DERSİM – Munzur Özgür Aksın Meclisi, Ovacık'ta bulunan Munzur Gözeleri’nin yapılaşmasına tepki göstererek, “Munzurlar, Mercanlar, dağ, tepe, yayla, buzul göller, inanç merkezleri, köy, mezra yerleşim yerleri şirketlerin saldırısı altındadır” dedi.
Munzur Özgür Aksın Meclisi, Ovacık'ta bulunan Munzur Gözeleri’nin yapılaşmaya açılmasına yönelik çalışmalara ilişkin basın açıklaması yaptı. Munzur Gözeleri’nde yapılan açıklamaya, Peri Belediyesi Eşbaşkanı Orhan Çelebi ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamayı yapan Dersim Barosu Başkanı Kenan Çetin, koronavirüs günlerinde Kanal İstanbul, Salda Gölü projeleri ile 20’ye yakın HES ve madenlere ‘ÇED uygundur raporu’ verildiğini söyledi. Munzur gözelerine ilişkin peyzaj ihalesinin yapıldığını belirten Çetin, “Munzur’un ruh ve inanç rızalığı alınmadan, Munzur Gözeleri’nde yapılan peyzaj projesi ile dış alandaki söğüt, kavaklıkların olduğu korulukta piknik alanlarının daha yoğun kullanım alanı oluşturduğu görülmektedir. Bu projeyle mevcut alan korunamamaktadır. Halvori’yi de ticari alan yapma projesi su havzalarına, bir bütün saldırıyla kıyılarda ve Milli Park’ta tahribat artırılmaktadır” dedi.
‘ALANLAR ŞİRKETLERİN SALDIRISI ALTINDA’
Ovacık’ta tarım arazilerinin, köylülerin hayvansal üretimlerinin 49 yıllığına Koç Mercan şirketine yakın zamanda verileceğini belirten Çetin, gözelerin etrafının çitler ve tel örgülerle çevrileceğini söyledi. Köylerin insansızlaştırılarak, nefessiz bırakılmak istendiğini vurgulayan Çetin, “Munzurlar, Mercanlar, dağ, tepe, yaylalar, buzul göller, inanç merkezleri, köy, mezra yerleşim yerleri ve diğer alanlar şirketlerin saldırısı altındadır. Meralarının otlak, yaylalarının özel mülkiyet sahiplerince ve mera komisyonunca dinlendirilememesi biyolojik çeşitlilik bakımından zengin olan alanlar tehlike altındadır. Munzur’a yapılan müdahalede halkın ve Munzur Özgür Aksın Meclisi’nin rızası yoktur” diye konuştu.
‘MÜCADELE ETMELİYİZ’
Yapılan doğa tahribatlarına karşı mücadele etmenin önemine dikkat çeken Çetin, “Munzur gözeleri ve Pülümür Çayı, barajlara ve HESL’lere, Munzur ve Halvori gözelerindeki yapılaşmalara, Munzur, Pülümür, Tağar, Peri ve diğer ırmak dere ve çayların ticari yapılarla boğulmamasına, nefesiz bırakılmamasına izin vermeyeceğiz. Madenlere, yayla yasaklarına, meraların talan edilmesine, daha önemlisi de kapitalizmden kurtulmak için sadece bir gün değil her gün bütün kurumlarıyla, sanatçısı, üretici köylüsü, hukukçusuyla, mühendisiyle, sağlık, eğitim emekçisiyle genci, kadını, kamilleriyle ve seçilmişleriyle birlikte sadece üsten değil, dipten dalga yaratarak mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu.