HDP'li Güleryüz: Dönem bizim paradigmamızın dönemidir

img
ANKARA - Çalışmalarına çalıştay, konferans ve kongrelerle devam edeceklerini belirten HDP Merkezi Örgütlenme Komisyonu Eşsözcüsü Mahfuz Güleryüz, “Dönem bizim paradigmamızın dönemidir. Üçüncü Yol'un hayat bulacağı bir dönem" dedi.  
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) seçimlerden sonra başlattığı yeniden yapılanma çalışmalarının ikinci aşaması olan halk toplantıları, tüm bölgelerde tamamlandı. 10 Temmuz’da başlayan ve 30 Temmuz’da sonlanan 2 bine yakın toplantıda, HDP’nin demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasına vurgu yapıldı. Yaşanan yetersizliklerin söz konusu paradigmadan uzaklaşılmasından kaynaklandığı ifade edildi. HDP ve Yeşil Sol Parti, toplantılarda ortaya çıkan sonuçlar üzerinden yeni yönetimlerini ve dönemsel politik hatlarını belirleyecek. 
 
HDP Merkezi Örgütlenme Komisyonu Eşsözcüsü Mahfuz Güleryüz, toplantılarda ortaya çıkan sonuçları ve önümüzdeki dönem yol haritalarına dair konuştu. 
 
KARADENİZ’DEKİ TOPLANTILAR
 
Güleryüz, deprem bölgesini ayrı bir bölge olarak ele aldıkları için toplamda sekiz bölgede halk toplantıları yaptıklarını, özellikle Karadeniz bölgesinde gerçekleştirdikleri yoğun katılımlı toplantıların kendilerini heyecanlandırdığını söyledi. Karadeniz’de toplam altı merkezde toplantılar yaptıklarını kaydeden Güleryüz, HDP fikriyatının Karadeniz’de yer bulmasının kıymetli olduğunu ifade etti.  
 
Yaptıkları toplantılara 25 bin kişinin katılım sağladığını söyleyen Güleryüz, toplantılarda sadece seçim değerlendirmesi yapmadıklarını, partinin kuruluş gününden bu yana yaşanan eksikliklerine dair Türkiye kamuoyundan öneriler aldıklarını belirtti. Güleryüz, “Bu sürece başlarken esasen yeniden yapılanma süreci olarak tarif etmiştik. Bu yeniden yapılanma süresi çerçevesinde meseleyi ele aldık. Dolaysıyla sadece eleştiri özeleştiri ile yetinmeyen, genel politikalarımızın değerlendirilmesi ve Türkiye siyasetinin yeniden değerlendirmesi ile geçen toplantılar oldu. Birçok başlık sunulabilir ama özellikle seçim sürecinde yaşadığımız aksaklıklara dair yoğun değerlendirme ve eleştiriler yapıldı. Bu eleştirilerin en bariz olanı ittifak politikamız,  aday belirleme tarzımız ve merkezi politikalarımızın yerele yansıması gibi başlıklar oldu” diye konuştu. 
 
‘HDP İLE KİTLESİNİN GÜNDEMLERİ AYNI' 
 
Güleryüz, toplantılarda “HDP’nin gündemi ile kendi kitlesinin gündemi arasında ciddi farklılıkların olmadığının” bariz olarak görüldüğünü söyledi. Güleryüz, “Yani içeride fark edilen eksik, yanlış yönlerin aynı zamanda kendi kitlesinin de gündeminde olduğu ve arzu edilenin bu tarzda bir politikanın devam etmemesi şeklinde olduğu çok açık olarak anlaşıldı. Bu açıdan hem merkezi kurullarımızın sürece dair yaptığı değerlendirmeler hem de tabanımızın ve halklarımızın yapmış olduğu değerlendirmelerin örtüştüğünü, partinin politik olarak kendi kitlesiyle benzer bir dil kullandığını çok net gördük. Çok net olarak görülen bir diğer şey ise, benzer yanlışları, tekrar yanlışları gerçekleştirmemek ve önümüzdeki dönem politikaları bu değerlendirmeler ekseninden yeniden ele alıp, kongreye giderken yeni bir yol haritası çıkarmak ve hem kendi içerisinde hem de bir bütün olarak Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulan, perspektif üreten bir politikayı hakim kılmak. Esasen önümzdeki dönemde hepimizin temel görevi bu” dedi. 
 
SANAL SALDIRILAR
 
Güleryüz, halkın eleştirdiği bir diğer politikalarının ise ittifak politikaları olduğunu kaydetti. Güleryüz, şöyle konuştu: “Yine aday belirleme sürecimiz, cumhurbaşkanı adayı çıkarmama politikamız eleştirildi. Halkımızın değerlendirmelerini alırken, özellikle son dönem sosyal medya ve benzeri mecralarda partimize dönük gerçekleşen dezenformasyon saldırılarına karşı da güçlü bilgilendirmeler oldu. Adeta eğitsel birer mecraya döndü.” 
 
‘TABANIMIZ NET’
 
Yapılan eleştirilerin HDP’nin neden ittifak yaptığına değil ittifak biçimine yönelik olduğunu söyleyen Güleryüz, “Kitlemiz, HDP’nin temel karakteri olan çatı partisi uygulamasını algılamış. Dolayısıyla eleştiriler ittifak yapmamıza değildi. Bunu çok net ifade etmek lazım. Eleştiriler ittifakın biçimi üzerine oldu. Kürtler, diğer sol sosyalist bileşen ve bireylerle ittifak politikasında çok nettir. Çeşitli çevreler ittifak konusunu her ne kadar HDP’ye karşı, Yeşil Sol Parti’ye karşı, adeta bir milliyetçi dalga olarak sürekli gündemde tutuyor olsalar da, tabanımızın kafası bu konuda net. Türkiye’de demokratik cumhuriyetin kurulabilmesi için mutlak süreçte bir ittifak politikasının gerekli olduğu konusunda kitlemizle hem fikiriz” dedi. 
 
‘SORUN TEMSİLİ SİYASET MESELESİ’
 
İttifak politikalarına dönük yapılan eleştirinin, ittifakın Üçüncü Yol felsefesine uygun gerçekleşmediği yönünde olduğunu kaydedene Güleryüz, şöyle konuştu: “Kuşkusuz; bizim de buna bezer değerlendirmelerimiz var. Esasen sorun şuradan kaynaklanıyor. Özellikle 7 Haziran sürecinden sonra, Türkiye siyasetinde bir çok çevrenin bulaştığı ya da bir çok çevrenin yoğun olarak etkisinde kaldığı siyaset, parlamentarizm ve temsili siyaset meselesidir. Bu dönemde ittifak politikamızda ortaya çıkan en temel problem, bu noktadaki yanılgılı yaklaşımdır. Esasen bizler devrimci geleneklerden gelen yapılarız. Bütün bileşenlerimizin ve ittifaklarımızın böylesi tarihsel bir misyonu ve rolü var. Lenin, parlamentoyu burjuvazinin ahırı olarak değerlendiriyordu. Ama hepimiz bir nebze de olsa bu belirlemenin dışında hareket ettik. Dolayısıyla hepimiz parlamentarizmin girdabına sıkışık kaldık. O yüzden de son dönem kurmuş olduğumuz ittifak, biraz bu eksende gerçekleşti ve bütün gözler temsili siyasetin nasıl olacağına sıkıştı ya da oraya odaklandı. Problemlerimizin ana kaynağı da bu oldu. Bu hem kendimize dönük bir özeleştiri olarak orta yerde durmalı ve değiştirilmeli hem de Türkiye’de ittifak güçleri diye tabir ettiğimiz emek demokrasi güçleri, değişik muhalif kesimlerin hemen hepsi bu değerlendirmeyi kendi içlerinden yapmalı.”
 
‘HALKIN İTTİFAK GÖRÜŞÜ NET’
 
Türkiye’yi değiştirmenin yolu, sadece parlamenter sistem ve burada ortaya koydukları mücadele olmadığını belirten Güleryaz, “Dolayısıyla bizim geldiğimiz gelenekler, meşru siyaseti temel alan ve o hatta ilerleye, gücünü halktan alan, gücünü halk olarak gören ve gücünü sokakta bulan yapılardır. Ve böyle devam etmemiz lazımdı. Emek ve Özgürlük İttifakı kurulurken de aslında bu felsefe üzerine bina edildi. Ama uygulaması buna denk düşmedi, hepimiz bunu kabul etmeliyiz. Dolayısıyla halkımız, bu konuları enine boyuna tartıştı. Hem bize hem de müttefiklerimize çok yoğun eleştiriler geldi. Önümüzdeki dönem politikası açısından yine ittifaktan vazgeçilmemesi yönünde çok net bir görüş var ama aynısının benzer bir ittifak sürecinin hepimiz için yıkım olacağını halklarımız çok net bir biçimde ifade ettiler. Dolayısıyla yeni dönem ittifak politikası bu esasları gözeten bir yerden olmalı. Sadece temsili siyaset beklentileriyle gerçekleşen ittifakların hiç kimseyi güçlendirmeyeceği, Türkiye’nin temel sorunlarını, değiştirme dönüştürme ya da çözme noktasında irade oluşturmayacağı çok net bir şekilde açığa çıktı” diye konuştu.  
 
'ANA KAYNAĞIMIZA DÖNMELİYİZ' 
 
“Parlamentodaki sayımız ne olursa olsun, bunun temel değiştirici dinamik olmayacağı net olarak görülmüştür” diyen Güleryüz, “Bu açıdan bizim esasen kendi ana kaynağına dönme gibi bir derdimiz olmalı. Eğer biz bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, çok net olarak parlamentarizmin sıkışmışlığından çıkan, temsili siyaseti esas mesele haline getirmemiş, ama bunu bir araç olarak görmüş bir felsefe ile önümüzdeki sürece yaklaşmak zorundayız” dedi. 
 
‘SÜREÇ DAHA TAMAMLANMADI’
 
Güleryüz, halk toplantılarının bittiğini ancak değerlendirme toplantılarının devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki süreçte kongre hazırlıkları kapsamında yeni hattımızı belirlemek için çeşitli çalıştaylar ve atölyeler gerçekleştireceğiz. Bunu iki ana başlıkta gerçekleştireceğiz. Birincisi örgütlenme modelimiz ve sorunlarımız, diğeri ise siyaset biçimimiz ve siyasal genişleme hattımız olacak. Bu iki başlık altında; ‘parti içi demokrasi, merkez yerel ilişkileri, il ilçe örgütleme tarzı, seçimlere yaklaşımımız ve aday belirleme tarzı, bileşen ve birey hukuku, siyasette aksayan yanlar ve eğitim politikamızın pozisyonunu’ ele alacağız” şeklinde konuştu. 
 
‘BÜYÜK BİR KONFERANS DÜZENLEYECEĞİZ’
 
Çalıştay ana başlığı altında “ittifak, ekoloji, emek, halklar ve inançlar” politikalarına ilişkin atölyeler gerçekleştireceklerini ifade eden Güleryüz, şöyle konuştu: “Bu çalıştay ve atölyelerin bittikten sonra büyük bir konferans gerçekleştireceğiz. Bu konferansta hem halk toplantılarında açığa çıkmış olan değerlendirmeleri ve eleştirileri önümüzde koyacağız hem de çalıştay ve atölyelerden çıkaracağımız sonuçları ele alacağız. Bütün bu çalışmalar sonrası konferansta yeni kararlar alacağız.”
 
KONGRELER YAPILACAK
 
Sürecin nasıl olacağına dair de bilgi veren Güleryüz, daha net bir tarih belirlemediklerini belirterek, “Öngörümüz şu şekilde; 7 Ağustos’ta HDP PM toplanacak. Bu toplantıda HDP’nin genel kongre tarihinin kararını alacağız. Büyük ihtimalle HDP kongresi Ağustos ayının sonlarında olacak. Ağustos sonrası Yeşil Sol Parti’nin kongresi için çalışacağız. Ekim ayına sarkıtmadan büyük olasılıkla bütün bu çalışmalarını hepsini bitirmiş olacağız. Böyle bir takvim planlaması yapıyoruz. Çünkü biz ekim ayından sonra bir bütün olarak yerel seçimler gündemiyle faaliyetlerimizi yürütmek istiyoruz” dedi. Muhalefet için seçimlerde ortaya çıkan olumsuz tabloyu hatırlatan Güleryüz, önümüzdeki süreç için, “Dönem bizim paradigmamızın dönemidir” dedi. 
 
‘ÜÇÜNCÜ YOL FELSEFESİ HAYAT BULACAK’
 
Partilerinin isminin önümüzdeki kongrede netleşeceğini kaydeden Güleryüz, "Tek parti çatısı altında yerel seçim çalışmalarını yürüteceğiz. Bu dönem Üçüncü Yol paradigması felsefesinin hayat bulacağı bir dönem olacak. Bunu çok büyük bir özgüvenle söylemek lazım. Çünkü bu süreçte biz seçimlerde çok başarılı bir sonuçla çıkmamış olsak bile esasen kendi sözlerinin arkasında duran, Türkiye’nin temel sorunlarına en doğru cevapları veren ve söylediğini yapan tek partiyiz. Bunu sadece bizler değil. Bunu toplumun büyük bir bölümü görüyor ve takdir ediyor. Özellikle Karadeniz’deki halk toplantılarda bu çok net bir şekilde açığa çıktı.”  
 
‘YENİ KANALLAR AÇILIYOR’
 
İktidar ve muhalefetin içerisine düştüğü pozisyonun kendilerine yeni kanallar açtığını vurgulayan Güleryüz, “Bunu hepimizin çok doğru okuması lazım ve bu özgüvenle önümüzdeki süreci hazırlanması gerekiyor. Eğer biz kendi yaşadığımız ruhsal problemlerden kurtulursak, biraz daha özgüvenle kendi politikalarımıza ve kendi gücümüze inanarak hareket edersek önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir siyaset gücü olacağımızın inancındayım. Bunun önünde hiçbir engel yok. Halen demokrasi güçleriyle bütün Türkiye halklarının umudu olmaya devam ediyoruz. Bunun için bütün gücümüzü seferber edeceğiz” şeklinde konuştu. 
 
MA / Hakan Yalçın - Selman Güzelyüz