ANKARA - Efrin'de YPG'lilerin mezarlığının "toplu mezar" olarak gösterilmeye çalışılmasını kaleme alan gazeteci Seth J. Frantzman, söz konusu haberin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın görüşmesi öncesine denk gelmesinin dikkat çekici olduğunu belitti.
Jerüsalem Post'ta gazeteci Seth J. Frantzman, AA tarafından "toplu mezar" olarak lanse edilmek istenen YPG'lilere ait mezarlığa dair analiz yazısı kaleme aldı. Frantzman, 2018 yılında Efrîn'e yönelik saldırılarda yaşamını yitiren YPG'lilerin bulunduğu mezarlığın iktidara yakın medyanın, YPG’nin infaz ettiği kişilere ait olduğu iddia ederek, "toplu mezar” şeklinde servis etmesine ilişkin yorumları ele aldı.
Türkiye ne zaman bir ABD'li yetkili ile üst düzey bir görüşme yapacak olsa Türkiye devleti medyasının yeni bir "YPG/PKK terörü" icat ettiğini belirten Frantzman, "Türkiye devlet medyası geçen hafta, Türkiye'nin yasadışı bir şekilde işgal ettiği ve 2018'de Kürtlerden etnik olarak arındırdığı Suriye'deki Afrin'de 61 cesedin bulunduğu bir 'toplu mezar' bulunduğunu iddia etti. Türkiye devlet medyası herhangi bir kanıtı olmaksızın bu toplu mezarlardaki 'kurbanların ABD tarafından desteklenen PKK/YPG tarafından öldürüldüğünü' iddia etti. Oysaki Kürtlere sorarsanız bu toplu mezarlarda yatan kişiler Türkiye tarafından öldürülmüş ve buraya sıralar halinde gömülmüştü..Ta ki Türkiye bu mezarlığa buldozerlerle girene kadar. Ankara'nın kutsallığına saygısızlık ettiği iddia edilen yeni bir mezar keşfetti ve sahte raporlar sunuyor" dedi.
'İLK UYDURMA DEĞİL'
Söz konusu haberin Türkiye'de iktidara yakınlığıyla bilinen basının Efrin ile ilgili ilk "uydurma haber" olamadığını belirten Frantzman'ın yazısının devamı şöyle: "Türkiye, ABD Başkanı Joe Biden ve Türkiye Cumhurbaşkanı ile yapacağı görüşmenin arifesinde, Haziran ortasında Efrin'de 'YPG/PKK terör örgütünün' bir hastaneye saldırdığına dair bir hikaye uydurmuştu. Türk medyası hikayenin servis edilmesini 14 Haziran'daki toplantı sonrasına erteledi ve sonra da sanki saldırı hiç olmamış gibi birden bire haber yapmayı bıraktı. Fikri takibini yapmamayı tercih ettikleri hastane bombalaması olayında, bombalamayı kimin gerçekleştirdiği henüz belli değil.
MEZARLAR 2018'DE İŞARETLENDİ
Kürt aktivistler tarafından ortaya konan fotoğraf ve videolara göre, Efrin'deki mezarlar 2018 yılında işaretlenmişti ve Türkiye'nin Afrin işgalinde öldürülenler için yapılmış bir mezarlıktı. Afrin Suriye Savaşı sırasında barışçıl kalabilmiş sakin bir Kürt kentiydi. Türkiye Ocak 2018'de bölgeye saldırmak için aşırı sağcı ektremist grupları bu bölgeye saldı. Amaç Afrin'in insansızlaştırılması ve ardından bölgeye Suriye'nin diğer bölgelerinden getirilmiş Türkiye yanlısı Suriyeli Arapları yerleştirmekti. Türkiye, Suriye'de ABD'ye karşı İran ve Rusya ile birlikte çalışabilmesi için Kürtlerle savaşmak için Suriyeli isyancı grupları kullanmak istedi.
BİRDEN BİRE KEŞFEDİLMEDİ
Genel amaç, Suriyeli isyancıların davasını Suriye rejimiyle savaşmaktansa Türkiye'nin 'terörist' olarak nitelendirdiği Kürt güçleriyle savaşmaya yönlendirmekti. Aynı Kürt güçleri IŞİD'e karşı savaşıyordu ve Suriye'nin doğusunda ABD tarafından destekleniyordu. Ankara onları 'terörist' olarak resmetmek için, yalnızca kendileri tarafından iddia edilen ve tamamı delilsiz bir takım suçlarla itham etti. Toplu mezar konusu ise son güncel tartışmadır. Bölgenin büyük olasılıkla Türkiye veya Türkiye destekli Suriyeli isyancılar tarafından buldozerle yıkıldığını ve mezarların kutsallığına saygısızlık edildiğini ve ardından kazıldığını gösteren bol miktarda fotoğraf ve bilgi var. 'Toplu mezar'ın birdenbire 'keşfedilmesinin' nedeni, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Danışmanı İbrahim Kalın ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın çağrısına bağlanabilir.
ARAŞTIRMAYA İZİN VERİLMEDİ
Görünen o ki, Türkiye'nin ABD'li yetkililerle üst düzey bir görüşme yaptığı veya ABD'li resmi Türk devlet medyası ile yaptığı her görüşmede yeni bir 'YPG/PKK terörü' icat etmek veya keşfetmek için seferber olunuyor ve toplantıdan sonra, görünüşe göre uydurulmuş olan bu olayın artık basında esamesi okunmuyor. Söz konusu bu yayınlar da batılı okuyucuyu ikna etmek amacıyla Arapça ya da Türkçe değil, kasıtlı bir şekilde İngilizce yapılıyor. Ankara, Afrin'deki bağımsız araştırmacıların bu iddia edilen saldırıları ve suçları incelemesine asla izin vermedi. Hatta Ankara aynı İran ve Kuzey Kore'de olduğu gibi, Türk işgali altındaki bölgelere, yalnızca kontrol altında tutabileceğini bildiği gazetecileri bizzat götürerek medya turları düzenliyor.
SALDIRI SORUŞTURULMADI
Ankara'nın kazdığı cesetlerden DNA örnekleri alınmasına izin verip vermeyeceği veya hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları kullanarak araştırma yapıp bağımsız gazetecilerin bölge insanlarından görüş almalarına izin verip vermeyeceğini önümüzdeki günler gösterecek. Örneğin hastane saldırısı hiçbir zaman tam olarak soruşturulmadı. Batı Şeria'daki El Halil gibi uluslararası toplumun 'işgal edilmiş' olarak adlandırdığı diğer alanların aksine, Afrin için atanan BM özel raportörleri ve orada neler olup bittiğini incelemek için oluşturulmuş uluslararası kurum ve heyetler yok. Bunun nedeni, büyük ölçüde, uluslararası toplumun 1990'larda Balkanlar'da etnik temizliği izleme biçiminin aksine, Türkiye'nin işgaline ve etnik temizliğine bir onay vermesidir."
Çeviri: Mezopotamya Ajansı