Halk buluşmaları: Öcalan'a güven tam, eşit yurttaşlık talebi 2025-07-08 09:05:15   İSTANBUL - "Barış ve Demokratik Toplum Süreci" kapsamında yapılan buluşmalara katılan yurttaşlar, Abdullah Öcalan’a güvendiklerini belirterek, eşit yurttaşlık taleplerinin olduğunu vurguladı.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"ne dair bir süre önce başlattığı halk buluşmaları devam ediyor. İstanbul’da, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın toplumsallaşması için ev ziyaretlerinin yanı sıra kitlesel halk buluşmaları da gerçekleştiriliyor. Beyoğlu ilçesinde bulunan Hacıahmet Mahallesi’nde yapılan buluşmaya katılan yurttaşlar, süreçten beklentilerine dair konuştu.    'BAŞKAN APO’YA İNANIYORUM'    Devletin baskısı üzerine 30 yıl önce Mêrdîn'in Kerboran (Dargeçit) ilçesinden İstanbul'a göç etmek zorunda kaldığını aktaran Kadriye Korkmaz (90), 2 oğlunun PKK’ye katıldığını ve bir oğlunun ise siyasi nedenlerden dolayı Avrupa’da sürgünde olduğunu söyledi. Kadriye Korkmaz, "Benim gibi çocuklarını yitiren binlerce Kürt annesi olduğunu biliyorum. Acımız büyük, ama hiçbir zaman çocuklarımızın davasını unutmayacağız. Biz de herkes gibi kendi dilimizi konuşmak istiyoruz. Kendi dilimi istemem suç mu? Biz kendi topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz. Devlet de aynı şekilde samimiyse barış olur. Ben Başkan Apo’nun bu barışı getireceğine inanıyorum, bu yüzden buradayım” diye konuştu.    'ASKER VE POLİS ANNELERİ DE BARIŞI İSTEMELİ’   Sürecin barışla sonuçlanması halinde ülkenin ekonomik sorunlarının kısmen çözüleceğini söyleyen Kadriye Korkmaz, "Eğer devlet de Serok Apo gibi samimi olursa, Türkiye cennet gibi bir ülke olur. Çünkü savaş olmayacak, savaş olmazsa savaşa harcanan para da olmaz. Yoksulluk almış başını gitmiş, insanlar kiralarını dahi ödeyemiyor. Eğer savaş olmazsa yoksullar da doyar. Öte yandan asker ve polis anneleri de barışı savunmalı. Biz 'kimse ağlamasın' diyoruz. Biz 'barış' diyoruz, Serok Apo’da yıllardır barış istiyor" diye kaydetti.    'EŞİT YAŞAM İSTİYORUZ'   Abdullah Öcalan ve siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Kadriye Korkmaz, şunları söyledi: "Barış süreci konuşuluyor ama hasta tutsaklar serbest bırakılmıyor. Siyasi tutsaklar neden hala içeride? Serok Apo ve cezaevlerindeki siyasi tutsaklar serbest bırakılsın. Bizim hiçbir halka karşı düşmanlığımız yoktur. Türklerle yıllardır komşuyuz ve birbirimizi seviyoruz. Ama mesele sevmek değil, birlikte ve eşit yaşamak istiyoruz."    'TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN’   30 yıl önce Kerboran'dan İstanbul'a göç etmek zorunda kalan Meryem Büyükkaya ise, Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreci desteklediğini söyledi. Meryem Büyükkaya, "Ben kendi çocuklarımın davası için buradayım. Zorla topraklarımızdan sürgün edildik, artık topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz. Devletin Kürt halkına yönelik baskısının bitmesini istiyorum. Binlerce insanımız cezaevinde, onların serbest bırakılmasını ve kayyumların bitmesini istiyorum" dedi.    'BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRMELYİZ'   Tesisat işinde çalıştığını aktaran İdris Abik (48), herkesin özgürce kendini ifade edebileceği bir ülkede yaşamak istediğini söyledi. Kürt halkının uzun yıllardır büyük bir mücadele yürüttüğüne dikkati çeken Abik, "Biz kendi köyümüzden sürgün edildik, buralara geldik. Abdullah Öcalan 1999 yılında tutuklandı ve o günden beri bu sorunun barış yoluyla çözülmesini istiyor. Ama devlet 40 yıldır bu halkı baskı altına alıyor, tutukluyor ve işkence ediyor. Ben, geçmişte yaşanan bu olaylardan dolayı devlete güvenmiyorum ve onların samimiyetine inanmıyorum. Ama tabii Abdullah Öcalan’ın başlattığı bu süreci desteleyeceğiz, örgütlüğümüzü ve birlikteliğimiz güçlendirmeliyiz” diye belirtti.    ‘HAKLARIMIZ TANINMALI'    Hacıahmet Mahalle sakinlerinden  Fatma Çetin (60) ise, Abdullah Öcalan’ın sadece Kürt halkı için değil, tüm dünya için barış ve demokrasi istediğini kaydetti. Fatma Çetin, şunları söyledi: "Kürt halkı onurlu bir yaşamı hak ediyor. Bunun için çok kan döküldü. Bu nedenle sadece bizim çocuklarımız değil, asker de ölmesin ve hiçbir ana ağlamasın. Bu savaş olmasaydı göç etmeyecektik ve kendi topraklarımızda çocuklarımızı büyütecektik. Ben hala o özlemle yaşıyorum. Barış istiyoruz, ama Kürtlerin haklarını tanıyan ve kabul eden resmi bir barış istiyoruz. Bu süreç çok önemli ve Kürtler şuan sırat köprüsünde; ya düşecekler ya da kalkacaklar. Bu yüzden birlik olmalıyız."   MA / Esra Solin Dal