İZMİR - Haklar ve Araştırmalar Derneği, Karaburun Yarımadası'nın yüzde 89’unun RES projelerine tahsis edildiğini belirtti.
Haklar ve Araştırmalar Derneği, “İklim değişikliği ile mücadelede bir uyumsuzluk deneyimi: Karaburun Yarımadası Rüzgar Enerji Santralleri” başlıklı rapor yayınladı. Raporda, 2014-2020 yılları arasında İzmir’in Karaburun Yarımadası’nda projelendirilen Rüzgar Enerji Santralleri’nin (RES) yol açtığı ihlallere yer verdi.
RES UYGULAMALARI
Raporda yarımadanın başta RES’ler olmak üzere taş ocakları ve balık çiftlikleri projeleri nedeniyle ekolojik ve ekonomik kapasitesinin kaldıramayacağı ölçüde bir yıkımla karşı karşıya kaldığına işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi: “Temiz enerji adı altında yarımadanın zeytinlikleri ve nadir ormanlık alanları yok edildi. Kadimden bu yana en önemli geçim kaynağı olan keçi yetiştiriciliğinin olmazsa olmazı otlak, çayır ve mera alanları RES projelerine tahsis edildi. Keçi yetiştiricilerinin bu alanlara girişleri engellendi. Sulama göletleri parçalandı. Yarımadadaki RES uygulamaları, aslında temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak desteklenmesi gereken bir enerji üretim aracının nasıl bir rant ve ekolojik kırım aracı haline geldiğinin en ağır örneklerini sundu.”
Rapora göre, RES’ler, toplam yüzölçümü 484 kilometrekare olan Karaburun Yarımadası üzerinde yaklaşık 430 kilometrekarelik bir alana yayılmış durumda, yarımadanın yüzde 89’luk bölümü RES projelerine tahsis edildi. Raporda, doğa merkezli çözümlerden, adalet, eşitlik, toplumsal cinsiyet ilişkileri gibi temel prensiplerin yeniden tanımlanmasına yönelik dönüşümsel uyum politikalarının üretilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.