WAN - Kişi başına düşen milli gelir düştükçe zorla çalıştırılan çocuk sayısı arttı. İstihdam Uzmanı Sinan Ok, “Çocuk emeğini sömüren sistemi önleyecek bir kamuoyu mekanizması yok” dedi.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2002’de çocukların çalıştırılmasını ortadan kaldırmak amacıyla 12 Haziran’ı “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” ilan etmesi sonrası tüm ülkelerde çocuklara dair düzenlemeler yapılmaya başlandı. Türkiye’de ise, durum tam tersi oldu. AKP iktidarı, ‘Çıraklık Yasası’yla çocuk işçiliği teşvik etmeye başladı. Türkiye’de ilk kez 1972’de ilan edilen “Çıraklık Yasası”, yoksul çocukları çalıştırmak isteyen ama iş yasası kapsamına girmek istemeyen işletmeler için yapıldı. “Mesleki eğitim” adı altında çocukların ağır sanayi başta olmak üzere birçok alanda çalışmasının önü açıldı.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNDE KAZANÇ
AKP dönemine “Mesleki eğitim” adı altında birçok meslek lisesi açıldı. Kurdistan ve Türkiye’de toplam 3 bin 792 meslek lisesi bulunurken, bu okullarda toplam 1 milyon 848 bin 236 öğrenci eğitim görüyor. Mesleki ve teknik eğitim adı altında okullarda ağır koşullarda çalıştırılan öğrencilere ise aylık bin 300 TL ödeme yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda Aralık 2021'de yapılan değişiklikle birlikte bu okullarda öğrenciler farklı sektörlerde çalışmak üzere eğitilmeye başlandı. Değişiklikle birlikte öğrenciler “çırak, kalfa ve usta” gibi sınıflandırılmalara tabi tutuldu. 24 Aralık 2022’de ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni ziyaret eden Milli Eğitim eski Bakanı (MEB) Mahmut Özer, okullardaki çırak ve kalfa sayısının 1 milyon 200 bine ulaştığını açıkladı. Bakan yine aynı ziyarette öğrencilerin okullarda işçi olarak çalıştırılmasına ilişkin şu bilgileri verdi: “Mesleki eğitimde yılda 3 tane tescil alınırken, bu sene 8 bin 300 ürünün tescili alındı ve bu ürünlerin 162 tanesi ticarileşti. Meslek liseleri yurt dışına ihracat yapmaya başladı. Meslek liseleri 2 milyarlık bir üretim kapasitesine ulaşmıştır.”
Eski Bakan Mahmut Özer, 18 Aralık 2022’de yaptığı yazılı açıklamayla meslek liselerinin 11 ayda 1 milyar 955 milyon TL gelir elde ettiğini ve buradan öğrencilere 94 milyon 332 bin lira, öğretmenlere ise 206 milyon 608 bin lira olmak üzere toplam 301 milyon lira pay ödendiğini söylerken, geriye kalan 1 milyar 654 milyon TL ise “çocuk işçiliği” üzerinden devletin hazinesine aktarıldı.
EN AZ 5 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) "Hane Halkı İşgücü Araştırması" 2022 yılı sonuçlarına göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 18,7 oldu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) ise çocuk işçiliğinin verilerinin perdelendiği kaydedildi. İSİG, çocuk işçiliğinin azaldığına dayanak gösterilen istatistiklerde, sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrencilerin çocuk işçi olarak istatistiklerde yer almadığına dikkat çekiyor. Bunlar göz önüne alındığında, şu anda Türkiye’de en az 2 milyon (yaz aylarında 5 milyon civarı) çocuk işçi olduğu tahmin ediliyor. Çocuk işçiler istatistiklerine göçmen ve mülteci çocukların dahil edilmemesi de gerçek sayıyı perdeliyor. Yine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, 2022 yılında en az 3 bin 552 çocuğun sokaklarda çalıştırıldığı belirlendi.
868 ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ
İSİG verilerine göre, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından 31 Mayıs 2023 tarihine kadar en az 868 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2002 yılında en az 1 çocuk, 2003 yılında en az 18 çocuk, 2004 yılında en az 29 çocuk, 2005 yılında en az 27 çocuk, 2006 yılında en az 29 çocuk, 2007 yılında en az 28 çocuk, 2008 yılında en az 29 çocuk, 2009 yılında en az 12 çocuk, 2010 yılında en az 24 çocuk, 2011 yılında en az 24 çocuk, 2012 yılında en az 15 çocuk, 2013 yılında en az 59 çocuk, 2014 yılında en az 54 çocuk, 2015 yılında en az 63 çocuk, 2016 yılında en az 56 çocuk, 2017 yılında en az 60 çocuk, 2018 yılında en az 67 çocuk, 2019 yılında en az 67 çocuk, 2020 yılında en az 68 çocuk ve 2021 yılında 63, 2022 yılında 64 ve 2023 yılının ilk 5 ayında en az 11 çocuk iş cinayetine kurban gitti.
ÇOCUK EMEĞİNİN SÖMÜRÜSÜ
İstihdam Uzmanı Sinan Ok, çocuk işçiliğinin artmasının nedenleri arasında yoksullaşma olduğunu söyleyerek, “Son 7-8 yılda derinleşen bir ekonomik kriz var. Bu da çok çocuklu ailelerde ve Kurdistan’daki ailelerde çocukların eğitimden uzaklaşarak çalışma hayatına katılmasına neden oluyor. TÜİK’in çocuk işçiliğe dair bazı verileri var, fakat bu sayılar gerçeği yansıtmıyor. Ailelerin çocukları okula göndermemesinin bir diğer nedeni de eğitimin işlevsizleşmesidir. Çocuk emeğini sömüren sistemi önleyecek bir kamuoyu mekanizması yok. AKP iktidarı zaten emek karşıtı bir siyaset yürütüyor ve tüm emekçiler için emeği değersizleştirdi. Çocuklar artık kolay işgücü olarak görünüyor, çünkü kayıt dışı ve düşük ücretle çalışıyor. AKP iktidarı da bu politikayı devam ettiriyor” ifadelerini kullandı.
Meslek liseleri adı altında çocukların çalıştırıldığını hatırlatan Ok, “Bu politika 2008 yılından beri uygulanıyor. Mesleki eğitim adı altında çalıştırılan çocuklara yapılan ödemeler işsizlik fonundan ödeniyor, patronların cebinden bir para çıkmıyor. Çocuklar şimdiden kötü koşullarda çalıştırılmaya alıştırılıyor. SGK verilerine göre, 1 buçuk milyon çocuk İŞKUR üzerinden çalıştırılıyor. Çocuk işçiler kamu üzerinden yandaşlar için istihdam ediliyor. Buradan emek sömürüsü alanı açılıyor. AKP bunu sermayeye karşı rüşvet olarak kullanıyor” şeklinde konuştu.
ÖLÜMLERE DAİR VERİLER YOK
AKP’nin yaşam karşıtı bir siyaset yürüttüğünü vurgulayan Ok, “Bu siyaset sadece çocuk işçiler için geçerli değil. Zırhlı araçların neden öldüğü ölümlerden tutun da aile içi şiddete maruz kalan çocuklara kadar geçerli. Sistematik, yaşam karşıtı bir politika var. Çocuk işçilere yönelik sadece İSİG verileri var, fakat bu veriler gerçekçi değil. Çünkü İSİG sadece kendi bulabildiği verileri yayınlıyor. Gerçek veriler daha fazla, binlerce çocuk hayatını kaybediyor. Çalışma yaşının 14 olması nedeniyle binlerce kişi iş cinayetlerinde çocuk işçi olarak kayıt edilmiyor. Dolayısıyla gerçek sayı çok daha yüksek. Resmi bir verinin olmaması bile izlenilen politikanın göstergesidir. Veriler yayınlanmayarak deliller karartılıyor. Çocuk işçi diye bir şey yoktur, çocukların belli bir yaşa kadar okullarda olması gerekiyor. Mevcut iktidar ve sermayeye bunu emek sömürüsü olarak kullandığı sürece biz bunu tartışacağız. Hem iktidarla hem de çocuk işçiliğiyle mücadele etmek gerekiyor” diye konuştu.
MA / Berivan Kutlu