3 yılda 87 ajanlaştırma girişimi başvurusu: Soruşturma yok

img
ANKARA - İHD'ye 3 yılda ajanlaştırma ve kaçırmaya ilişkin yapılan 87 başvuruyla ilgili yaptıkları suç duyurularının sonuçsuz kaldığını ifade eden İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, etkin soruşturma talebinde bulundu.  
 
İnsan Hakları Derneği (İHD), 2022-2024 yılları arası yaşanan baskı, tehdit yöntemleriyle ifade alma, mülakat yapma, ajanlaştırma ve kaçırma olaylarına ilişkin hazırladığı raporu, dernek genel merkezinde  düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Dernek yönetimiyle katılımıyla raporu açıklayan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte insan hak ve özgürlüklerine dönük saldırıların arttığını söyledi. İHD'ye yönelik başvurulara dikkati çeken Küçükbalaban, "Türkiye’deki genel cezasızlık politikasının bu tür başvurularda da temel bir yaklaşım olduğu görülmektedir" dedi. 
 
'BAŞVURULAR YAŞANANLARIN GÖRÜNEN YÜZÜ'
 
Küçükbalaban, İHD'ye yapılan başvuruların sadece görünen yüz olduğunu, tehdit ve baskı altında tutulanların yaşadıklarını aileleriyle dahi paylaşmadığını, güvenliklerini bu şekilde sağlayacakları sanına kapıldıklarını ifade etti. Yapılan suç duyurularının çoğu zaman yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan failin kimliğine ulaşılmadığı gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlandığını söyleyen Küçükbalaban, "Kişinin can güvenliğini sağlamaya dönük koruma tedbirlerine başvurulmamaktadır. Bu nedenlerle, yasal yollara başvurmaktan çekinip Türkiye'yi terk ederek başka bir ülkede yaşamaya zorlanan kişiler vardır. İnsan Hakları Derneği olarak devletin cezasızlık politikasının son bulması ve bu tür vakalarda sorumluluğu bulunan faillerin cezalandırılması amacıyla birçok girişimde bulunmaktayız" ifadelerini kullandı. 
 
52 SUÇ DUYURUSUNA TEK BİR SORUŞTURMA YOK
 
Küçükbalaban, kendilerine yapılan başvurulara ilişkin İçişleri Bakanlığı, Kolluk Gözetim Komisyonu ve Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bildirdiklerini, buna karşın 2019'dan beri yaptıkları 52 başvurunun Komisyon tarafından kabul edilmediğini, soruşturmaların halen yapılmadığını aktardı. 
 
'SON 3 YILDA 87 BAŞVURU ALINDI'
 
İHD'ye 2022 ile 2024 yılları arasında 87 ajanlaştırma ve kaçırılma başvurusu yapıldığı bilgisini paylaşan Küçükbalaban, "Başvurucuların şikâyetlerine baktığımızda, kendisini polis olarak tanıtan kişiler başvurucularla 'Sohbet etmek, çay içmek, arkadaş olmak' gibi tekliflerle bir araya gelmeye çalışıyor, bu işten ekonomik çıkar sağlayabilecekleri belirtiliyor. Bu sohbete katılan fakat isteklerini kabul etmeyen başvurucuları ailesiyle, işiyle, sağlık durumuyla, özel hayatıyla tehdit ediyor, gözaltı ve tutuklamayla korkutuyor. Gözaltı merkezlerinde ise gözaltındaki başvurucu, yasal ifade alma işleminden önce ve avukatı olmaksızın belirli aralıklarla mülakat odasına götürülüp kayıt dışı ifade vermeye zorlanıyor. Gözaltındaki kişiler, tutuklanmakla veya dışarı çıksa bile her an peşinde olacakları ve kendisini rahat bırakmayacakları tehdidi ile korkutuluyor. Bazen de bu keyfi uygulamalar, kişinin kaçırılması, işkence ve kötü muameleye maruz kalmasıyla sonuçlanıyor, kişi tanımadığı insanlarca bir otomobile bindirilerek, gözleri kapalı bir şekilde kaçırılıyor, günlerce darp ediliyor ve tenha bir yerde salıveriliyor" diye konuştu.
 
'İNSAN HAKLARI KURULUŞLARI GÖREVLERİNİ YAPMALIDIR'
 
Konuya ilişkin İHD'nin sonuç ve önerilerini sıralayan Küçükbalaban, bu önerileri daha önceki raporlarda da ifade ettiklerinin altını çizerek şunları kaydetti:
 
*Cumhuriyet Başsavcılıkları başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, TİHEK, Valiliklerin İnsan Hakları Kurulları insan hakları ihlalleriyle ilgili kuruluş amaçlarını yerine getirmeli, resen raporda bahsedilen ihlallerin takibini yaparak etkin bir adli ve idari soruşturma yürütülmesine katkı sunmalıdır.
 
*TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu kolluğun denetlenmesine yönelik olarak bir alt komisyon kurmalı ve başvuruları değerlendirmelidir.
 
*Güvenlik ve istihbarat birimleri faaliyetlerini hukuka uygun bir biçimde sürdürmeli, kişilerden baskı ve tehdit yöntemleriyle delil elde etme yönteminden vazgeçmeli, TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu alt komisyon kurarak istihbarat örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalıdır.
 
*İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi kriterlerine uygun biçimde faaliyet göstermeli, kolluğun hesap verebilirliğini sağlamalıdır."