İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin “insanlık suçu” olduğunu belirten siyasi partilerin kadın eşsözcüleri, direnişle tecridin kırılabileceğini söyledi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan en son kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021’de yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana 22 aydır haber alınamıyor. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının hafta da 2 defa yaptığı görüşme başvurusuna olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmezken, Abdullah Öcalan’a 3 ayda bir sistematik bir şekilde verilen aile görüş yasağına ise “disiplin cezaları” gerekçe gösteriliyor.
Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ile ağır tecrit politikalarına karşı Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu ve Avrupa'da eylemler devam ederken, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 12’nci Kadın Konferansı’na katılan siyasi partilerin kadın eşsözcüleri, Öcalan'a uygulanan ağır tecride tepki göstererek, mücadele çağrısında bulundu.
TECRİDİN TOPLUMSAL BAĞI
İmralı’da yıllardır yaşatılan “insanlık dışı” tecridin karşısında yer aldıklarını belirten Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin tüm toplumsal alana yayıldığına dikkat çekti. Tecridin insanlık suçu olduğuna vurgu yapan Torun, "Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerekiyor. Halkların kardeşliği, Kürt halkının özgürlüğü ve barışın gelmesi için toplum üzerindeki tüm tecridin kaldırılması gerekiyor” dedi. Abdullah Öcalan'a uygulanan tecritle toplumsal diyaloğun kesilmesinin hedeflendiğinin altını çizen Torun, Abdullah Öcalan'dan haber alınamaması için geliştirilen bu tecritle ülkenin iyice çözümsüzlüğün içine girdiğini aktardı.
‘BU BİR İSYANDIR’
Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla 13 Ocak’ta Mêrdîn’de Bubo Taş ve 16 Ocak’ta Amed’te Mehmet Akar’ın bedenini ateşe verdiğini hatırlatan Torun, “Bu çok önemli bir isyandır. Bu isyan tecridin kalkması için artık insanların başvuracağı son noktadır. Bu aynı zamanda bir mesajdır. Tecridi istemiyoruz. Ne İmralı’da ne de yaşamımızın hiçbir alanında istemiyoruz. Zaten bedeni ateşe vermek, özellikle İmralı üzerindeki tecridin kalkması, barış ortamının sağlanması ve kaosun ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu bir mesajdır” diye belirtti.
TECRİT VE ASİMİLASYON
Öcalan üzerindeki tecridi, asimilasyon ve yok etme politikasının bir parçası olarak görmek gerektiğini belirten Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, tecrit durumunun Kürt halkına karşı geliştirilen savaşla da bağının olduğuna dikkat çekti. Otlu, devamla şöyle konuştu: "7 Haziran 2015 seçimiyle birlikte HDP’nin kazandığı siyasi zaferle Kürt halkının kendisi bakımından en büyük değeri olan, özgürlüğün simgesi olarak görülen Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit yükseltildi. 22 aydır Abdullah Öcalan'dan haber alınamaması gelinen durumu gösteriyor. Tecrit aynı zamanda Türkiye'nin askeri alanda yaşadığı yenilgilerin de bir göstergesidir.”
'HEDEF ÖNDERLİKSİZ BIRAKMAK'
Her rejimin yıkılmaya başladığında cezaevlerine saldırdığını ve katliamlar yaptığını söyleyen Otlu, şimdi cezaevlerinde toplu katliamların yerine tahliyelerin engellendiğini, hasta tutukluların serbest bırakılmayarak ölüme terk edildiğini belirtti. Otlu, “Ya teslim olacaksınız ya da önderiniz olan Abdullah Öcalan’ı ben böyle tecrit ederek habersiz kılacağım ve sizi de lidersiz, öndersiz bırakacağım” mesajının verildiğini söyledi.
CPT ZİYARETİ
Eylül ayında İmralı’yı ziyaret eden CPT’nin açıklama yapmamasının AKP ve Avrupa devletlerinin iş birliğinden kaynaklı olduğunu söyleyen Otlu, Öcalan’ın CPT’yle görüşmediği noktasındaki iddialara dair ise, “Sayın Abdullah Öcalan’ın en son kardeşiyle yaptığı telefon görüşmesi yarıda kesilmişti. Tek bir talebi vardı. Avukatlarının gelip kendisini görmesi ve bilgi vermesi. Yani CPT’nin görüşüne çıkmaması ya da CPT’yle görüşmemesinin nedeni kesinlikle devletin bu politikasını reddetmesidir. Avukatlarıyla görüşmek istiyor, avukatları aracılığıyla Kürt ulusuna mesaj vermek istiyor. Ya da halka kendi mesajını kendi kanallarıyla iletmek istiyor” ifadelerini kullandı.
İMRALI KAPILARI AÇILIRSA...
İmralı kapısının açılmasının yüz yıllık Kürt sorununun çözümü, çökertme planının bozulması, Kürtlerin eşitlik temelinde haklarına kavuşması ve onurlu barışın oluşması anlamına geleceğini kaydeden Otlu, İmralı kapılarının açılamamasının sebebinin bunlar olduğunu belirtti. Otlu, “Kapının açılması demek inkarcı politikanın, soykırımcı, sömürgeci, savaş politikasının ortadan kalkması, Kürt ulusunun kendi özgürlük taleplerinin oluşması anlamına gelir. Ve aynı zamanda Kürt ulusal hareketinin de meşru bir zeminde, kendi çizgisi doğrultusunda taleplerinin kabul edilmesi anlamına gelir” diye konuştu.
‘DİRNİŞLE TECRİT KIRILABİLİR’
Yıllardır süren tecride karşı her alanda mücadele edildiğini belirten Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce ise, Öcalan'a uygulanan tecride karşı her alanda mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu tecridin AKP’nin politikalarından bağımsız olmadığını söyleyen Yüce, “AKP şu an her alanda çözümsüzlüğü, savaşı ve baskıyı dayatıyor. Bunu Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesini engellemek, savaş politikalarını arttırmak, inkar, imha ve baskıları artırmasında da görüyoruz. Aslında buradaki baskının başka bir görünen yüzü de İmralı’daki tecrit. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit de uzun süredir var. Ama son 2 yıldır daha üst düzey bir tecrit uygulanıyor. Bu AKP iktidarının kendisini iktidarda tutmak için uyguladığı genel politikaların bir yolu. Tabii ki bu tecrit sadece burada yürütülmüyor. Toplu bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bugün iktidar her yerden bize saldırıyor” ifadelerini kullandı. Tecridi yürütülen savaşın bir sonucu olarak da görmek gerektiğini sözlerine ekleyen Yüce, direnişle tecridin kırılabileceğinin altını çizdi.
DELEGASYON ZİYARETİ
Öcalan’dan 21 ayı aşkın süredir haber alınamaması üzerine Türkiye’ye gelen “Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon”un kendilerini de ziyaret ettiğini söyleyen Yüce, ziyarete dair şunları aktardı: “Aslında Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’u bizi dinledi. Tecrit ile ilgili, Türkiye’deki koşularını, durumuna dair bizden aktarım aldı. Ve bununla ilgili bir raporda açıklayacağını söyledi. Karşılıklı olarak tecrit sorununun yakıcılığını ve bu meselenin aslında bugünün meselesinin olmadığını tartıştık.”
‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
İktidarın kendi çıkarlarına hizmet etmediği sürece İmralı kapılarını açmadığını söyleyen Yüce, “Ama biz kendi halklarımızın, Kürt halkının, Alevilerin, bütün ezilenler çıkarlarına kalıcı, onurlu bir barış için mücadeleye devam edeceğiz. Biliyoruz ki burada eğer tecrit kalkarsa, görüşme yolları açılırsa, bu ülkede 40 yılı aşkın süredir devam eden savaş sona erer” dedi.