İSTANBUL - Yarın gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandığa gitme çağrısı yapan Yeşil Sol Partili Milletvekili Özgül Saki, “Erdoğan’ı oylarımızla mahkum edebilirsek, bu bir eşik olacak” diye konuştu.
Milyonlarca seçmen, 14 Mayıs’ta ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için yarın bir kez daha sandık başına giderek oy kullanacak. Seçimlere saatler kalırken, siyasi partilerin kararsız seçmenin sandık başına gitmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Yarın gerçekleştirilecek oylama için İstanbul seçmenini sandık başına gitmeye çağıran Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekilli Özgül Saki, değişimin önemli bir eşik olacağını vurguladı.
MUHALEFET CEPHESİNİN HANDİKABI
Yarın gerçekleştirilecek ikinci tur seçimlerinin önemine vurgu yapan Saki, tüm kadınlara Meclis’teki eril çoğunluğa karşı sandık başına giderek oy kullanma çağrısında bulundu. Seçim sonuçları beklentilerin altında olsa da mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen Saki, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 14 Mayıs seçimlerine göre daha farklı bir sonuç alacaklarını söyledi. Meclis’te sağ ve milliyetçi bir ittifak oluştuğuna dikkat çeken Saki, “22 yıllık AKP iktidarı artık siyasi bir parti konumunda değil, bir çıkar ve rant örgütü olduğu için varlık, yokluk savaşı veriyordu. Bu yüzden iktidar seçim sürecinde her türlü usulsüzlüğü mubah gördü. Baskı, gözaltı, yalan dolan her şeyi seçim faaliyeti yaptı. Buna karşılık sol muhalefet cephesinde yeterince bir hazırlık yapılmadı ve halkta yeterince bir güven duygusu yaratılmadı. ‘Nasıl olsa gidecekler’ gözüyle bakılması bizi bu sonucu götürdü” diye konuştu.
DERSLERLE DOLU BİR SEÇİM
“Türkiye Cumhuriyeti devleti ve AKP artık örtüşmüş vaziyette” diyen Saki, şöyle devam etti: “Devlet, artık eski devlet değil. Bir bütün olarak uluslararası düzeyde de başka bir devlete dönüştüğü ortada. Bir çıkar örgütü olmanın yanı sıra silahlı örgütlerle kurduğu bağı ciddiye almadığımız kanaatindeyim. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve onu arka planda destekleyenler için söylüyorum. Biz sosyalist feminist gelenekten gelenler devleti biliyorduk. 90’lı yıllardan birebir tanığı olarak biliyorduk. Ama ne yazık ki ana muhalefetin yarattığı o rehavet havası bize de yansıdı. Bir bekleme durumu yaşandı. Bizim açımızdan çıkarmamız gereken dersler var. Her şey seçimlerle analiz edilemez evet ama bir göstergedir. Seçimlere katılımın çok yüksek olduğu yerler, toplumsal olarak bir mesaj yeridir. O toplumun mesajını iyi okumak gerekir ve ona uygun politikayla mücadele vermek gerekir.”
TOPLUMSAL BAĞIN ÖNEMİ
Seçimlerle birlikte sokakla bağın zayıfladığının ortaya çıktığını dile getiren Saki, “Zayıflamış bir toplumsal hareketi bir ağ gibi sarıp sarmalamadan, sadece sözle değişim yaratmasını beklemek mümkün değil. Durumu tersine çevirmek mümkün. Parlamento birleşiminde çoğunluğu sağlayan iktidar, yaşamın tüm boyutlarını bir kerede ortadan kaldırmak üzere. Kadına yönelik şiddet, ekolojik yıkım, savaş ve militarizmle, her yönüyle bir yıkım iktidarı olmasına rağmen bir bağı var toplumla. Burada sorgulanması gereken şey; bu kadar yıkıma rağmen neden toplumla güven inşasını sağlayamadık. Bunun üzerine düşünmeye ve tartışmaya ihtiyaç var” dedi.
MÜCADELE ALANI OLARAK MECLİS
Siyasetin toplumsallaşması gerektiğini kaydeden Saki, siyasettin bir uzmanlık alanı değil, mücadele alanı olduğunu söyledi. Saki, şunları söyledi: “Sadece Meclis’te yapılan bir siyaset var. Halbuki Meclis’in kendisi bizim için bir mücadele alandır. Orayı da değiştirmeye varız. Vaat alanı olmamalı. Ama bunun öncesinde toplumla zayıflamış bu bağın her alanda güçlendirilmesi gerekir. Özetle mücadelenin her birimi organik bir şekilde birbiriyle karar süreçlerinde, karar almalarında her şeyde ortak politik bir hedefle, politik bir hatla olduğunda ancak ortak bir motivasyonla gelebilir. Meclis bu haliyle yaşayan hiçbir canlıya tek bir şey vaat etmiyor.”
MÜCADELE SOKAKTA KAZANILIR
Anti demokratik ve kadın karşıtı bir parlamento oluştuğunu belirten Saki, “Sadece kadınların hedef alındığı gibi bir algı var ama yaşam bir bütün hedef alınmış durumda. Buna uygun bir karşı duruş gerekiyor. Meclis’te çoğunluk olabilirler ama biz biliyoruz ki yasalar Meclis’te değil sokakta yazılıyor. Birçok yasa verilen mücadele sayesinde uygulanamaz hale geldi, birçoğunun da yokken fiilen uygulandığını gördük. Bu yüzden iktidarın, HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi gibi kadın karşıtı partilerin Meclis’te olmaları istedikleri her yasayı çıkarabilecekleri anlamına gelmiyor. Orada bir mücadele sürecek. Kadınlara, halklara nasıl bir yaşam sunmak istediklerine bakmak istiyorsak; Hizbullah’a, IŞİD’e bakmamız lazım. Çünkü ideolojik olarak IŞİD'le güçlü bağları var. Yine Hizbullah'ın ne yaptığını herkes biliyor. ‘Kadın hakları diye bir şey yok’ diyorlar. Erkeklerin devletin kölesi olan bir kadın modeli isteniyor. Dolayısıyla yaşamın tüm boyutlarına karşı bir saldırı içindeler. Onların anlayışına göre, kadının düşünceleri ve zevkleri olmayacak, hepsi herhangi bir erkeğe, devlete tabii olacak. Buna uymayanlara nasıl bir şey öngördükleri ise Gonca Kuriş ve İŞİD’in uygulamalarından görebiliriz. Kadınlar bu büyük risklere karşı büyük bir mücadele vermelidir. Mücadele deneyimi bu topraklarda var. Önemli olan bu hafızayı tekrar canlandırmak” ifadelerini kullandı.
EŞİT TEMSİLİYETİ SAĞLAYAN TEK PARTİ
Meclis’te eşit temsiliyeti esas alan tek parti olduklarını belirten Saki, şöyle devam etti: “Seçim bildirgesinde olduğu gibi Kadın Beyannamemizi esas alacağız. Kadınlar olarak Meclis’teki saldırılara karşı ciddi bir barikat kuracağımızı düşünüyorum. Hiçbir koşulda pes etmedik. Çünkü sokakta, iş yerinde, evde, bulunduğumuz örgütlerde kadınlar olarak sürekli bir mücadele veriyoruz. Yetki verilmeden de mücadele etmeyi biliyoruz. Biz kadınlara dayatmak istedikleri bu yaşam korkutucu ama ‘Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz’ diyerek sokaklardan geldik. Aynı şeyi Meclis’te de yapacağız. Sadece Yeşil Sol Parti olarak değil, Meclis’te bulunan diğer feminist kadınlarla ortak bir mücadele hattı oluşturacağız. 22 yıllık bir AKP iktidarının ve yeni kurulacak Cumhurbaşkanlığı sisteminin karşında çoğunluk olmak önemli. Eğer Tayyip Erdoğan’ı oylarımızla mahkum edebilirsek, bu bir eşik olacak. Bu yüzden herkes Pazar günü sandık başına giderek, oyunu kullansın ve sandığına sahip çıksın.”
MA / Esra Solin Dal