DİSK’ten ‘Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylansın' çağrısı

img
ANKARA - DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, ILO’nun 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanması çağrısı yaptı. 
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 21 Haziran 2019’da Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilen ve 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanması için yürüttüğü kampanya çalışmalarını açıklamak için genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
 
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun başkanlığındaki bir heyet, 15 Kasım ve 16 Kasım 2022 tarihlerinde Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanması ve etkin şekilde hayata geçirilmesi talebi ile görüşmeler gerçekleştireceklerini duyurdu. İlk ziyaretin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile olacağını belirten Çerkezoğlu, çalışma dosyalarını sunacaklarını ve kabul edilmesi için görüşmeleri sürdüreceklerini kaydetti.
 
 3 YILDA 900 KADIN KATLEDİLDİ 
 
Çerkezoğlu, şiddetin boyutuna dikkat çekerek, 18 ülke tarafından onaylanan bu sözleşmenin henüz Türkiye tarafından onaylanmadığını belirtti. Çerkezoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Kadınların yaklaşık üçte biri hayatlarında en az bir kez cinsel veya fiziksel şiddete uğrarken Türkiye’de sadece son üç yılda en az 900 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bilinmekte ve dile getirilmektedir. Yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan şiddet ve tacizle karşı karşıya kalan kadınlar için işyerleri ve çalışma hayatının da güvenli olmadığı açıktır. Bildiğiniz gibi, çalışma yaşamında şiddet ve tacizi önlemek için sendikaların ve kadın hareketinin uzun yıllardır sürdürdüğü mücadele sonucunda ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, 21 Haziran 2019’da Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilmesinden iki yıl sonra, 25 Haziran 2021’de yürürlüğe girdi. Fakat yine bildiğiniz gibi, dünyada 18 ülke tarafından onaylanan bu sözleşme, henüz Türkiye Hükümeti tarafından onaylanmadı.”
 
SÖZLEŞMENİN ÖNEMİ
 
Çalışma hayatında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması için bu sözleşmenin önemli olduğuna vurgu yapan Çerkezoğlu, şöyle konuştu: “DİSK olarak çalışma hayatında şiddet ve tacizin, ayrımcı uygulamaların ortadan kalkması ve ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi’nin Türkiye Hükümeti tarafından onaylanması için Kasım 2021’den itibaren kampanya yürütüyoruz ve bunun için mücadele ediyoruz. Meydanlarda başlattığımız çalışmalarımızı bugün itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde siyasi partiler ve bakanlık görüşmeleri ile sürdüreceğiz. 15 Kasım ve 16 Kasım 2022’de TBMM'de siyasi partiler ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nı ziyaret ederek ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi’nin onaylanması talebimizi yenileyeceğiz. Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması için çalışmalarımız sürerken ILO tarafından 27 Eylül 2022’de gerçekleştirilen ‘ILO C190 Sendikal Uygulamalar Çalıştayı’nın bir çıktısı olan DİSK’in ‘Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizi Önleme’ politika belgesini kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
 
TALEP: GÜVENLİ İSTİHDAM
 
Çerkezoğlu, talepleri şöyle sıraladı: “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalı, 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı, etkin biçimde uygulanmalı, toplumsal cinsiyet temelli suçlarda, kadın cinayetlerinde cinsiyetçi iyi hal, tahrik indirimi gibi uygulamalardan vazgeçilmeli, iktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı, kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmeli, özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalı, kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmelidir.”