kadar onlarca arama noktası kurarak, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) için istihbarat topluyor. 
 
TSK İNDİRME YAPAMAZ DURUMA GELDİ 
 
Operasyonun ikinci haftasında TSK helikopterlerle asker indirmesi yapamaz duruma gelince, KDP’nin Zerewan ve Gulan özel güçleri, Duhok’un Amediyê ilçesi üzerinden Kanî Masî nahiyesine yakın askeri üs kurmak zorunda kaldı. TSK, Behdînan bölgesinde Bamernê, Seramiş, Begova, Amediyê ve Batufa’da büyük askeri üslerin yanı sıra Kanî Masî ile başlayan Biradost ve yukarısında bulunan Haci Umran’a kadarki bölgede KDP öncülüğünde onlarca üs ve nokta kurdu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın 6 Temmuz 2020 itibarıyla sınırın 40 kilometre kadar derinliğe inen alanlarda Türk ordusunun dostlarının desteğiyle (KDP-Barzani ailesi) 37 üs kurduklarını açıkladı, ancak bu sayının çok daha yüksek olduğu bilinmekte. 
 
Bu üslerin korumasının ise Gulan, Zerewan ve Roj Peşmergeleri tarafından sağlanırken, üslerin güvenliği gerekçesiyle onlarca köy boşaltıldı. 
 
AMAÇ HAVADAN VURMAK
 
KDP’nin özel güçleri söz konusu bölge ve alanlarda kurdukları arama noktaları ile PKK’lilerin hareket alanını daraltmak istiyor. Böylece uçak ve SİHA’lara konum bilgisi atılıyor. Türkiye ile KDP’nin ortak politikasının ilk somut pratiği Zînî Wertê oldu. Bunun öncesinde de birçok bölgede bu politikanın zeminini hazırlanmıştı. Sonrasında 23 Kasım 2020 tarihinde KDP’nin Hewlêr’den Şaqlawa üzeri Qesrê ve Heci Umran alanlarına gönderdiği askeri araç ve ağır silahlardan oluşan askeri gücün bir bölümü Çoman ile Hecî Umran alanları arasında kalan Saddam dönemine ait Rayetê Kalesi’ne yerleştirildi. Daha sonra bu askeri güçlere öncülük etmeleri için Gulan ve Roj peşmergeleri de gönderildi. O güne dek söz konusu bölgede hiçbir hava saldırısı olmazken bu güçlerin bölgeye konuşlanmasından bir ay sonra TSK tarafından havadan kapsamlı bir saldırı yapıldı ve HPG’nin yaptığı açıklamada bir gerilla yaşamını yitirdi. Berdesor mıntıkasında bir köyde hedef alınan ahırda 300 hayvan öldürüldü. 
 
Özellikle Garê operasyonu hazırlığı çerçevesinde Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, KDP’ye bağlı bu özel güçleri kastederek “Dost ve müttefiklerimizin yardımıyla operasyonu yapıyoruz” açıklaması, saldırıların KDP istihbaratı tarafından sağlandığını ortaya koydu. 
 
Aynı politika Xinêrê de HPG komutanlarından Agit Garzan ve arabuluculuk için bölgeye giden Irak Merkezi hükümetine bağlı peşmerge komutanının Türkiye tarafından havadan vurulmasıyla yaşamını yitirdiği olayda da yaşanmıştı. KDP’ye bağlı güçler önce alana gireceklerini ve bazı noktaları tutacaklarını belirtmişti. Bu yönlü girişimde bulunuldu, ancak başaramayınca da Irak merkezi hükümetine bağlı bazı şahsiyetler devreye girmek istedi. Bundan rahatsızlık duyan KDP’nin, TSK saldırısını organize ettiği belirtildi.   
 
GARE OPERASYONUNDA DA AYNI ŞEY YAŞANDI 
 
Söz konusu politika Türkiye’nin Garê operasyonu öncesi ve sonrasında da devam ederken, Behdînan alanındaki peşmerge güçleri içiresinde ciddi bir cephane ve lojistik aktarımı yaşanmıştı. Çalışma süresinden tutun kontrol noktalarının çoğaltılmasına kadar yapılan hazırlıklar bu minvalde gelişti. Peşmergenin çalışma süresi eskiden ayda 8 gündü, ayın kalan günleri tatildi. Bu çalışma vakitleri yeni genelge ile görev cetveli değiştirilerek görev günleri 15 günün üzerine çıkarıldı. Diğer yandan da Duhok ve Amediyê’nin özellikle Berwarî bölgesinde eskiden 3 olan yol kontrol noktası 12’ye çıkarıldı. Şêxan ilçesi Mıreba yolu-Banye Sersing yolu üzerinde 6’ya çıkarıldı. Şêxan ilçesi Etruş-Kelha Şikefta yolundaki noktalarda 2’den 6’ya artırıldı. Akre-Bakurman yolunda 3, Dinartê, Nehlê vadisinde 5, Dinartê, Bile yolunda (Zebarî-Barzan hattı) ikisi Herinê yolu üzeri diğeri de Piris Dağı eteğinde olmak üzere 3’e çıkartıldı. Ayrıca bu güzergahlarda 24 saat kesintisiz devriye atılmaya başlandı ve bu durum Metîna, Avaşîn ve Zap bölgelerine yönelik operasyonun başlamasıyla TSK ve MİT için askeri üs, nokta ve karakolların yapılmasıyla artarak devam etti.  
 
MEŞRULAŞTIRMA PROPAGANDASI
 
Türkiye’nin bölgeye yönelik 23 Nisan’da başlattığı operasyon ve saldırıları halk ve peşmergeler arasında meşru göstermek için Türkiye ve KDP’li Bölge Hükümeti Başbakanı Mesrur Barzani’nin isteği üzerine KDP içindeki askeri ve sivil yöneticilerden oluşan komisyonlar kuruldu. Bu komisyonların öncülüğünü ise KDP Politbüro üyesi Ali Ewnî, Duhok Valisi Ali Tatar, Peşmerge Bakanlığı Komutanlığından Raid Muzaffer, Neqip Omer gibi isimler yapıyor. 
 
Söz konusu kişilerin öncülüğünde kurulan ekipler, Behdînan bölgesinden Biradost, Hewlêr’den Nînova bölgesine kadar birçok bölgede tepkili olan halk ve peşmergelere Türkiye’nin saldırılarını meşrulaştırma propagandası yapıyor. Bölgedeki köylülere ve peşmergelere, “PKK’liler Başurlu değil, onlar misafir bile değil, işgalcidirler. Türk devleti-AKP hükümeti demokrat bir partidir, Kürtlere anadil dahil olmak üzere tüm haklarını veriyor” şeklinde propaganda yapıldığı belirtildi.  
 
KDP’Yİ BU DURUMA GETİREN NEDİR? 
 
Türkiye ile KDP arasında imzalanan 50 yıllık petrol sözleşmesi olarak belirtilse de asıl nedenin Barzani ailesinin 42 milyar dolardan fazla parasının Türk bankalarında yatıyor olması gösteriliyor. Bunun yanı sıra yine Barzani ailesinin başta Kayseri, Malatya olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde ve Federe Kürdistan bölgesinde yüzlerce Türk şirketlerine ortak edilmesi ve bunun ifşa edilmesi kaygısı taşınıyor. Irak hükümetinin tespit ettiği 400 milyar dolarlık açığın ortaya çıkmaması, Irak ve Kürdistan bölgesi hükümet yetkilileri içinde bulunan yolsuzlukların araştırılması komisyonun kurulması KDP’yi TSK’ye boyun eğer noktaya taşıdı. Bu kaygıları fırsata çeviren Türkiye, KDP’lilerle yaptığı görüşmelerde KDP’yi bir taraf ya da ortak değil dediklerini yapmakla yükümlü bir alt oluşum olarak görüyor.
 
 MA / Erdoğan Altan