Tahmaz: Öcalan’ın çağrısı demokratik siyasetin görevlerini tarif ediyor 2025-07-10 09:28:18 İZMİR - Abdullah Öcalan'ın çağrısının "demokratik siyaset görevlerini tarif eden bir metin" olduğunu söyleyen Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, "Yasal ve kurumsal bir yapıya ihtiyaç var. Süreci denetleyecek ve yürütecek bir komisyon olmalı" dedi.  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 26 yıl sonra ilk görüntülü mesajı dün yayınlandı. Çağrısında "Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum” diyen Abdullah Öcalan’ın açıklaması tüm dünyanın temel gündemi haline geldi. Yayınlanan 7 dakikalık mesajın yankıları sürerken, gözler devlet ve iktidarın atacağı adımlara çevrildi.   Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, Abdullah Öcalan'ın son mesajına dair konuştu.   ‘MÜZAKERE SÜRECİNE GEÇİLMELİ’   Görüntülü açıklamanın 27 Şubat'ta yapılan çağrıyı netleştiren bir metin olduğunu belirten Tahmaz, ayrıca demokratik siyaset ve mücadelenin görevlerini tarif eden bir metin olduğunu söyledi. Önümüzdeki süreci “müzakere süreci” olarak tanımlamak gerektiğine dikkati çeken Tahmaz, "Zaten Öcalan'ın yönlendirmelerinin de bu doğrultuda olduğu bu metinde çok açık görülüyor. Metinde ifade edildiği gibi yeni aşama silahların bırakılması ve silahlı güçlerin demokratik siyasete, toplumsal yaşama katılım süreci. Gelinen noktada yasal ve kurumsal bir yapıya ihtiyaç var. Süreci denetleyecek ve yürütecek bir komisyon olması gerekiyor. Bu görev de Meclis’in ve demokratikleşme perspektifiyle hareket eden siyasal ve toplumsal güçlerin görevidir” diye belirtti.   ‘ÖCALAN’IN KOŞULLARI SAĞLANMALI’   Sürecin toplumun tüm kesimlerini kapsaması gerektiğini dile getiren Tahmaz, bunun kapısını ise iktidarın aralayabileceğini belirtti. “Sürecin müzakerecisi” olarak nitelendirdiği Abdullah Öcalan’ın toplumla temas alanlarının genişletilmesine ihtiyaç olduğunu söyleyen Tahmaz, "Eğer gerçekten Kürt meselesinde çözüme gitmek ve Abdullah Öcalan'ın bu süreçte rolünü oynamasını istiyorsak koşulların sağlanması lazım. Geçtiğimiz hafta bir grup akademisyen Abdullah Öcalan ile görüşmek için Avrupa'dan geldi. Ama bu görüşmeye dair hükümetten bir sinyal yok. Devlet Bahçeli'nin ilk çağrısında ‘umut hakkı’ çağrısı vardı. Ancak Avrupa Konseyi'nin (AP) Türkiye'ye verilen raporunda ‘umut hakkı’ yine yok. Aynı tarzda gidilemez. Konular aşındırılarak ilerlenemez. Abdullah Öcalan kurduğu yeni paradigmanın hukuki anlamda bir zemininin oluşturulması gerekir. Bu kanalları açmadan, devlet denetimiyle yürüyecek bir sürecin toplumsallaşması mümkün değildir. Toplumda güven eskiliği ve soru işaretleri çok fazla. Bunda da hükümetin tutumu ve yaşanmışlıkların etkisi var" ifadelerini kullandı.   'FIRSATI KAÇIRMAMAMIZ LAZIM'   Sürecin kendine has özellikleri olduğunu belirten Tahmaz, şöyle devam etti: "Ana muhalefet partisi her şeye rağmen sürecin kıymetinin farkında ve buna destek vermek için sırada bekliyor. Ancak iktidar, ‘Terörsüz Türkiye’ dediği sürece ilişkin dahi ana muhalefet partisini bilgilendirmedi. Sürece ilişkin bilgiyi DEM Parti verdi. Meclis’teki partilerin ezici çoğunluğu 'süreci destekliyoruz' diyor. Fakat iktidar işi zorlaştıracak tutumlar alıyor. Bu nedenler fırsatı kaçırmamamız lazım. Devlet Bahçeli cumhurbaşkanına 'bu süreci başarıyla yürütmek zorundasın' diyor. PKK 'silahları bıraktık' diyor. Devlet bunun hak ettiği gerekliliği yerine getirmek zorunda.”   MA / Uğurcan Boztaş