ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çadır satmakla gündeme gelen Kızılay’a, “Deponuzda kaç çadır varsa getirin, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz” diyerek tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında çadır satmakla gündeme gelen Kızılay’a sert tepki gösterdi. Ülkenin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bugün yaşadığımız gibi derin bunalımların içine milyonlar sürüklenebiliyor. Ama kısa sürede toparlanmak hepimizin görevi. Millet olarak güçlüyüz. Birimizin burnu kanasa kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadan hemen yanına koşuyoruz. Siyaset kurumun ayrıştırıcı yönü milletimizde yok” dedi.
‘KIZILAY ÇADIR TİCARETİ YAPIYOR’
Deprem bölgesinde çadır ihtiyacı olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Kızılay’a şu sözlerle tepki gösterdi: “Çadır ihtiyacı hâlâ var. Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum Kızılay, çadır ticareti yapıyor. Kızılay yetkililerine sesleniyorum; deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir?” diye sordu.
ORDU NİYE VAR?
Devletin bütün risklere karşı hazırlıklı olması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ordunun harekete geçirilmemesine dair şunları söyledi: “Ordumuz niye vardır? Bir savaş çıkarsa ordu harekete geçecek. Savaş çıkmazsa hiçbir sorunumuz yok ama ordu savaş karşısında her an hazırdır. Devlet hastaneleri niye yapar? Bir hasta çıkınca baksın diye. Devlet bütün risklere karşı hazırlık yapmak zorundadır. Bu iktidar yani enkazın altında kalan bu iktidar deprem konusunda efendim tahminleri yanlış olmuş. İstanbul'da bekliyorlarmış. Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak, devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyoruz. Deprem raporlarında her şey söylenmiş. Hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunda her şeyin altı çizilmiş. Bilmeyenler kim? Devleti yönetenler.
DEVLETİN KOLONLARINI KESTİLER
Devleti yönetenlerin bunlardan haberi bile yok. Bunlar bir kısmı. Üniversitelere gidin dünya kadar görürsünüz. Liyakat dediğiniz kavramı tamamen yok ederseniz devlette, devletin kolonlarını kestiler. Bu iktidar, sağlıklı, saat gibi çalışan devletin en temel kolonlarını kesti. Devletin direği adalettir, çürüttüler. Devletin kolonlarını keserseniz böyle bir tabloya mahkum olursunuz. En yetkin insanları kapının önüne koydular. Devlette liyakati değil, sadakati esas aldılar. Aksi düşünceyi mahkum ettiler, farklı düşünceye kulaklarını kapattılar.”