İSTANBUL – Polisin kayıtlarına el koymasına rağmen çalışmalarını sürdüren Vardiya Müzik Grubu, yeni albümü “Israrla” sahne alacak. Grup solisti Ozan Horoz, albümün toplumun sesi olduğunu belirtti.
“Toplum için sanat, insanlık için bilim, özgürlük için politika” sloganıyla 1995 yılında yola koyulan Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV), müzik, tiyatro, sinema, edebiyat, dans, fotoğraf, heykel ve resim gibi pek çok alanda faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın çalışmaları kapsamında müzik ve tiyatro alanlarda birçok grup kuruldu. 1997’de kurulan müzik topluluğu Vardiya Müzik Grubu, Türkçe, Kürtçe ve Lazca birçok albüm ve şarkıya imza attı. Kurulduğu günden itibaren verili işleyişin karşısında yer alan grup, devrimci sanat üretme perspektifini rehber edindi.
Grup, sokaklarda, eylemlerde, grev çadırlarında ve üniversite kampüslerinin yanı sıra yurt içinde ve dışında birçok festivale katıldı. Kitleleri aydınlatmayı amaçlayan, acıları, özlemleri tüm gerçekliğiyle yansıtan grup, emeğine ve değerlerine yabancılaşan topluma soluğuyla yol gösterdi. “Buluşma” adıyla ilk albümünü 2000’de çıkaran grup, daha sonra 2004’te “Ellerinde pankartlar” albümünü çıkardı. Çıkardığı albümlerle ses getiren gruba dönük baskı mekanizmaları da sürekli devrede oldu. Ancak grup, buna rağmen yurt içinde ve dışında birçok festivale katıldı, birçok beste yaptı.
Grubun en son KOM Müzik’ten çıkardığı “Israrla” albümü dinleyici ile buluştu. 6 şarkıdan oluşan albümü hazırlayan grup, 2 Haziran’da Moda Sahnesi’nde dinleyici karşına çıkmaya hazırlanıyor.
Polisin ses kayıtlarına el koyduğu, ancak buna rağmen geri adım atmadan çıkardıkları “Israrla” albümü ve müzik tarzları üzerine Solist Ozan Horoz ile konuştuk.
DİNLEYİCİ OLDUĞU GRUBUN SOLİSTİ
Grup Vardiya bünyesinde müzik üretmeye başlamadan BEKSAV’a gidip çalışmalara katıldığını paylaşan Horoz, bu şekilde grup ile tanıştığını aktardı. Grubun sıkı bir dinleyicisi olduğunu ve yaklaşık 20 yıldır müziklerini severek dinlediğini dile getiren Horoz, bir buçuk yıl önce ise grup bünyesinde müzik üretmeye başladığını kaydetti.
TOPLUMSAL KAYGILARA YÖNELİYOR
Grubun köklü bir tarihi olduğunun bilgisini paylaşan Horoz, grubun politik müzik yaptığını aktardı. Toplumsal ve gündelik meselelere, makro ve mikro düzeydeki politikalara, işçi sınıfı üzerindeki baskılara, Kürt ulusal mücadelesi ve buna yönelik baskılara sanat yoluyla dikkat çektiklerini dile getiren Horoz, ayrıca öğrencilerin, kadınların ve topluma yönelik olan her şeyin grubun konusu olduğunu belirtti. Horoz, “Grup, bunları işler ve eser haline getirip kitlelere ulaştırır. Dolasıyla sadece sanat yapma kaygısında olan bir grup değildir” dedi. Dünyaya soldan baktıklarını dile getiren Horoz, “Dolasıyla devrimci sanatçılar toplumayız diyebiliriz” diye kaydetti.
TARİH VE GÜNCEL İÇ İÇE
Horoz, grubun bu güne değin 4 tane albüm ve tekli albümler de çıkardığını paylaştı. Bu albümlerin çıkarıldığı döneme de işaret ettiğini dile getiren Horoz, 1997’de çıkardıkları ilk albümlerinin gözaltında kaybedilenleri ve onlar için sokaklarda olan Cumartesi Annelere de işaret ettiğini belirtti. Kürt özgürlük mücadelesini konu alan durumların ve devrimci şairlerin şiirlerinin de albümlerinde yer aldığına vurgulayan Horoz, “Politik müzik yapan grupların hikayesi hem tarihten hem de güncel olan meselelerden söz eder. Ezilenleri, işçi sınıfını etkileyen her durum devrimci sanatçıların konusu ve gündemi haline geliyor. Dolasıyla Vardiya’nın da temelde beslendiği yer, bu anlamda böyle bir yer. Örneğin Irak Savaşı döneminde üç parçalık bir albüm yayınlandı ve ‘Savaşı durdur’ parçası oldu” diye belirtti.
TOPLUMCU ÜRETİM AZ DEĞİL
Vardiya’nın Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim müziklerine destek verdiğini, bir Karadeniz bestesi yaptığını dile getiren Horoz, “Belli köşeleri tutmaya çalışıyoruz. Kendi duygu dünyamız ve talepler doğrultusunda müzik yapıyoruz” dedi. Dünyada ve Türkiye’de toplumcu ürünlerin az olmadığını belirten Horoz, “Dünya müzik tarihi açısından devrimci üretimin kısıtlı bir tanımın içerisinde olduğunu düşünmüyorum. Latin Amerika ve Avrupa’da buna dair çok fazla örnek var. Şairlerin üretimleri üzerinden gelişen bir müzik kültürü var. Aynı zamanda Yunanistan’da benzer bir durum var. Darbelere karşı müzik yapılıyor. Türkiye’de benzer durum var” ifadelerini kullandı.
İKİ ‘SANAT’ ANLAYIŞI VAR
İki türlü sanat anlayışının olduğuna işaret eden Horoz, “Bir egemenlerin sanat anlayışı var ve hegemonik alan inşa eder. Bu hegemonik alan içine kendi kültür evrenini dahil eder. İnsanları bu propaganda içinde niteliksizleştirmeye, değersizleştirmeye ve hayatının içini boşaltmaya yönelik ürünler ortaya çıkarır. Müziğe benzer şeylerle avutur ve kandırır. Ama buna karşı devrimcilerin sanat anlayışı ve baktıkları yer vardır. Bunun için bizim açımızdan onların tanım evreni ve üretimlerine karşı bizim tanım evrenimiz bizim niteliğimiz bizim müziğimiz çarpışır. Ya onların dünyası kazanır ya bizim dünyamız kazanır. Ama tarihsel olarak haklı olan biziz” şeklinde konuştu.
HAKİKATİN TARAFI
Egemenlerin müzik anlayışının insanları uyuşturan, dönüştüren ve günlük hayatlarını yalandan ibaret kıldığını ifade eden Horoz, devamla şöyle dedi: “Ama devrimci müzisyenler, Kürtlerin direnişini anlatır. Fabrikaların önlerindeki direnişini, gecekondusunu yıktırmamak için hayatını ortaya koyan emekçinin hikayesini anlatır. Dolayısıyla bizim açımızdan hayatın hakikati neyse devrimci müziğin konusu da odur.” Vardiya’nın tarafının olduğuna dikkat çeken Horoz, “Biz, hakikatin tarafındayız” dedi.
ISRARLA DA NE VAR?
En son çıkardıkları “Israrla” albümü hakkında bilgi paylaşan Horoz, albümün 6 şarkıdan oluştuğunu dile getirdi. Her bir parçanın hikayesi olduğunu aktaran Horoz, “Albümde, fabrikada direnen işçilerin kendi ürettikleri marşları alıp işledik. Kendi enstrüman ve sesimizle yorumlamaya çalıştık. Öz savunma direnişlerinde bedeni bir hafta boyunca sokakta bırakılan Taybet Anayı (Taybet İnan) anlattık. Dersim dağlarını anlattık. Cezaevi direnişlerine işaret ettik” diye konuştu. Cezaevlerinden kendilerine çok fazla beste geldiğini paylaşan Horoz, “Cezaevlerindeki devrimci tutsaklar, o kısıtlı telefon görüşmelerinin 10 dakikasından 7 dakikasını yazdığını besteyi bize fısıldadığı oluyor. Bu albümde de böyle bir şarkımız var. Şafak Tamer’in ‘Görüş yeri’ şiirden besteledik. Bakırköy Cezaevi’nden telefon görüşü ile bu besteyi bize iletti” diye aktarımda bulundu.
KOLEKTİF BİR ÜRÜN
Umuda dair parça da olduğunu dile getiren Horoz, hakikat savunucuları için umudun önemli bir mesele olduğunun altını çizdi. Horoz, “Bir kısmı fabrika bir kısmı dağlar bir kısmı cezaevi bir kısmı zulme uğrayan ezilenlerin hikayesi yer alıyor” dedi. Ellerinde çok fazla ürün olduğunu dile getiren Horoz, “Bu albüm aynı zamanda kolektif bir albüm. En az 50-60 kişinin emeği var” diye belirti. Horoz, ayrıca toplumsal müziğin toplumsal mücadeleye göre konum aldığını kimi zaman yükseldiğini kimi zaman ise gerilediğine dikkat çekti.
BASKILARA KARŞI ‘ISRARLI’ DERİNİŞ
Albümün isminin nasıl ortaya çıktığına da değinen Horoz, saldırı ve baskılara işaret etti. Horoz, stüdyolarının basıldığını paylaşarak, “Albüm kayıtlarımıza polis zorla el koydu. Bunun için albüm geç de çıktı. Ancak bu bizim için çok da önemli değil. Biz yine meydanlara çıkar müziğimizi dile getiririz. Newroz’a gider müziğimizi yüz binlerle de yapabiliriz. Bizim olan ne varsa ona tutunma gibi bir derdimiz var. Tabii, bunları yaparken devletin buna karşı belli yasakçı tavırları olmaktadır. Çok yakın dönemde Kürtçe şarkı yapan sanatçıların konserleri yasaklandı. Bizde bundan azade bir durumda değiliz. Yine BEKSAV baskılara uğruyor. Devrimci sanatçı olmanın belli zorlukları var. Buna rağmen sanatımızı üretmekte ısrarcı olduk, olmaya devam ediyoruz. Bu nedenle albümün ismini de ‘Israr’ koyduk” şeklinde konuştu.
KONSER YAPACAKLAR
Albüm için tanıtım konseri de yapacaklarını paylaşan Horoz, 2 Haziran’da Moda Sahnesi’nde dinleyici karşısında olacaklarını ifade etti. Bu konsere birçok sanatçının da destek verdiğini ve katılacağını dile getiren Horoz, “Ne kadar çok kişiye ulaşırsak o kadar motive oluruz” diyerek, konsere katılma çağrısında bulundu. Horoz, yakın zamanda başka albüm ve parça çıkarmayı planladıklarını aktardı.
MA / Mehmet Aslan