HABER MERKEZİ - Türkiye’deki hak ihlallerine dikkat çekmek için pedal çeviren “Koşulsuz Adalet Hareketi”, sokağa çıkma yasakları sürecinde yaşamını yitirenlerin faillerinin yargılanmasını istedi.
Avrupa’da, “Koşulsuz Adalet Hareketi” adı altında toplanan bir grup avukat, hak ihlallerini unutturmamak ve adaleti sağlamak için çeşitli eylemler düzenliyor.
“Koşulsuz adalet için harekete geç!" sloganıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde 42 hafta adalet nöbeti tutan Avrupa'daki avukatlar, ardından 23 Eylül'de Hollanda’daki Uluslararası Ceza Mahkemesi (Lahey) önünden başlayarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar 15 farklı şehirden geçecek olan 850 kilometrelik "Koşulsuz Adalet Maratonu" başlattı.
15 farklı şehirden geçecek olan aktivistler, Gezi eylemlerinde polis şiddetiyle hayatını kaybedenler, tutuklu milletvekilleri ve belediye başkanları, işkence altında öldürülen insanlar, KHK’liler, zorla kaybedilen ve kaçırılan insanlar, cezaevinde ölüme terk edilen tutuklular başta olmak üzere birçok konuda farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.
Gittikleri 10 farklı kentte, Türkiye’de hak ihlaline uğrayan sembol isimler için tohumlar eken avukatlar, yaşamını yitirenlerin hikayelerini anlatarak adalet talep ediyor. Koşulsuz Adalet Maratonu 5’inci gününe girerken, bu kez Almanya’nın Bonn şehrinde sokağa çıkma yasakları sürecinde yaşamını yitirenler anıldı.
TAYBET İNAN, CEMİLE İÇİN…
Şırnak’ın Silopi ilçesinde öldürülen ve cenazesi 7 gün yer kalan Taybet İnan’dan cenazesi buzdolabında bekletilen Cemile Çağırga’ya, evinde sofra başında öldürülen Melek Apaydın’dan, Cizre’de katledilen Meryem Süne’ye kadar birçok isim için tohum eken Koşulsuz Adalet Hareketi aktivistleri, faillerin yargılanmasını istedi.
FAİLLER YARGILANSIN DİYE…
“Faillerin yargılanması için pedallıyorum” diyen aktivistler, insan haklarına, yaşam hakkına ve herhangi bir kutsalı tanımayan rejime karşı, hayatını kaybedenlerin yakınlarının adalet arayışına destek olabilmek için umut tohumlarını ektiklerini belirtti.
850 kilometrelik maraton, Strasbourg’taki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde sona erecek.