Wan’da Rojin Kabaiş için yürüyüş: Yaşam için adalet istiyoruz 2025-09-27 19:51:43   WAN - Şüpheli şekilde yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölüm yıldönümünde yürüyen binlerce kadın, “Rojin için, kadınlar için, Kürdistan’da yaşam için adalet istiyoruz” mesajı verdi.    Wan’da, aralarında Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Star Kadın Derneği’nin de bulunduğu 13 kadın örgütü ve komisyonundan oluşan Şiddetle Mücadele Koordinasyonu, “Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz” kampanyası kapsamında 27 Eylül 2024’te kaybolmasının ardından şüpheli şekilde yaşamını yitiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş için yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte, Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, Wan Barış Anneleri Meclisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan İl Örgütleri, Wan Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda kadın katıldı.    Yürüyüş için Wan AVM önünde toplanan kitle ellerinde, “Rojin’e ne oldu?”, “Rojin adalet bekliyor”, “Rektör Hamdullah Şelvi hesap ver DNA’lar kimin?” yazılı dövizler taşıdı. “Jin jiyan azadî” sloganıyla başlayan yürüyüşte sık sık “Bijî berxwedana jinan”, “İntihar değil bu bir cinayet” sloganları yükseldi. “Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz”, “Tekoşîna li dijî qirkirina jinê wê azadiyê biafirîne” pankartını açan binlerce kişi, “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganı attı.    Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünde ihmalleri bulunan üniversite yönetimine karşı kitle sık sık, “Rektör istifa” sloganları da attı. Yürüyüş boyunca çevredekilerin katılımıyla katlanarak artan kitleye kimi yurttaşlar da araçlardında kornalarla destek oldu. Kadınlar telefon ışıkları, ıslık ve zılgıtlarla açıklamanın yapılacağı kent meydanına kadar yürüdü.  Açıklamada TJA adına konuşan Şükran Şen, Rojin’in ölümünün Kürdistan’da yürütülen özel savaşın bir yansıması olduğuna dikkat çekti. Şükran Şen, “Rojin’in ölümü, yalnızca bir genç kadının yaşam hakkının gaspı değil; aynı zamanda kadınların yaşamlarını hedef alan devlet aklının, cezasızlık politikasının ve toplumsal belleği yok etme stratejisinin bir parçasıdır” diye konuştu.    'ADALETİ ARAMAYA DEVAM EDECEĞİZ'   Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünün bireysel bir kayıp olmanın ötesinde olduğunun altını çizen Şükran Şen, üniversiteden ATK’ye süren ihmallere işaret etti. Şüpheli ölümlerin aydınlatılmaması ve cezasızlık politikalarının son bulması gerektiğine vurgu yapan Şükran Şen şunları söyledi: “Kadınların yaşamını tehdit eden uyuşturucu, fuhuş ve erkek şiddeti çetelerinin bölgede sistematik biçimde örgütlenmesine göz yumulması da aynı savaş konseptinin parçasıdır. Rojin Kabaiş’in ölümü bize, bu tabloyu değiştirmek için örgütlü bir mücadele yürütmemiz gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Faili koruyan, dosyaları kapatan, delilleri karartan devlet aklı; kadınların yaşamını değersizleştiren resmi bir politika yürütmektedir. Kürdistan’da kadınların yaşam hakkını hedef alan bu politikaların yanı sıra, uyuşturucu ve fuhuş çetelerinin bölgede örgütlenmesine göz yumulmakta, erkek şiddeti sistematik biçimde teşvik edilmektedir. Bu tablo, özel savaşın cinsiyetlendirilmiş boyutunu daha net ortaya koymaktadır. Kadınlar, yalnızca bireysel faillerin değil; bu düzeni besleyen, koruyan ve sürdüren devlet politikalarının doğrudan hedefidir. Rojin'in ölümü üzerinden bir kez daha gördük ki, hakikat yalnızca hukuki süreçlere bırakıldığında ortaya çıkmamaktadır. Hukuk mekanizmaları çoğu zaman cezasızlığı üretmekte, kadınların yaşamını savunmak yerine failleri korumaktadır. Bu nedenle Rojin’in dosyası, yalnızca bir hukuk mücadelesi değil; kadınların yaşamı için yürüttüğü örgütlü politik mücadelenin simgesidir. Rojin'in hayatını, bütün kadınların özgür ve eşit yaşam hakkı için bir mücadele sembolü haline getiriyoruz. Rojin için adalet sağlanmadıkça hiçbir kadının yaşamı güvende değildir. Rojin'in dosyası başta olmak üzere, tüm şüpheli kadın ölümlerinin gerçek failleri açığa çıkarılana kadar, faili gizleyen, delilleri karartan, soruşturmaları sürüncemede bırakan cezasızlık politikasına son verilinceye, Kürdistan’da kadınların yaşam hakkını hedef alan özel savaş politikalar ifşa edilene, kadınların yaşam hakkı güvence altına alınına kadar kadınların örgütlü mücadelesini büyüteceğiz. Biz kadın kurumları olarak buradan bir kez daha haykırıyoruz, yaşatmak ve yaşamak için örgütleniyoruz! Rojin için, kadınlar için, Kürdistan’da yaşam için adalet istiyoruz!"   BABA KABAİŞ: DOSYA NEDEN YAVAŞ YÜRÜYOR?   Kızının ihmaller yüzünden öldüğünü dile getiren baba Nizamettin Kabaiş şunları söyledi: "Saat 11’den sonra yoklama yapılsaydı Rojin şimdi aramızda olabilirdi. Oda arkadaşları bile bizle konuşmuyor. Kızım buraya misafir gelmişti. Geçtiğimiz günlerde üniversiteye gittik. Orada üniversite öğrencileriyle karşılaştım. Ancak bana konuşamayacaklarını yoksa üniversiteden atılabileceklerini söylediler. Ne güvenlikçiler, ne yurttakiler, ne de arkadaşları konuşmuyor. Neden? Ne oldu? Rojin’e ne oldu? sorusuna cevap bulamıyoruz. Katillerin izi var ama tutuklu yok. Defalarca Wan ve Amed barosuyla savcılığa gittik. İlk savcı hiç bir şey yapmadı. İntiharı takip etti ciddi delilleri değil. Dosya çok yavaş yürütülüyor. Rojin 21 yaşındaydı. Neden kameraları siliyorsunuz. Neden son kamerayı siyaha çevirdiniz? Rojin artık geri dönmeyecek. Biz çok büyük acı çekiyoruz. Ancak adalet aramaya devam edeceğiz."    'HEPİMİZ ADALET ÇIĞLIĞI ATIYORUZ'   DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı, adalet arayışının sürdüğünü ifade ederek, "Rojin tam bir yıl önce okuduğu üniversiteden yemekhaneye giderken Rojin bir daha bulunmadı. Sonra cenazesi bulundu. Hem siyasetçiler hem kadın dernekleri soruyoruz, 'Rojin’e ne oldu?" dedi. Rojin ile ilgili hakikatin bir yıldır ortaya çıkmadığını ifade eden Gülderen Varlı, “Bu ülkede hepimiz adalet diye çığlık atıyoruz. İktidar ve bakanlıklar kimi koruyor? Biz sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.    Açıklama konuşmalardan sonra sona erdi.