‘Kürt diline daha fazla sahip çıkmalıyız’

img

ŞIRNAK - Kürt dili ve kültürüne yönelik engellemelere tepki gösteren MYD yöneticisi Bahadîn Robar, Kürtçeye daha fazla sahip çıkılması çağrısı yaptı. 

Kürt dili ve kültürü üzerinde artan baskılara her geçen gün yenisi ekleniyor. 1991’de kurulan ve 30 yıldır Kürt dili ile kültürü üzerine çalışmalar yapan Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) yapmak istediği yıl dönümü konserleri iptal edildi. AKP’li Keçiören Belediyesi, Kürt sanatçı Mem Ararat’ın vermek istediği konseri engelledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayıyla çıkartılan bandrollü Kürtçe kitaplar "yasak" denilerek cezaevlerinde toplatıldı. Kürt diline, kültürüne yönelik engellemeleri değerlendiren Mezopotamya Yazarlar Derneği (MYD) yöneticisi yazar Bahadîn Robar, bu yasakların bir devlet politikası haline geldiğini söyledi. 
 
‘KÜRT DİLİNE DÜŞMANLAR’
 
Kendisinin derlediği Antolojiya Denbêjên Botanê kitabının gönderildiği Bandırma 2 No'lu T Tipi Cezaevi idaresi tarafından, “toplum güvenliği ve asayişini bozmak” gerekçesiyle el konulduğunu belirten Robar, “Bu kitabın içeriği sadece dengbêj kültürü ve dengbêjlik yapanlar üzerinedir. Botanlı 70 dengbêjin yaşam hikâyelerini içeriyor. Kitabın başlangıcında da sadece dengbêjlık kültürünün tarihi hakkında bilgilere yer verdik. Tamamen edebi bir eserdir” dedi. Bu kitabı çıkartırken yetkililerden de gerekli izinlerin alındığını ifade eden Robar, Kürt diline yönelik uygulanan yasakların Kürt diline karşı düşmanlıktan başka bir şey olmadığını söyledi.
 
İKİYÜZLÜ POLİTİKALAR
 
Robar, Kürt kurumlarının önünde engellemelerin çıkarıldığını kaydetti. 27 Ağustos 2014’te Erdoğan’ın “Kültür ve Turizm Bakanlığımız Ahmed-i Hani'nin Mem û Zin adlı eserini, çok güzel bir şekilde Kürtçe ve Türkçe bastı. Şimdi de Vanlı değerli bir âlimin Feqiyê Teyran’ın Divanı’nı Türkçe ve Kürtçe olarak bakanlığımız eliyle basıyoruz. Bunu da biz yapıyoruz” sözlerini hatırlatan Robar, “Zaman zaman Erdoğan ve diğer siyasetçiler kendi siyasi çıkarları için Kürtçe kelimeler kullandılar. Toplumu kandırmak için yapıyorlar. Bir yandan Ahmedê Xanî’nin kitaplarını bastırdılar bir yandan da bizler Ahmedê Xanî’nin bir sözünü kullandığımız zaman bunu yargılama gerekçesi olarak karşımıza çıkardılar. Bu da ikiyüzlülüklerini gösteriyor” dedi.
 
‘KÜRTLÜK İLE SORUNLARI VAR’
 
Kürt dilinin engellenmesiyle hem Türkiye’deki yasaların hem de uluslararası hukukun ihlal edildiğini anımsatan Robar, “Bunlar devletin politikalarıyla ilgili bir durumdur. Hâlihazırdaki hükümetin Kürtlüğe karşı bir düşmanlığı var. Topyekun Kürt toplumu ve Kürtlükle sorunları var. Bunun için Kürtçe olan her şey yasaklanıyor. MKM’nin hem konserleri hem de Kürt kültürü üzerine olan etkinlikleri yasaklandı. Yine Bu yasaklar direkt olarak Kürtlüğe karşı yasaklamalardır” diye konuştu.
 
DİLE SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISI
 
Kürt diline ve kültürüne yönelik baskılara karşı Kürt aydınlarına ve Kürt halkına çağrıda bulunan Robar şunları kaydetti: “Hükümetin ve devletin amacı Kürt halkını asimile etmektir. Dilimizi unutursak kendimize yabancılaşırız. Toprağımıza, kültürümüze ve tarihimize yabancılaşırız. Bir süre sonra kendimize düşman kesiliriz. Bunun için her zamankinden daha çok dilimizi kullanmamız ve dilimize sahip çıkmamız gerekiyor. Çocuklarımıza dilimizi öğretip toplumumuzda da bunu yaygınlaştırmalıyız.”