Özgür Basın’ın mamostesi: Tecrübesi ve pratiğiyle yol gösterdi

AMED - Kürt basınının emekçisi Mamoste Kadri Kaya’yı ölümünün 6’ncı yıldönümünde anan gazeteci Mehmet Ali Ertaş, “Kürdistan’ın sesi olan gazeteciler yetiştirmek için emek veriyordu. Onun bu hayalini çalışmamızla canlı tutmamız gerekiyor” dedi. 
 
Özgür Basın’ın unutulmaz emekçilerinden Kadri Kaya’nın ölümünün üzerinden 6 yıl geçti. Kürt basınına uzun yıllar emek veren Kaya, kanser tedavisi gördüğü İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 29 Ekim 2018 tarihinde yaşamını yitirdi. 1958 yılında Mêrdîn’in Stewr (Savur) ilçesine bağlı Derslav Mahallesi’nde dünyaya gelen Kaya, 1984-1999 yılları arasında devlet memurluğu yaptı. Emekli olduktan sonra 18 Nisan 1999’da yayın hayatına başlayan Özgür Bakış gazetesinin Amed Temsilcisi olarak Kürt basınında yer almaya başlayan Kaya, gazetenin baskılar sonucu kapatılmasının ardından 27 Mayıs 2000’de yayın hayatına başlayan Doğru Gündem gazetesinde idareci olarak çalışmaya devam etti. Gazetenin 31 Mart 2001’de yönetim kararıyla kapatılmasının ardından Kaya, bir süre haftalık yayın yapan Yedinci Gün gazetesinde çalıştı.
 
KÜRT BASINININ ‘MAMOSTE’Sİ OLDU
 
İki yıl kadar Azadiya Welat gazetesinde köşe yazarlığı yapan Kaya, son olarak 4 Nisan 2002’de “Gerçeklerden asla taviz verilmez” sloganıyla yayın hayatına başlayan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) kuruluşunda yer aldı. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 29 Ekim 2016’da kapatılan DİHA’da 14 yıl temsilcilik yapan Kaya, üstlendiği görevinin yanı sıra ajansın idari birimlerinin sorumlusu ve çalışanı oldu. Çalıştığı süre boyunca temsilci, muhasebeci, teknik servisçi olmanın ötesinde haber kaynağı ve çözüm mercii olan Kaya, bu nedenle Kürt basının ve halkının “Mamoste”si oldu.
 
Kaya, Kürtçe gazeteciliğe ilgili olmasından kaynaklı da Kürtçe servis editöryasında da çalıştı. Gazetecilik faaliyetleri gerekçesiyle 15 Nisan 2011’de yapılan ev baskınıyla gözaltına alınan Kaya, sevk edildiği mahkemece tutuklandı. 11 aylık tutukluluğunun ardından 28 Şubat 2012’de tahliye olan Kaya, çalışmalarına kaldığı yerden devam etti. 
 
Xwebûn Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, uzun yıllar birlikte çalıştığı Kaya’yı anlattı. 
 
‘PRATİĞİYLE YOL GÖSTERDİ’
 
Kaya ile 2004 yılında tanışan Ertaş, “Herkesle diyalog kurabiliyordu. O yüzden kolayca o sıcaklık oluşuyordu. İnsan birbirine çabuk ısınıyordu. O yüzden Mamoste Kadri toplumsaldı. Sıcaktı ve herkesi sarmalayabiliyordu, herkesle diyalog kurabiliyordu. Hem yaşamıyla hem pratiğiyle hem de değerlerine sahip çıkmasıyla, arkadaşları ve toplumun ‘mamostesi’ oldu. Pratiğiyle mamostelik yaptı. Söylemi ve yaşamı birdi” diye belirtti. Kaya’yı, “arkadaşlarına, davasına bağlı, sadık arkadaşlarının değerini bilen” biri olarak tanımlayan Ertaş, “Hiçbir zaman arkadaşlarının eksikliğe düşmesini istemiyordu. İyi, başarılı, öncü ve eylemci gazeteciler yetiştirmek istiyordu. Başına gelenlerin bir daha tekrarlanmaması için tecrübelerini bizimle paylaşıp, nasihatlerde bulunuyordu. Mamosteliği oradan geliyor. Tecrübesiyle, pratiğiyle bize yol gösteriyordu” ifadelerini kullandı. 
 
İNANDIĞI YOLDU YÜRÜDÜ
 
Kaya’nın Kürt basın camiasında emek ve verimli kişiliğiyle tanındığını söyleyen Ertaş, şöyle devam etti: “Emeğin kıymetini biliyordu. Malzemelerin emek ve bedellerle alındığının biliyordu. Kadri arkadaş şehitlerin kıymetini çok iyi bildiği için o değerler de yanında kutluydu. Bir fotoğraf makinası elimize ulaşana kadar belki de 20 yere başvuruyordu. Ya da bir gazetecinin haber yazacağı bilgisayarı bulabilmek için yüzlerce yeri arıyordu. Bir fotoğraf, kalem, bilgisayar ya da masa… Hepsi bir emekle oluşturuldu. Hala da öyle... Bütün arkadaşlarının da öyle savunmasını istiyordu. O yüzden Kadri arkadaş emeğinin yanı sıra değerlere kıymet vermesiyle tanınıyordu. Her zaman hakikatin izinde olan gazetecileri geliştirmeyi hedefliyordu. Başarılı, halkın öncülüğünü yapabilen, her zaman toplumun, halkının, Kürdistan’ın sesi olan gazeteciler yetiştirmek için emek veriyordu. Bizim de her zaman onun bu hayalini kalemimizle, haberlerimizle, basın çalışmamızla canlı tutmamız gerekiyor.”