Bastonuyla açtığı çukurlara ‘umut tohumlarını’ ekti

ŞIRNEX - Şirnex'teki ekolojik kırıma karşı Cûdî' Dağı eteklerinde, "Geleceğin umut tohumları"nı bastonuyla açtığı çukurlara eken 76 yaşındaki Mehmet Çakar, “Bize yaşam bırakmadılar” derken, Halime Baykaya, “Dağlarımızı yeniden yeşerteceğiz” mesajı verdi.

Şırnex ve ilçelerinde 5 yılı aşkın bir süredir başlatılan doğa talanı tüm hızıyla sürüyor. Madenler ocakları, petrol aramaları nedeniyle açılan kuyular, kömür ocakları, yapılan yüzlerce kilometrelik yollar, inşa edilen kalekol ve üs bölgeleri ile kesilip satışa sunular yüz binlerce ağaç nedeniyle Cûdî ile Gabar dağları, Komato Dağı, Elkê (Beytüşşebap), Qileban (Uludere), Silopiya (Silopi), Cizîr (Cizre) ilçelerinin kırsalları çoraklaştırıldı. Bölgede adete bir eko-kırım yaşatılıyor. Ortaya çıkan ağır ekolojik tahribatlara karşı çevre, ekoloji ve sivil toplum örgütleri tarafından palamut meşesi ekme kampanyası başlatıldı. 
 
Mezopotamya Ekoloji Hareketi'nin "Bir palamut da sen topla, bir palamut da sen ek" şiarıyla başlattığı kampanya kapsamında Şirnex Ekoloji Platformu, 2009'dan beri faaliyette olan Ciner Grubu'nun 3 üniteden oluşan Silopi Termik Santrali'nin bulunduğu Kûnsera köyü kırsalında on binlerce palamut tohumunu toprak ile buluşturuldu. Etkinliğe katılanlar, doğa talanı ve buna karşı verilen mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Etkinliğe katılan 76 yaşında ki Mehmet Çakar, yaklaşık iki kilometre yolu bastonu yardımı ile yürüdükten sonra palamut ekim alanına ulaştı. Dinlenmeden palamutları toprak ile buluşturmaya başlayan Çakar, palamutları ekeceği çukurları bastonu yardımıyla açtı. Çakar kısa bir sürede yüzlerce palamut tohumunu toprak ile buluşturdu. Çakar, “Ağaçlarımız kesiliyor, iktidar bize bir tane ağaç bırakmadı. Kesilen her ağacı yeniden ekeceğiz. Ağaçlar olmadan yaşam olmaz. Barış doğa ile olur. Kardeşlik olacaksa doğamız talan edilmemeli. Eskiden buradalar hepsi ağaçlıktı. Yaşamımızı burada idame ediyorduk. Bize yaşam bırakmadılar. Artık nefes alamıyoruz. Burada termik santral kurulmuş ve geniş bir yerde ot bile yeşermiyor. İnsanlar hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bunun nedeni termik santral. Doğamızın talan edilmesine izin vermeyeceğiz. Bunun için de elimizden ne gelirse yapacağız” dedi. 
 
‘YAŞAMI YENİDEN YEŞERTECEĞİZ’
 
Hezex (İdil) ilçesinde topladığı palamut tohumlarını Cûdî Dağı eteklerinde toprakla buluşturan Halime Baykaya (51), “Her kesilen ağacın yerine yenisini ekeceğiz. Ağaçlarımız kesilmesin. Doğamız artık talan edilmesin. Ağaç demek yaşam demektir. Sonuna kadar bu talana karşı olacağız. Nefes aldığımız sürece doğamıza sahip çıkacağız” diye belirtti. Silopiya’dan etkinliğe katılan Asya Tay (65) ise “Doğamıza sahip çıkacağız. Yağmur yağmaz ise ağaçları tek tek sulayacağız. Kesilen her ağacı yeniden yeşerteceğiz. Dağlarımız bizim için her şeyden değerlidir, yeniden yeşerteceğiz” diye konuştu. 
 
‘BÜTÜN CANLILAR İÇİN BARIŞ’
 
Herkese doğaya sahip çıkma çağrısı yapan Amed Ekoloji Meclisi üyesi Mehdi Aslan, “Kürdistan’ın ormanlarını Amazon ormanları gibi yeşerteceğiz. Biran olsun durmayacağız. Amed’ten Botan’a bunun için geldik” dedi. Palamutların ekildiği yere elinde “Bütün canlılar için barış” dövizi ile yürüyen Mezopotamya Ekoloji Hareketi üyesi Gökhan Saran, ise şunları söyledi: “Yaşamı yeniden yeşertmenin bir parçası olmak mutluluk verici ve bu bizi heyecanlandırıyor. Yaşamı hep birlikte yeşerteceğiz. Ağaç kıyımı ile bir insansızlaştırma politikası yürütülüyor. Barıştan bahsedeceksek bunları da konuşmamız gerek. ‘Bir palamut da sen topla, bir palamut da sen ek’ kampanyası bu açıdan önemli. Gelin hep birlikte yeni yaşamı inşa edelim.”  
 
‘AĞAÇLAR HALKIN HAFIZASI’
 
Şirnex Ekoloji Platformu’nun üyesi Tahir Cin ise “Ekilen her tohum umut tohumudur. Burada kesilen her ağaç yüzlerce yıl öncede buradaydı. Bu ağaçlar halkın hafızası aynı zamanda. Ağaçlar sistematik bir şekilde özel savaş politikalarının bir sonucu olarak kesiliyor. Buna dur demek istiyoruz. Daha önce bir dizi eylem ve etkinlik yaptık. Özgür bir gelecek inşa etmek istiyoruz. Herkes gelsin umut tohumlarını eksin” ifadelerini kullandı. 
 
Ahmet Başak isimli yurttaş, özel savaş politikalarına dikkati çekerek “Bu politikalar uzun yıllardır var. Kürdistan toprakları her yer altı hem yer üstü açısından zengin. Uzun yıllardır doğamız talan ediliyor. Bir süreç var. Doğa ile çözüm olmadan kalıcı bir barış olmaz. Önce doğa ile barışmak gerek. Süreç deniliyor ancak doğamız talan ediliyor. Buna karşı palamut ve toprağı buluşturduk” şeklinde konuştu. 
 
MA / Emrullah Acar