Fatsa artık nefes alamıyor

img

ORDU - Fatsa’nın "çevre cinayetlerinin" odağı haline geldiğini belirten Derelerin Kardeşliği Platformu'ndan Osman Güvenalp, doğa talanına karşı hukuki ve fiili mücadele verilmesi gerektiğini söyledi.  

Karadeniz bölgesi kentlerindeki ekolojik tahribat her geçen yıl daha da büyüyor. Eşsiz güzellikteki mera, yayla ve ormanlarıyla bilinen Ordu da bu tahribattan nasibini alan kentlerden. 6 Temmuz’da yayınlanan TEMA raporuna göre, Ordu'nun yüzde 74’ü maden alanı olarak ruhsatlandırılmış. Bölge halkının en önemli geçim kaynağı olan tarım alanlarının yüzde 76’sı maden ruhsatı alanlarının içinde. Yine, meraların yüzde 64’üne de maden ruhsatı verilmiş. Kente bağlı Fatsa ilçesinde ise, bu oran yüzde 90'ın üzerinde. İlçedeki tek sorun bu da değil. İlçede bir yandan siyanürlü altın ayrıştırması yapılırken, ormanlık alanlar ise Hidroelektrik Santralleri ve çöp arıtma tesisleriyle yok ediliyor. 
 
Derelerin Kardeşliği Platformu Yönetim Kurulu üyesi Osman Güvenalp, ilçede yaşanan ekolojik talanı anlattı.
 
HEYELAN BÖLGESİ
 
Güvenalp, Fatsa’nın Türkiye’de yaşanan "çevre cinayetlerinin" odağı haline geldiğini söyledi. Bu durumun görülmediğinden dert yanan Güvenalp, “Ne zaman ki bu, insanlara dokunacak ve şırınganın iğnesini yiyecekler, o zaman bağırmaya başlayacaklar. O zaman bunu anlayacaklar. Ama iş işten geçmiş olacak. Bu cinayetleri durdurmanın yolunu bulmamız lazım. İlçedeki maden 5 yıldır devam ediyor. Şimdi tekrar kapasite artırımı için süreç başlattılar. Bunun akabinde bölgede bir deprem ve bunun tetiklediği bir heyelan oluştu. Bu heyelanın tam merkezinde atık havuzları kurulması planlanıyor” dedi. 
 
Madenin alan genişletme çalışmalarına karşı mücadele yürüttüklerini vurgulayan Güvenalp, bölgenin incelenmesi için birçok kuruma başvuru yaptıklarını ancak taleplerine karşılık veren tek kurumun AFAD olduğunu aktardı. Güvenalp, “AFAD, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne bölgenin risklerini anlatan bir rapor yazdı. ÇED’in değerlendirilmesini istediler. Bu bizim için önemli bir belge oldu. Bunu verdiğimiz hukuksal mücadelede kullanacağız” diye belirtti.
 
AĞAÇ KIYIMI 
 
Saha genişletme çalışmaları ile binlerce ağacın kesildiğini anımstan Güvenalp, kesim sonrası nefes alacak bir yer bırakılmadığını kaydetti. Paraya odaklı yaşamanın sonucunun ağır olacağını vurgulayan Güvenalp, “İnsanca yaşamak istiyoruz. ‘Maden sahasını rehabilite edeceğiz’ diyorlar. Bir insan ömrü 70 yıl. Asırlardan beri var olan ağaçlar kesildi. Diktiğin ağacı büyüsün diye beklemek zorunda mıyım? Bekleyemem çünkü ömrüm yetmeyecek. Benim o ağacın gölgesinde oturma hakkımı engelliyorlar. O ağaca, kuşun yuva kurmasını engelliyorlar. O ağacın dibindeki karıncaların, ormanda yaşayan çeşitli yaban hayvanlarının yaşam haklarını engelliyorlar. Burada bir çevresel cinayet işleniyor. Bu cinayetleri göremezsek neyin mücadelesini vereceğiz?" diye sordu. 
 
İÇME SULARI KİRLENİYOR
 
Fatsa’da madenin yanı sıra birçok çevre sorunu yaşandığını ifade eden Güvenalp, şunları söyledi: "Ordu Büyükşehir Belediyesi, Ayazlı bölgesinde çöp tesisi kurdu. ‘Bu tesisi kapattım’ dediler ama bu bizi ikna etmedi. Çünkü çöplerin üzerini toprakla doldurdular. Alttaki çöp suları sürekli Erikli Deresi’ne sızıyor. Yine aynı bölgede mezbahana ve hayvan ahırı var. Burada kesilen hayvanların kanları ve pislikleri doğrudan dereye veriliyor. Erikli Deresi boyunca kurulan çöp arıtma tesisinin pislikleri de dereye akıyor. Dere simsiyah akıyor. Derenin beslediği içme suyu kuyuları var. Bu sular o kuyulara karışıyor. Dere idarenin kanalizasyonu haline gelmiş.” 
 
İDARECİLERE TEPKİ  
 
Güvanalp, kentteki idarecilerin üstlerinden gelen talimatlarla tüm uyarıları görmezden geldiğini kaydetti. Çevre talanına karşı hukuki ve fiili mücadelenin beraber yürümesi gerektiğine dikkati çeken Güvanalp, "Fiili mücadelenin bir hak olduğunu düşünüyoruz. Çünkü adaletin işlemediği yerde fiili mücadele bir haktır. Dilekçeler yazıyoruz ama dilekçelere ya çok geç cevap veriliyor ya da ucu açık cümlelerle topu kurumdan kuruma atıyorlar. İdare davası için en az 25-30 bin TL gerekli. 'Kimse bu paraları karşılamasın biz de bu işleri rahatlıkla sürdürelim' anlayışı var” diye konuştu. 
 
MA / Tolga Güney