İSTANBUL - Adı vahşetle özdeşleşen Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde bedenlerini ateşe vererek yaşamlarını sonlandıran Dörtler'in anısına besteledikleri “Dört Meşale” isimli şarkıya klip çeken Grup İsyan Ateşi üyesi Yılmaz Karaarslan, amaçlarının “Destansı direnişleri hatırlatmak” olduğunu söyledi.
Grup İsyan Ateşi, uzun süredir üzerinde çalıştığı “Mayıs ayı şehitleri” ile 12 eylül darbesi sonrası bulundukları Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde yaşanan vahşet koşullarına karşı 17 Mayıs 1982 yılında bedenlerini ateşe vererek yaşamlarını yitiren Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’in anısına “Dört Meşale” isimli şarkı besteledi. Şarkıya klip çeken grup, bu grubu geçtiğimiz günlerde yayınladı. Dijital platformlarda paylaşılan klip, dinleyicilerin beğenisini topladı.
Grup İsyan Ateşi üyesi Yılmaz Karaarslan ile besteledikleri şarkının arka planındaki hissiyatı ve amaçlarını anlattı.
ÖZGÜR YARINLARA
Sanatın, halkların yaşamına dair tüm çelişkileri ele aldığını ve işlediğini dile getiren Karaarslan, Mayıs ayı içerisinde yaşamlarını yitiren devrimci önderlere işaret etti. Karaarslan, “Yürekleri kavgayla yanıp tutuşan, dağ başlarındaki çiçekleri kanlarıyla sulayanların direnişlerine şahidiz. Bu direnç çiçekleri Denizlerin, Mahirlerin, Mazlumların ve komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın yarattıkları tarihten beslenerek bugünleri var ediyorlar” diye belirtti.
Bu mücadele tarihinin önemli bir iz düşümünün ise Amed zindanlarında vuku bulduğunu ifade eden Karaarslan, şöyle devam etti: “O süreçte teslimiyet ve ihanet çemberini kırarak, özgür yarınlara ışık ve umut olmak için bedenlerini halkının haklı davasıyla tutuşturan Mahmut Zengin, Eşref Aynık, Ferhat Kurtay ve Necmi Öner bilincimize birer mihenk taşı olarak kazındılar. Eserimize de bu direniş kendi ismini vermiştir. Dörtler halkı için bir isyan meşalesine dönüşmüşlerdir.”
DÖRTLERİN MİRASI
"Dört Meşale" eserlerini “Devrim ve demokrasi mücadelesine adanmışlık” olarak tanımlayan Karaaslan, özel bir hissiyattan ziyade bu kavganın parçası olma bilinciyle hareket ettiklerini dile getirdi. Onları anmanın devrimci bir zorunluluktan ileri geldiğini söyleyip, bugün bu zorunluluğu çok daha yakıcı biçimde hissettiklerini belirten Karaarslan, devrim ve demokrasi mücadelesinde bugün bir gerileme yaşandığı eleştirisinde bulundu. Karaarslan, mücadeleye ivme kazandırmanın yolunun ise köklerine yeniden bağlanmaktan ve Dörtler’in isyan bayrağını kuşanmaktan geçtiğini ifade etti.
Duyguları, düşünceleri ve bilinçleri belirleyenin; devrime bağlılık ve zulme meydan okuma mücadelesinin tarihi olduğunu söyleyen Karaarslan, “Dörtlerin inancı, kararlılığı ve adanmışlığı yol göstericimiz olmalı, bizi mücadeleye daha sıkı bağlamalıdır. Yenilgiden zafere, umutsuzluktan umuda, teslimiyetten direnişe ve son tahlilde bunun zafere yürüyüşü işaret eden karakteri önemlidir. Dörtler bunun tarihsel kavrayışıdır. Bedenini yakarak eyleme dönüştürmek, direniş meşalesi yapmak tarihsel haklılığa ve zafere olan inancın üst biçimidir” ifadelerini kullandı.
‘ÖĞRENMEYE DEVAM'
Grup İsyan Ateşi olarak üretim alanının güçlendirilmesi için çaba içerisinde olduklarını kaydeden Karaarslan, şunları ekledi: “Bu bir kaç yıllık zaman diliminde de Dörtlere ithafen bir çalışma yapmak önümüzde hedef olarak duruyordu. İçerisinden geçtiğimiz süreç direncin yükseltilmesi gerektiğini apaçık şekilde gösteriyor. En dirençlilerimize en fazla ihtiyaç duyduğumuz anda bu çalışmayı ete kemiğe büründürmüş olduk. Mücadele içindeyiz. Mücadelenin dününü ve bugününü en iyi şekilde anlatma derdi ile var oluyoruz. Böyle yaşıyor, düşünüyor ve nefes almaya çalışıyoruz.”
Devamında “Amacımız mücadelenin ölümsüz yiğitlerinin destansı direnişlerini hafızamızdan silmemek, tekrar tekrar hatırlatmaktır” diyen Karaarslan, “Bu direniş ve mücadele tarihine yaslanarak devrim ve demokrasi mücadelesini büyütmek istiyoruz. Ölümsüzleşenlerimizin anıları ve mücadeleleri önünde tekrar saygıyla eğiliyor, onlardan öğrenmeye devam edeceğimizi yineliyoruz” diye konuştu.
MA / Rojin Altay