Rojîn Kabaiş için eylem: Failler derhal tespit edilsin 2025-10-16 18:54:15 HABER MERKEZİ -  Mêrdîn ve İzmir'de yapılan eylemlerde Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümü üzerien yürütülen soruşturmadaki eksikliklere dikkat çekilerek, "Failleri derhal tespit edilsin" çağrısı yapıldı.  Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünün birinci yılında Mêrdîn Artuklu Üniversitesi öğrencileri yürüyüş gerçekleştirdi. Artuklu Üniversitesi kampüsü içinde bir araya gelen öğrenciler, “Jin, jiyan, azadî” ve “Rojin Kabaiş isyanımızdır” sloganları attı. Kampüs içinde alkışlar ve sloganlar eşliğinde yürüyüşlerini sürdüren öğrenciler, ardından açıklama yaptı.   Öğrenciler yaptıkları açıklamada Rojin Kabaiş’in faillerinin açığa çıkarılarak, yargılanmasını talep ettiklerini belirtti. Açıklamada Rojin Kabaiş’in hesabını sormak için mücadele edileceği vurgusu yapıldı.   İZMİR    İzmir Kadın Platformu (İKP), yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Alsancak Gar önünde bir araya gelen kadınlar, Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne doğru yürüdü. Eylemde “İntihar değil cinayet, Rojin için adalet” pankartı taşınırken sık sık “Katil devlet hesap verecek”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Jin, jiyan, azadî” ve “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından basın metni okundu. Basın metnini platform adına Esra Yılmaz okudu.    Rojin Kabaiş’in 27 Eylül 2024 tarihinde kaybolmasının ve cansız bedeninin bulunmasının ardından bir yıl geçmesine rağmen, yürütülen soruşturmanın etkin biçimde ilerlemediğini, dosya üzerindeki kısıtlılık kararının hâlâ sürdüğü ve Rojin Kabaiş’in telefon incelemesinin dahi tamamlanmadığını söyleyen Esra Yılmaz, “Rojin’in ailesi, ilk günden bu yana “Rojin intihar etmedi, öldürüldü” diyerek kararlılıkla gerçeğin peşine düşmüş; adalet arayışını asla bırakmamıştır. Kadın örgütleriyle birlikte bu davayı kamuoyunun gündeminde tutmuş, medyaya taşıyarak dosyanın karartılmasına izin vermemiştir. Ailenin bu ısrarlı mücadelesi olmasa, Rojin’in ölümü çoktan unutturulmak istenecekti. Bu tablo, yalnızca bir ihmalin değil, kadınların yaşam hakkı karşısında süregelen sistematik adaletsizliğin ve kurumsal cezasızlığın göstergesidir. Gerçeği gizleyenler bu suçun ortağıdır!” dedi.    'DNA BULGUSU KAMUOYUNDAN SAKLANDI'   Adli Tıp Kurumu’nun, Rojin Kabaiş’in bedeninde tespit edilen DNA örneklerinin kime ait olduğunu ve vücudun hangi bölgelerinde bulunduğunu açıklamadığını hatırlatan Esra Yılmaz, “Bu sessizlik, yalnızca bir kurumsal ihmali değil; adaletin, hakikatin ve kadınların yaşam hakkının sistematik biçimde görmezden gelindiğini göstermektedir. Ancak 10 Ekim 2025 tarihli ATK Biyolojik İhtisas Dairesi raporu, aile ve kadın örgütlerinin ısrarlı mücadelesi sonucunda dosyanın seyrini tamamen değiştirmiştir: Rapora göre, Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA örneği bulunmuştur. Birinci DNA göğüs bölgesinde, ikinci DNA ise vajinal bölgede tespit edilmiştir. Bu bulgular, Rojin’in ölümünün başından itibaren 'intihar' olarak yansıtılmasının ne denli manipülatif, gerçeği karartmaya yönelik ve adaleti engelleyen bir çaba olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Oysa, 6 Kasım 2024 tarihli ATK raporunda iki farklı DNA örneği bulunmasına rağmen, raporda 'vajinal bölgede DNA bulunmadığı' ifadesi yer almış; bu kritik bulgu kamuoyundan gizlenmiştir. Bir yıl sonra gelen yeni raporla, DNA örneklerinin hem göğüs hem vajinal bölgede bulunduğu nihayet açıklanmıştır. Bu çelişkiler, yalnızca teknik bir hata değildir” şeklinde konuştu.    ‘ROJİN'İN FAİLLERİ DERHAL TESPİT EDİLSİN'   Cezasızlık politikasının erkek şiddetini meşrulaştırdığını vurgulayan Esra Yılmaz, bu davanın, yalnızca bir hukuk dosyası değil, kadınların yaşam hakkı, adalet ve hakikat mücadelesinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Esra Yılmaz, son olarak taleplerini şu şekilde sıraladı:    "* Rojin Kabaiş’in ölümüne karışan faillerin derhal tespit edilmesini ve haklarında kamu davası açılmasını istiyoruz.   * Adli Tıp Kurumu’nun çelişkili ve geciktirici raporlarından sorumlu olan kişiler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve 'delil karartma' suçlarından yargılama sürecinin derhal başlatılmasını talep ediyoruz.   * Soruşturma sürecinde delil karartan, gerçeği gizleyen ve kamuoyuna yanıltıcı bilgi veren tüm kamu görevlileri hakkında bağımsız, şeffaf ve etkin bir soruşturma yürütülmesini istiyoruz.   * Rojin Kabaiş dosyasındaki kısıtlılık kararının derhal kaldırılmasını ve ailenin, avukatların ve kadın örgütlerinin dosyaya tam erişim hakkının sağlanmasını talep ediyoruz.   * Rojin Kabaiş dosyası örneğinde olduğu gibi, kadınların şüpheli ölümlerinde “intihar” ön kabulüyle hareket eden yargısal pratiklerin son bulmasını istiyoruz."   Açıklama sloganlarla sona erdi.   'ROJİN'İN ÖLÜMÜ AYDINLATILMALI'   Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğrencileri de Rojin Kabaiş için ana kampüste bulunan yemekhane önünde bir araya gelerek yürüyüş gerçekleştirdi. Rojin Kabaiş'in ölümünün intihar olarak yansıtılmaya çalışıldığı belirtilen açıklamada, Rojin'in bedeninde bulunan 2 DNA örneği hatırlatılarak, delillerin karartılmak istendiği ifade edildi. Rojin'in ölümünün aydınlatılması gerektiği vurgulanan açıklamada, cezasızlık politikasıyla örtbas edilmeye çalışılan hiç bir cinayetin unutulmayacağını söylendi.   WAN   Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencileri, Rojin Kabaiş'in ölümünün aydınlatılması talebiyle eylem yaptı. Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) 11 Ekim'de çıkan raporu ardından öğrenciler 4 gündür  kampüs içerisinde eylemlerine devam ediyor. Öğrenciler bugün de kampüs içerisinde bir araya gelerek rektörlük önüne kadar yürüyerek oturma eylemi  gerçekleştirdi. Eylemde, “Qerîna Rojinê wê bêdengiyê hişyar bike”, “Her sessizlik bir suç ortaklığıdır”, “Eğer sıradaki bensem anneme sarıl bu şehri yak” dövizleri yer alırken "Kampüs uyuma öğrencine sahip çık”, “Jin jiyan azadî”, “Rektör uyuma failleri aklama” sloganları atıldı. Oturma eylemine DEM Parti Milletvekili Gülderen Varlı, DEM Parti il ve ilçe örgütlerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.   Öğrenciler, rektörlük açıklama yapmayana kadar eylemlerini devam ettireceklerini belirtti.