Tarihi töreni katledilen gazetecinin fotoğrafıyla takip etti

img
HABER MERKEZİ - Casenê’deki töreni Cihan Bilgin’in fotoğrafıyla takip eden Ekrem Berekat, katledilen gazetecilerin mücadelesini sürdürdüklerini belirterek, “Böylesi tarihi günleri tüm hakikatiyle yansıtmak isterdi” dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla birlikte PKK, Şikefta Casenê’de düzenlediği törenle silahlarını imha etti. Tüm dünyanın gözü kulağı 52 yıl, 1 ay, 1 hafta süren mücadelenin dönüşüm geçirdiği tarihi törende olsa da sınırlı sayıda kişi katılabildi. Davetli sayısı gibi gazeteci sayısı da sınırlı tutuldu ancak birçok medya organından, dünyanın birçok ülkesinden töreni izlemeye gelenler oldu. 
 
Rojava Devrimi’nin ilk günlerinden bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’de gazetecilik yapan Hawar Haber Ajansı’ndan (ANHA) Ekrem Berekat, tarihi sürece tanıklık etmek için yapay sınırları aşanlar arasında yer aldı. Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ saldırıları başta olmak üzere birçok önemli süreci takip eden Berekat, bu süreçte bir kez yaralandı ama mesleğini yapmaktan vazgeçmedi. Gazetecilerin örgütlü mücadele alanı olan Yekitiya Ragihandina Demokratîk (YRD) içinde mücadele eden Ekrem Berekat, hem DAİŞ hem de Türkiye’nin saldırılarında katledilen gazetecilerin ardından hakikat mücadelesi yürüttü. 
 
11 Temmuz’da düzenlenen töreni katledilen meslektaşlarının gözüyle de izleyen Ekrem Berekat, 19 Aralık 2024’te SİHA saldırısında Nazım Daştan ile birlikte katledilen Cihan Bilgin’in fotoğrafını da alanda taşıdı. 
 
'SEMBOLİK DEĞİL RUH OLARAK YANIMIZDAYDI'
 
7 yıl boyunca Cihan Bilgin ile birlikte çalıştığını ifade eden Berekat, “Cihan Bilgin’i sadece bir şahıs olarak ele almak eksik kalacaktır. Genç yaşına rağmen bedenini, kendisini özgür basın okuluna dönüşmüştü. Özgür bir kadın, özgür bir gazeteci olmak istiyordu. 7 yıl boyunca birlikte çalışma yürüttük. Tarihi olaylara şahitlik etmek istiyordu. Tıpkı Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı gibi, PKK’nin 12. Kongresi, Abdullah Öcalan’ın canlı videosunu görmek, 11 Temmuz’daki tarihi törenin şahitliğini yapmak isterdi. Tüm temennisi ve umudu böyle günlere şahitlik etmekti. Böylesi günlerin anlatıcısı olmayı, dünyaya duyurmayı isterdi. Böylesi tarihi günleri tüm hakikatiyle yansıtmak isterdi. Cihan hep bizimle yaşıyor. Böylesi ne tarz tören olursa olsun Cihan hazır olurdu. Sadece sembolik olarak değil ruh olarak da hazırdı” diye ifade etti. 
 
ONLARIN MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ 
 
Cihan Bilgin, Nazım Daştan, Rizgar Deniz, İsam Ebdullah’ın ruhuyla çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren Berekat,  onların hakikat mücadelesini yaşatmanın öncelikli görevleri olduğunu belirterek, “Bu nedenle her zaman onlar yanımızda hazır olacaklar. Cihan bilgin özgür kadın ve özgür basın emekçilerinin örneklerindendi. Bizim de görevimiz bu süreci bu mücadeleyi yürütmektir. Özgür basın olarak biz de onların mücadelesini sürdüreceğiz” diye konuştu.  
 
ÇÖZÜME KAPI ARALANDI 
 
Törenin tarihi olduğunu ve Kürdistan ve Ortadoğu’nun geleceği için önemli bir ana gazeteci olarak tanıklık ettiğini ifade eden Berekat, törenin Kürt hareketinin sorunu barışçıl yollarla çözmeye her zaman kapı araladığının bir göstergesi olduğunu ve sonuçlarının herkesi etkileyeceğini dile getirdi. 
 
‘SÜREÇ BAŞARIYA ULAŞIRSA SURİYE’DE DEMOKRATİKLEŞİR’
 
Töreni izleyen birçok kişinin görüşlerini aldığını söyleyen Berekat, “Onların da görüşü şu yöndeydi; Bu adım sadece Kürtlerle Türklere etki etmeyecek, tüm Ortadoğu’ya özellikle de Kuzey ve Doğu Suriye’ye etki edecek. Bu sürecin başarıya ulaşması elbette Kuzey ve Doğu Suriye’ye de etkisi olacaktır. Erfîn, Girê Spî, Serêkaniyê gibi Rojava toprakları ile Cerablus, El Bab gibi kentler Türkiye’nin ve bağlı grupların işgali altında bulunuyor. Sürecin başarıya ulaşmasıyla birlikte Türkiye’nin bu topraklardan çekilmesi gerekiyor. Bu çekilmeyle birlikte demokratik bir Suriye’nin inşaasının da yolu açılmış olur” dedi. 
 
Türkiye’nin müdahaleleri sona ermenden Suriye’nin normalleşmesinin sorunlarının sona ermesinin mümkün olmadığını söyleyen Berekat şunları belirtti: “Türkiye Suriye’de de tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet anlayışını kurmak istiyor. Bir gazeteci olarak söyleyebilirim ki bu tek ulus devlet anlayışı ve sistemi çöktü. Bu gömleği yeniden Ortadoğu’ya giydirmek istiyorlar ama bu Ortadoğu’ya uygun değil. Aksine Abdullah Öcalan’ın Demokratik ulus projesi Suriye’nin, Türkiye’nin, İran’ın, Arapların sorunlarının çözümünü sağlayacaktır. Bu doğal olarak tüm Ortadoğu’ya etki edecektir.”
 
MA / Dicle Müftüoğlu