‘Kürt Dili Sempozyumu’ başladı: İnsan diliyle insandır 2025-05-17 12:56:50   WAN - Eğitim Sen Wan Şubesi’nin “Kürt Dili Sempozyumu” başladı. Yapılan konuşmalarda, anadil için verilen mücadelenin yetersizliğine değinilerek, daha fazla mücadele edilmesi gerektiğinin altı çizildi.    Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi’nin bu yıl “Dilin Sosyo-Politiği” şiarıyla 17-18 Mayıs tarihlerinde düzenlediği “Kürt Dili Sempozyumu” başladı. Wan Barosu’nun Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyuma, dört parça Kürdistan ve birçok ülkeden dil bilimcileri katıldı.    Açılış konuşmasını yapan Eğitim Sen Wan Şube Başkanı Murat Atabay, devletin her alanda anadili yasakladığını belirterek, “Çocuklarımız Kürtçe konuşmuyor, köylerde dahi artık Kürtçe konuşulmuyor. Eskiden çocuklarımızın isimleri Kürtçe değildi ama Kürtçe konuşlardı, bugün çocuklarımızın isimleri Kürtçe ama onlarla anadilinde konuşmuyoruz. Bu konuda bir sorumluluk yüklenmemiz gerekiyor. Bugün yapılan çalışmalar maalesef Kürtçenin içerisinde bulunduğu durumdan kurtarmaya yetmez. Bunun için çok daha önemli ve anlamlı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Dil çalışmaları yarışmaya döndü. Bizim dil ile ilgili çalışmaları bundan çıkarmamız gerekiyor” diye belirtti.    ‘ANADİL İÇİN ÇOK ÇALIŞILMALI’   Ardından konuşan Kürtçe Dil Komisyonu üyesi Lokman Babat, sempozyumu Mayıs ayında yapmalarının önemine değinerek, “Bugün bu sempozyumu yapıyorsak bu tarihlerde canlarını vermiş insanların sayesindedir. Onları saygıyla anıyoruz. Komisyon olarak Kürtçe kurslar, panel, okuma grupları, tiyatro ve birçok çalışma yapılıyor. Ne yazık ki dil çalışmalarının resmi olarak yürütülmemesi, devletin sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle bu ağır yük dil konusunda kaygılı olanların, bizim gibi kurumların ve yayın evlerinin omuzlarına biniyor. Ancak biliyoruz ki, bu çabalar tek başına dilimizi yok olma tehlikesinden kurtaramayacak. Bunun için çok çalışmamız gerekiyor” dedi.    ‘ÖNCE ÖZGÜR OLMAMIZ GEREKİYOR’   Sempozyumun onur konuğu olan yazar Nezir Öcek ise, özgürlük olmadan hiçbir alanda ilerlemenin olamayacağını dile getirdi. Bu sorunun dil için de geçerli olduğunun altını çizen Öcek,“Yazamaz ve okuyamaz çünkü elleri kelepçelidir. Bunun için önce bizim, halkın özgür olması gerekiyor. İnsan dildir, dil insandır. Herkesin diline sahip çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı.    Konuşmaların ardından moderatörlüğünü eğitmen Mazlûm Kanîwar’ın yaptığı oturuma, konuşmacı olarak Ánne Márjá Guttorm Graven ile Dil Platformu Sözcüsü Şerefxan Cizîrî katıldı.    NORVEÇ’TE SAMİ DİLİ    “Norveç’te Sami Dili ve Kültürü” konulu sunum yapan Ánne Márjá Guttorm Graven, sunumdan önce Sami dilindi bir şarkı seslendirdi. Günümüzde Norveç’in sadece iki kentinde Sami dilinin konuşulduğunu belirten Ánne Márjá Guttorm Graven, “Bu durum 3 bin kişiyle sınırlıdır. Sami halkının kültürü ve dili konuşulan her yerde aynıdır. Dünyada Sami halkının nüfusu 50 ila 80 bin kişi arasındadır. Yine 20 bin kişi şuan sadece Sami dili konuşuyor. Tüm Sami dilleri de unutulmayla yüz yüze kalmış durumda. Sadece Kuzey bölgelerinde Sami dili önemli bir oranda konuşuluyor. Diğer kalan bölgelerde sayılar 450 ila 500 kişi arasında değişiyor. Bu durumda dilin yok olmasına olanak sağlıyor. Bizim toplum Sami dillerini mutlaka yaşatmalıdır. Sami dilinde film, tiyatro, müzik yapılıyor ama konuşan insan sayısı az. Bunun nedeni ise 1900’lü yıllarda ülkelerin Sami halkına yönelik asimilasyon politikalarıydı. Sami dillerinin unutulması için faşist yönelimler ve baskılara maruz bırakıldık. Bu da dilin asimilasyona uğramasının nedenlerden biri oldu. Sami halkları bu asimilasyon politikalarına direnerek bu soykırım politikasına boşa çıkardı” ifadelerini kullandı.    ‘AVRUPA’DA KÜRTÇENİN SOSYO-POLİTİĞİ’   Daha sonra Şerefxan Cizîrî, “Avrupa’da Kürtçenin sosyo-politiği” konulu sunumunu yaptı. Cizîrî , “1960’lı yıllara kadar Avrupa ülkelerinin birçoğunda asimilasyon politikaları devam ediyordu.1960’tan sonra ise bu durum hafifledi. Özellikle İsveç’te, Stockholm’de Kürtçenin bu kadar yayılmasının temel nedeni devletin verdiği destekti. İsveç bu konuda bir ekol yarattı. Kurulan kurumlar ve Kürtçeye yönelik çalışmalar, bu konuda önemli bir ilerleme sağladı. Avrupa’da devletin dile desteği çok önemlidir. Eğer bu diller devlet tarafından desteklenmese, eğitim verilmezse bu kadar ilerlemezdi. Avrupa’ya giden Kürtler dillerini çok daha özgür konuşup yazdıkları için dillerini daha da geliştirdiler. Bizim her alanda yükümüz dil ve yolumuz uzaktır. Bunun için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor” diye belirtti.    Sempozyum devam ediyor.