ŞIRNAK - Kentte devam eden ağaç kıyımına tepki gösteren siyasi parti ve çevre örgütleri, “güvenlik” gerekçisinin bir bahane olduğunu belirterek, pratik adımların atılmasını istedi.
Orman Genel Müdürlüğü Urfa Orman Bölge Müdürlüğü'nün verilerine göre yüzölçümü 7 bin 112 kilometre kare olan Şırnak ilinin yüzde 43’ü ormanlık alandan oluşuyor. Devletin 1990’lı yıllardan bu yana izlediği “güvenlikçi politikalar” ile çıkarılan yangınlar nedeniyle ormanlık alanlar giderek yok oldu.
Bölge Müdürlüğü’nün sitesinde yayınladığı verilere göre 7 ayda Şırnak’ta ormanlık alanın yüzde 8’lik bir kısmı yok edildi. Kentte devam eden ağaç kıyımının bir an önce durdurulması için yapılan suç duyuruları takipsizlikle sonuçlanırken, Sivil Toplum Örgütlerinin (STÖ) yaptığı çağrılar ise yanıtsız kaldı.
‘DOĞA TALANINA İZİN VERMEMELİYİZ’
Kentte devam eden ağaç kıyımına tepki gösteren Deva Partisi Şırnak İl Başkanı Guhdar Zeyrek, dünyada artan iklim krizine dikkat çekti. Ekolojik dengenin bozulmasının insan hayatını olumsuz etkilediğini belirten Zeyrek, “Bölgemizdeki ekolojik tahribat milyonlarca hayvanın ölümüne neden oluyor. Parti olarak ekolojik dengenin korunmasını önemsiyoruz. İnsani olarak da hem kendi hayatımız hem de çocuklarımızın hayatı için doğanın korunmasını önemsiyoruz. Bugün kentimizde bu kadar ağacın kesilmesi ve ekolojik dengenin bozulması yarın bizlere zarar olarak geri dönecektir. Her nerede olursa olsun ağaç kesilmesine karşıyız” dedi. Şırnak’ta sürdürülen ağaç kesimine ilişkin kentteki resmi kurumlarla görüşmeler yaptıklarını ifade eden Zeyrek, “Resmi makamlar, ‘güvenlik’ gerekçesiyle bu ağaç kesiminin yapıldığını ifade ediyor. ‘Güvenlik’ bahanesiyle bütün ormanlık alanlar talan ediliyor” diye konuştu.
‘DOĞA KATLİAMI KONTROLDEN ÇIKTI’
Cizre Bisiklet ve Doğa Derneği yöneticisi Mehdi Arslan da, Şırnak’ta uzun yıllardan beri doğa talanının gerçekleştiğini hatırlattı. Doğa katliamının son yıllarda kontrolden çıktığına değinen Arslan, “Kentimizdeki talan sadece ağaç kıyımıyla sınırlı değildir. Bölgede kömür, asfaltit, çinko gibi madenler çıkarmak için yine büyük bir talan var. Aynı zamanda Silopi ilçemizde kurulan termik santraller ile havamız kirletiliyor. İlçede kanser vakaları daha da artmış durumda. Bölgemizde meyve bile yetişemez oldu” şeklinde konuştu.
‘GEREKÇELER KABUL EDİLEMEZ’
Kentteki ormanlık alanın yüzde 40 civarında olduğuna dikkat çeken Arslan, “Giderek bu oran daha da düşüyor. Ormanlarımızın yüzde 8’ini yok ettiler. Onu koruyamadık, bari geri kalanını korumak için sesimizi yükseltelim. Geç kalmadan ormanlarımıza sahip çıkalım. Güvenlik gerekçesiyle ağaçların kesilmesi kabul edilemez. Yeni bir şehir mi inşa ediyorlar?” diyerek tepki gösterdi.
‘BİR AĞAÇ BİLE KALMADI’
Arslan, “Bölgemizde doğa talanı için en çok kullanılan ve yaptıklarını meşru kılmaya çalışarak ‘güvenlik’ bahanesi öne sürülüyor. Bir yer talan edilmek istendiği zaman bu gerekçeyi ileri sürüyorlar. Bunun insanlıkla yakından uzaktan ilgisi yoktur. Bölgemizde sıcaklıklar her geçen yıl artıyor. Sıcaklıklar şuan 45-50 derece civarında. Bunun sebebi doğanın talan edilmesidir. İnsanların gölgesinde oturacağı bir ağaç bile kalmadı” diye konuştu.
‘NEDEN AYRIM YAPIYORLAR?’
Her gün yüzlerce ton ağacın kesilmesine karşın yeterli düzeyde ses çıkmadığını kaydeden Arslan, devamla şunları kaydetti: “Kendine doğa sever ve doğa koruyuculuğu adını verenler ya bu adı kullanmasın ya da adım atsınlar. Bu gün teori zamanı değil. Artık adım atma zamanıdır. Büyük bir talan ve kıyım var. Buna karşı çıkmak gerekiyor. Bu kadar tanınmış sanatçı var. Türkiye’nin bir yerinde yangın çıkınca hemen oraya koşuyorlar. Neden buraya gelmiyorlar? Seslerini çıkarmıyorlar. Neden bölgeler arasında ayırım yapıyorlar? Eğer dürüst olsalardı hiçbir ayırım yapmadan bütün doğa talanına karşı ses çıkartırlardı. Bütün kurumlarımızın geç olmadan adım atılması lazım. Halkın buna karşı bilinçli olması ve sesini yükseltmesi lazım. Artık pratik adımlar atma zamanıdır.”