HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi, “Dem Dema Azadiyê ye” eyleminin 14’üncü gününde CPT ile görüşerek, tecridin sonlandırılması talebini iletti.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin, “Özgürlük Kazanacaktır; Abdullah Öcalan İçin Harekete Geç” şiarıyla başlattığı eylemi, 14’üncü gününde KCDK-E ve aynı çatı altında faaliyet yürüten toplum merkezlerinin eşbaşkanları ile Avrupa’daki inanç kurumları olan FEDA, Êzidî Koordinasyonu ve CİK temsilcileri devraldı. Eylemciler, Öcalan’ın içinde bulunduğu ağır tecrit koşularına dikkat çekmek amacıyla bir dizi talep içeren bir dosyayı Avrupa İşkencenin Önlemesi Komitesi’ne (CPT) sundu.
KCDK-E Eşbaşkanları Fatoş Göksungür ve Yüksel Koç’un yaptığı ziyaret, yarım saat sürdü. Görüşme sonrası yapılan açıklamada konuşan Yüksel Koç, daha önce İmralı F Tipi Cezaevi’ne ziyarette bulunan iki yetkiliyle görüştüklerini belirterek, taleplerini ilettiklerini söyledi. Koç, “Talebimizin karşılanması ve karşılanmadığı taktirde KCDK-E olarak burada eylemlerimizi ve direnişimizi sürdürmeye devam edeceğimizi belirttim. İmralı Ada hapishanesi başlı başına bir işkence sistemidir. Kesinlikle kabul etmiyoruz. CPT işkenceyi önleme komitesidir. O zaman görevlerinizi lütfen yerine getirmelidir. Önder Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulların halkımız ve duyarlı çevreler tarafından asla kabul edilemez olduğunu belirttik.”
‘İMRALI İŞKENCE SİSTEMİ SON BULANA KADAR’
KCDK-E Eşbaşkanı Göksungur ise, şunları söyledi: “Görüşmemizde daha önce yaptığımız görüşmelerin sonuçsuz kaldığını hatırlatarak, kendi hazırladıkları raporu takip etmediklerini belirttik. 23 yıldır devam ağır tecrit sistemi ve izolasyonun halen devam ettiğini aktardık. Ailesi, avukatları ile iletişimin kesildiğini belirttik. İmralı’nın bir işkence sistemi olduğunu daha öncesinde kendi hazırladıkları raporlarında yer alan kısımlara vurgu yaparak hatırlatmada bulunduk. Ama bunu gereklerini yerine getiremediklerini ve takip etmediklerini belirtik. Rêber Öcalan üzerinde özel bir politika ve statünün olduğunu ve kendisine biçilen hiçbir haktan yararlanmadığını belirttik. İmralı işkence sistemi son bulana kadar kendimizi ve halkımızı alanlardan alıkoymayacağız.”