Nûrheq'te ocaklara ayrılan alan yaşam alanlarından fazla

img
MEREŞ - Nûrheq’te maden ocaklarına ayrılan alanın insanların yaşam alanlarından daha geniş olduğunu belirten Nurhak ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma ve Kültür Derneği Başkanı Zeynel Gül, “Yaşam alanlarımız her geçen gün yok ediliyor” dedi. 
 
Mereş’ın 12 bin 592 nüfuslu Nûrheq ilçesinde kurulan maden ocakları, tarım, hayvancılık ve insan yaşamını olumsuz etkiliyor. Adını eteklerinde bulunduğu Nûrheq dağından alan ve 1990 yılında ilçe statüsü alan 739 kilometrekare yüz ölçüme sahip ilçede yaşayan yurttaşlar, geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Son yıllarda Türkiye’nin birçok yerinde hız kazanan madencilik faaliyetleri Nûrheq’te de etkisini gösterdi. İlçede yaygın olarak bulunan boksit, bakır, mermer gibi çeşitli madenlerin çıkarılması için şimdiye kadar resmi olarak 11 Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusu yapılırken, şu an aktif olarak 3 maden ocağı, 1 Hidroelektrik Santrali (HES), 1 taş ocağı ve 1 tane de hazır beton fabrikası çalışıyor. 
 
MADEN ŞİRKETLERİNİN İSTİLASI
 
Özellikle ÇSK Madencilik tarafından 2015 yılında başlatılan boksit ocağı ve onun için kurulan eleme tesisinin Nûrheq’te yaşayanlara verdiği zarar çok büyük. 1 buçuk milyon ton rezervli olduğu tahmin edilen ve yıllık 200 bin ton üretim yapılan ocakta, açık eleme tesisinin tarım arazisi üzerine kurulmasından dolayı çevresindeki tarım alanları yok oluyor. Yine aynı şirket tarafından bakır madeni çıkarılması için Ar-Ge çalışmalarının sürdürüldüğü belirtiliyor. Bu kapsamda yapılan sondaj çalışmaları nedeniyle ilçe arazisi köstebek yuvasına dönmüş. 
 
TAŞ OCAĞININ YARATTIĞI TEHLİKE
 
Boksit madeni dışında Nûrheq-Albîstan yolu üzerinde ilçe merkezine 3 kilometre uzaklıkta kurulan taş ocağı ve yanında yer alan hazır beton fabrikası da hem insanlara hem de doğaya büyük zarar veriyor. İlçede yaşanan doğa talanına karşı mücadele eden Nurhak ve Köyleri Doğal Hayatı Koruma ve Kültür Derneği Başkanı Zeynel Gül, madencilik faaliyetleri yüzünden doğanın talan edildiğini söyledi. İlçenin hemen girişinde kurulan taş ocağı alanının her geçen gün genişletildiğini belirten Gül, “Ocağın hemen yanında mahallemiz bulunuyor. Hem yakınında oturan insanlar rahatsızlık duyuyor, hem de zirai faaliyetler olumsuz etkileniyor. Taş ocağından yükselen tozlar arazilerde ekilen ürünleri öldürüyor. Bunun yanında yapılan hayvancılığı da bitiriyor. Çünkü tozların otlak alanların üzerine sinmesi sonucunda hayvanlar otlayacak otlak bulamıyor. Tozlu otları da yediği zaman hastalanarak ölüyor” dedi. 
 
Normal şartlarda taş ocağında sulu kırımın yapılması gerektiğine dikkat çeken Gül, “İlçe merkezine 3-4 kilometrelik mesafede açık bir şekilde kuru kırım yapılarak işletiliyor. Maliyeti yüksek olduğu içinde ocağın üzeri kapatılmıyor. Bu da sürekli bir tahribata yol acıyor. Bu taş ocağında büyük kayaları kırmak için patlamalar da yapılıyor. Patlamalar hem yakınında bulunan mahalle için, hem de tarlada çalışan insanlar için tehlike arz ediyor. Diğer yandan Elbistan-Nurhak yolu üzerinde olduğu içinde çeşitli kazaların meydana gelmesine neden oluyor” diye konuştu. 
 
BOKSİT MADENİ ELEME TESİSİ
 
Taş ocağının 2-3 kilometre ilerisinde boksit maden eleme tesisi olduğunu anlatan Gül, “Bu eleme tesisi de tarım arazilerinin tam ortasında açık bir şekilde kurulmuş. Dağdan çıkarılan boksit madenini, büyük kütleler halinde kamyonlarla bu eleme tesisine taşıyorlar. Normalde bu eleme tesisinin tamamen kapalı olması gerekirken yine açık bir şekilde yapılıyor. Şu an ilçemizde madencilik için 11 ÇED başvurusu var ama mermer ocağı, boksit ocağı, taş ocağı gibi birçok madencilik faaliyeti yapılıyor. Var olan ocaklarda açılan kuyular tekrardan kapatılması gerekirken işletme sahipleri doğan maliyetten dolayı doldurmadan kalkıp gidiyor. Nurhak’ta yapılan tahribat açık bir şekilde ortadadır” ifadelerini kullandı. 
 
Madencilik faaliyeti yapılırken etrafının çitlerle kapatılması gerektiğinin altını çizen Gül, “Ortalama 20-25 metre derinlikte kuyular var. Bu kuyuların etrafı kapatılmadığı için ocaklara yakın yerlerde otlayan hayvanlar açılan çukurlara düşerek ölüyor. Bu aynı zamanda insanların güvenliği içinde sorun yaratıyor. Bu konuda cezai işlemlerin sağlanması gerekiyor ama verilen cezalar az miktarda olduğu için işletmeler için caydırıcı olmuyor. Örneğin buradaki boksit eleme tesisi için kaç defa ceza kesildi ama aldığı kar marjı cezadan çok yüksek olduğu için verilen ceza caydırıcı olmuyor ve hala aynı şekilde çalışmaya devam ediyorlar” şeklinde konuştu. 
 
‘YAŞAM ALANLARIMIZ YOK EDİLİYOR’
 
Nûrheq’te yapılan madencilik faaliyetlerinin yasal prosedürlere uygun bir şekilde yapılmadığını vurgulayan Gül, “Maden kazılarında literatürde var olan kurallara uyulmuyor. Bazı yerlerde alttan girilmesi gerekiyor, fakat maliyet yükseldiği için dışardan kazılar yapılıyor. Bu yöntem bölgedeki toprağı değiştiriyor. Hayvancılık ve tarım alanlarını yok ediyorlar. Bu ocaklara ayrılan alan insanların yaşam alanlarından daha geniş bir yerdir. Yaşam alanlarımız her geçen gün yok ediliyor. Yine dağ keçilerinin, yaban hayvanlarının tüm yaşam alanları bitmiş oluyor” dedi. 
 
MA / Ömer Akın