İSTANBUL - Lice’de yaşanan doğa katliamına karşı birlikte hareket etmeye çağıran ekolojistler, “Kürt sorununda savaş politikalarıyla cevap verilmesi hem ciddi bir demokrasi katliamına hem de orman katliamına neden oluyor” dedi.
Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Dibek (Dêrxus), Arıklı (Huseynik) ve Karahasan mahallerinde 14 Nisan’da havadan ve karadan başlatılan askeri operasyon sırasında köylülere ait çok sayıda ağaç kesildi. Ekolojistler, ağaç kıyımının derhal durdurulması çağrısı yaptı. Bölgede ormanlık alanların tahribatının güvenlik ile gerekçelendirilerek rutin bir hal aldığını ifade eden ekolojist Cemil Aksu, ormanlık alanların yok edilerek, yerine kalekol inşa edildiğini söyledi. Yayınlanan raporlara göre, ülkedeki kereste üretimin iki katına çıktığını paylaşan Aksu, “Milli parklardaki doğal alanların bile kereste sektörüne açılması için hazırlık yapıyorlar. Buna bakarak Lice ya da başka yerdeki orman kesimlerinin gerekçesi ne olursa olsun, aslında ağaca, ormana kereste gözüyle bakan bir iktidarın pratikleri olarak değerlendirmek gerekiyor” dedi.
Geçtiğimiz aylarda yayınlanan kuraklık haritasına dikkat çeken Aksu, “Özellikle Kürt illerinde kuraklık alarm verecek düzeyde. Bu verilere baktığımızda, bırakın bir ağaç kesmeyi, tüm yurt çapında ağaçlandırma çalışması yapmamız gerekiyor. Çünkü bizi her yıl daha da artan kuraklık riskinden ya da iklim krizinden kurtaracak tek kalkanımız orman örtüsüdür” diye belirtti.
‘KAYNAKLAR SAVAŞA AKTARILIYOR’
Tırmandırılan savaş politikalarının ülkeye bir katkısının olmadığını, bilakis ülkenin kaynaklarının savaşa aktarıldığını dile getiren Aksu, “Kürt sorununda savaş politikalarıyla cevap verilmesi hem ciddi bir demokrasi katliamına hem de orman katliamına neden oluyor. Yaratılan bu savaş ortamında en fazla kar elde edenler, savaş baronları, maden şirketleri oldu. Kürdistan’da ve Türkiye’de birçok yerde her iki tekel, bütün işlerini dörtnala gerçekleştiriyor” diye konuştu.
‘SÖMÜRGE’ SİYASETİ
Kürt coğrafyasında yaşanan doğa katliamlarının görülmediğini ifade eden Aksu, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: “İktidar, Kürt sorunuyla ilgili her şeyi terörize edip görünmez kılmaya çalışıyor. Özellikle maden şirketlerinin kırsal alanda yaptığı faaliyetleri gözlemleyemiyorsunuz. Dolayısıyla bunu kamuoyuyla da paylaşamıyorsunuz. Bunları görmek gerekiyor. Türkiye, Kürt halkına sömürgeci vali olarak davranıyor. Kürdistan’da sömürgecilik siyaseti uyguluyor.”
MÜCADELE GEREKLİ
Kürt illeriyle ilgili her türlü sorunun Türk kamuoyuna ulaştırılmasının engellendiğini söyleyen Aksu, “Zaten rejimin krize girdiği temel sorun da düğüm noktası da Kürdistan’daki uygulamalar. Dolayısıyla oradaki uygulamaların Türkiye tarafından bilinmesini engellemek için daha fazla tedbir alıyorlar. Buna rağmen çevre hareketleri Kürdistan’daki doğa katliamlarını takip etmeye, elinden geldiğince ses vermeye çalışıyor. Bunun yeterli olmadığını da biliyoruz. Evet, orası ayrı bir ülke ve o ülkeye ulaşmak, el atmak hakikaten çok zor. Bunun için daha büyük mücadeleler gerekiyor” şeklinde konuştu.
BARIŞ DOĞAYI KURTARACAK
Kazdağları İstanbul Dayanışması Sözcüsü Melis Tantan da Lice’de ormanların yok edilmesinin Türkiye’nin diğer yerlerinden farklı gerekçelerle yapıldığını belirterek, “Biz ekolojistler olarak her türlü ormanın yok edilmesine karşıyız” dedi. Doğa katliamının kimi zaman enerji kimi zaman ise “güvenlik” gerekçesiyle yapıldığını dile getiren Tantan, şunları söyledi: “Gerekçesi ne olursa olsun, başta doğayı savunan kişilerin buna karşı çıkması gerekiyor. Lice özelinde ise zaten insanlara karşı bir güvenlik politikası varken, bu politikanın doğayı da hedef alması çok üzücü. Zaten insansızlaştırılan bir yer, aynı zamanda doğasızlaştırılıyor. Bölgeye yönelik bu politikaların sonu gelmelidir. Barışın insanları kurtaracağı gibi, doğayı da kurtaracağı gerçeği önümüzde duruyor. Bunun çok acil bir talep olarak dillendirilmesi gerekiyor.”
SESİMİZİ YÜKSELTELİM
Lice’de yaşanan bir önceki orman yangının günlerce sürdüğünü hatırlatan Tantan, “Bölgede bu yangınların Kürt sorunu ile bağdaştırılması, memleketteki tüm önyargıları besliyor. Fakat ne olursa olsun, biz yaşamdan yanayız. Dolayısıyla yaşamdan yana olmak demek hem barıştan hem de doğanın yok olmasına karşı olmak demektir. Bölgede güvenlik politikalarının yok edilmesi ve ağaç katliamının durdurulması için tüm Türkiye yekvücut olmalı. Nasıl ki Kazdağları için bunu yapabiliyorsak, Lice için de yapmalıyız. İkisi arasında fark yok. Lice içinde sesimizi yükseltmeliyiz” dedi.
MA / Kadir Güney