İSTANBUL - Kızılay’ın deprem bölgelerine göndermediği çadırları ticari bir şirket gibi para karşılığında satmasının büyük bir suç olduğunu belirten siyasi parti temsilcileri, “İktidarın koca bir ülkeyi şirket, halkı da bir müşteri gören bir zihniyetinin yansımasıdır” dedi.
Türkiye'yi derinden sarsan Mereş merkezli 11 ilde etkili olan ve resmi rakamlara göre yaklaşık 45 bin kişinin yaşamını yitirdiği ve yüz binlercesinin evsiz barksız kaldığı depremlerin ardından AFAD ve Kızılay’ın bölgeye geç gitmesi tepkilere neden oldu. Türkiye'nin en eski ve en büyük yardım kuruluşu olarak bilinen özellikle de Kızılay'ın, depremin 3’üncü günü yardım ve dayanışma için oluşturulan ve bir sivil kuruluş olan Ahbap'a 46 milyon TL'ye çadır satışının yapılması toplumsal tepkileri kat be kat arttırdı. Kamuoyunda tepkilerin yükselmesinin ardından Kızılay Başkanı Kerem Kınık, parayla satılan çadırlar için, “Yasal, ahlaki, akılcı" demesi ise bugün istifa çağrılarını arttırdı.
Siyasi parti temsilcileri, ticari bir şirket gibi çadır satışı yapan Kızılay’ın tutumunu sert bir dille eleştirerek, bunun suç olduğunu belirtti.
TİCARİ ŞİRKET BENZETMESİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, Kızılay'ın afet zamanlarında halkın barınma ve lojistik ihtiyaçlarını karşılıksız temin etmekle yükümlü olduğunu hatırlatarak, “Deprem bölgelerine gönderilen çadırların parayla satılması ahlaksızlıktır” ifadesini kullandı. Kızılay’ın bir ticari şirket gibi hareket ettiğini kaydeden Birol, Kızılay’ın bu tavrına ilişkin, “Elinde binlerce stok bulunması gereken Kızılay, depremin birinci günü, tıpkı bir ticari şirket gibi çadırları satmış. Kızılay’ı akrabalarıyla dolduran ve ticari bir şirkete ve kar merkezi bir oluşuma çeviren bu kafa, asıl büyük ve siyasal depremin fay hattı olan ana yerdir. İktidarın koca bir ülkeyi şirket, halkı da bir müşteri gören bir zihniyetin yansımasıdır. Bu zihniyet depremde binlerce insanımızın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına, sağ kalanların ise enkaz başında inlemesine neden olan bir zihniyettir” şeklinde konuştu.
İKTİDAR ENKAZ ALTINDA
İktidarın rant zihniyetine karşı bugüne kadar mücadele eden herkesin hedef gösterildiğini aktaran Birol, bu deprem sürecinde de herkesin susturulmaya çalışıldığını söyledi. Birol, iktidarın depremde oluşan enkazların altında kaldığını vurgulayarak, “Asıl kaldırılması ve yok olması gereken bu zihniyettir. Bu toplum kendisine bu kadar düşmanlık eden bu zihniyetle hesaplaşmayı bilecek, enkazın altında kalanlar onlar olacak. O enkazlardan pırıl, pırıl geleceğe umutla bakan bir yeni bir toplum olarak çıkmayı başaracaktır” ifadelerini kullandı.
RANT POLİTİKALARI KENDİSİNİ YİNE GÖSTERDİ
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) İstanbul İl Sözcüsü Fatma İnce, yaşanan depremle birlikte, egemen sistemin, toplumsal düzenden ne kadar uzak olduğunun açığa çıktığını belirtti. Neoliberal ve talana dayalı rant politikalarının binlerce insanın yaşamına mal olduğunun altını çizen İnce, buna karşı halkların, büyük bir dayanışmayı örgütleyerek kendi yaralarını sardığını hatırlattı. Devletin deprem bölgesine günlerce gitmediğini ifade eden İnce, devletin kendi kurumları olan Kızılay ve AFAD gibi kurumlarının deprem bölgelerindeki faaliyetlerine ilişkin, “Her açığa çıkan olayda bu egemen sistemin ne kadar ranta dayalı ve insan yararından uzak olduğunu görebiliyoruz” dedi.
‘FELAKETİN ASIL BÜYÜĞÜ YALNIZ OLAN HALKTI’
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul İl Sözcüsü Melis Akyürek ise, deprem sonrası bölgede barınma birçok sorunun ortaya çıktığını belirterek, bölgedeki izlenimlerini şu sözlerle aktardı: “Depremde gördüğümüz ilk manzara şuydu; devlet, AFAD ve Kızılay’ın yoktu. Biz orada devletin olmadığını, halkın yalnız bırakıldığını gördüğümüzde, asıl felaketin büyüğünün bu olduğunu anladık. Depremin üzerinden haftalar geçti, bölgede hala insanlar sokakta battaniyelerle yatıyor. Bize gelen çadır talebinin haddi hesabı yok. Bölgeye gönderdiğimiz binlerce çadır, dakikalar içerisinde bitiyor. Biz gelen çadır taleplerini cevap veremediğimiz için ‘yok’ demek zorunda kalıyoruz. Biz bu utancın altında ezilirken, Kızılay, çadırları stoklamış, saklamış yetmemiş satmış, bu bir skandaldır.”
‘SKANDAL VE BÜYÜK BİR SUÇ’
Normal koşullarda böylesi yıkıcı ve acı tablo karşısında “Tüm yetkililerin istifa etmesi gerekiyordu” diyen Akyürek, bu iktidarın böylesi bir kültürünün olmadığını belirtti. Akyürek, sözlerini şöyle sonlandırdı: “’AHPAP almasaydı biz AFAD’a bağışlayacaktık’ diye açıklama yapılıyor korkunç bir durumdur. Onlarda bir akıl tutulması içindeler çünkü söyledikleri sözlerin ne kadar skandal ve büyük bir suç olduğunu farkında olmadıkları düşünüyorum. İnsanlar sadece enkazın altında kaldığı için ölmedi, soğuktan dışarıda kaldıkları içinde öldü. Siz enkazdan çıkan halka bir sıcak çorba ve bir battaniye veremiyorsanız o koltuklarda, o makamlarda oturacak yeriniz yok. Bu skandal halkta büyük bir öfke yarattı. Bizde buna yönelik dün Kızılay’ın önüne gitmek ve bu durumu protesto etmek istedik. 20 gündür bölgeye gidemeyen devlet dün Kızılay Şubesi önünde ‘çadırları satamazsınız’ dediğimiz için 89 üyemizi darp ederek gözaltına aldı. Bu saldırı depremzedeler ve Türkiye halklarına yapılmıştır. Asrın felaketi iktidarın kendisidir. Böyle bir iktidar değil ülkeyi yönetmek, bir arkadaş grubunu dahi yönetemez.”
MA / Esra Solin Dal