Abdullah Öcalan: Komployla Kürt gerçekliğinin tasfiyesi amaçlandı

img
HABER MERKEZİ - Kendisine dönük uluslararası komplonun NATO tarihinin en önemli operasyonu olduğuna dikkati çeken PKK Lideri Abdullah Öcalan, kaleme aldığı son kitabında komployla hedeflenin "Kürt gerçekliğinin tasfiyesi" olduğunu vurguladı.  
 
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) karşısında en büyük engel olarak görülen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo 26’ncı yılına girdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) koordinatörlüğünde NATO Gladiosu ve Almanya tarafından PKK’nin “terör listesine” alınmasıyla 1985’te devreye konulan komplo, 1990’larda İngiltere, 1996’dan itibaren İsrail ve Yunanistan’ın dahil edilmesiyle devam etti. Komplo, 1996 yılında Abdullah Öcalan’ın imha edilmesi planının boşa çıkmasıyla Suudi Arabistan, Mısır, İran, Suriye, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Fransa, İtalya, Hollanda, Rusya’nın ortaklığında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Şam’dan çıkmasıyla tasfiye planıyla sürdürüldü. Son olarak 1999’da İsviçre ve Kenya’nın ortaklığında 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilen Abdullah Öcalan, bu süreci NATO Gladiosu’nun en büyük operasyonu olarak tanımladı. Nitekim ABD istihbarat örgütü Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) komploya dair “Terörizme karşı bir operasyon başarısı” açıklaması, Abdullah Öcalan’ın komploda ABD’nin koordinatör olduğu tespitini doğruladı. 
 
Kendisine yönelik komplonun Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesinde kilit adımlarından biri olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı Adası’nda kaleme aldığı ‘Demokratik Uygarlık Manitestosu’nun 5’inci cildi olan ‘Kürt Sorunu ve Demokratik Uygarlık Çözümü’ kitabında, komplonun başlangıcı olan Suriye’den çıkış süreci ve komplonun uluslararası boyutunu ele aldı.
 
KÜRT GERÇEKLİĞİNİN TASFİYESİ 
 
Suriye’den çıkışının NATO-Gladio operasyonuyla bağlantılı olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, ABD ve İsrail’in siyasi çözümden yana olmadığını, düşük yoğunluklu olsa da savaşın devamı ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edildiğini söyledi. Ortadoğu’da kontrolün sağlanması için savaşın devamının istendiğini kaydeden Abdullah Öcalan, küresel güçlerin bu yola Türkiye’yi pasifize ederek, kendi planlarını uygulamak istediklerini vurguladı. Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eski başbakanlar Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in de bu planlara dikkat etmemeleri nedeniyle düşürüldüklerini dile getiren Abdullah Öcalan, “Düşürülmelerinin ölümle sonuçlanıp sonuçlanmaması, savaş yanlıları için o kadar önemli değildi. Zaten savaşın içindeydiler. Savaşla sonuna kadar devam ederek, önlerine çıkan her engeli devirip amaçlarına ulaşmak istiyorlardı. Buna Kürt gerçekliğinin askeri yoldan tamamen tasfiyesi, bir nevi soykırım da dahildi. Hegemonik güçler klasik İttihat ve Terakkici çizginin devamı olan bu anlayışın arkasında durmadıkça, asla başarı şansları olamazdı. Onlar da bunu bildikleri için ABD, İngiltere ve İsrail’in desteğine mutlak gereksinim duyuyorlardı. 1998’de Suriye’den çıkışımda bu destek sağlanmıştı” diye belirtti.
 
NATO-GLADİO ÇİZGİSİ GÖRÜLMELİ
 
1990’ların başında ABD ve İngiltere’nin, 1996’da ise İsrail’in mutlak desteğinin alındığını söyleyen Abdullah Öcalan, Türk eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in İngiltere’ye ilk ziyaretinin ardından “PKK’nin tasfiyesi için bize yeşil ışık yakılmıştır” açıklamasının da bu gerçekliği ifade ettiğini vurguladı. Sonraki süreçte sadece Kürtlere ve PKK’ye yönelik imha saldırılarıyla yetinilmediğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Cumhurbaşkanını katletmeye, hükümet değişikliklerine, ordu içi tasfiyelere, topluma yönelik pasifikasyon hareketlerine, bir dizi aydın ve işadamına yönelik suikastlara, kitlesel katliamlara ve medyanın teslim alınmasına varana kadar hangi korkunç olaylar ve çatışmaların sahnelendiğini iyi bilmekteyiz. Eksik olan şey, tüm bu olayların zincirleme bağlantılar içinde olduğunu anlamaktır. NATO’ya girişinden 1998’e kadar Türkiye’nin yaşadığı tüm önemli siyasi ve sosyal olayların temelindeki kalın NATO-Gladiocu çizgiyi görmeden, hiçbir önemli olayı, çatışmayı ve suikastı doğru olarak çözemeyiz. Özde halkların özgürlük, eşitlik ve demokrasi isteklerine karşı bir NATO’cu savaş açılmış ve bu savaşın son halkasına 1998’deki Suriye’den çıkışım eklenmiştir” diye konuştu.
 
ÇIKIŞ SENARYOSUNDA KİM ROL OYNADI? 
 
Suriye’den çıkışında önünde iki yol olduğunu belirten Abdullah Öcalan, hesapta olmamasına rağmen Yunanlı heyet ile yapılan görüşmelerin ardından rotanın Atina’ya çevrildiğini kaydetti. PKK Lideri, “Bir fırsattı ve oradaki dostların ciddiyetine inanarak bu fırsatı değerlendirmekten kaçınmadım. Eğer karşılaştığım tablodaki gibi olduklarını bilseydim, kesinlikle çıkış yapmazdım. Burada sorulması gereken soru şudur: Yunanistan’da da çok güçlü olduğu bilinen Gladio bölümü mü acaba bu çıkış senaryosunda rol oynadı? Bu konunun araştırılması gerekiyor. Türkiye’ye teslim edilmemde ABD’nin Türk yönetimiyle sağladığı uzlaşmada, Yunanlılarla olan sorunların çözümünde ilke anlaşmasına varılmış, en azından bu doğrultuda söz alınmış olması ihtimal dahilindedir. Özellikle Ege ve Kıbrıs sorununun çözümünde bu yönde niyet belirtmeleri kuvvetli bir ihtimaldir. Türkiye’nin bu konuda sınırsız tavizkâr tutum içinde olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.
 
ATİNA’YA İNİŞ: DOSTLAR ORTALIKTA YOKTU
 
Suriye’de 9 Ekim 1998’de bindiği uçağın Yunanistan’ın başkenti Atina’ya iniş yapmasıyla Yunan İstihbarat Teşkilatı eski üyesi olan, uzun süre Türkiye’de de kalan NATO’da görevli subay Savvas Kalenderidis ile karşılaştığını belirten Abdullah Öcalan, “Sözleştiğimiz dostlar ortalıkta yoktu. Tesadüfen devreye Moskova’daki ilişkimiz girdi. Bir Yunan özel uçağıyla yönümüzü Moskova’ya çevirdik. Liberal Demokrat Parti Başkanı Vladimir Jirinovski’nin yardımıyla Moskova’ya inmeyi, o sırada ekonomik kaos yaşayan Rusya’ya giriş yapmayı başardık. Fakat bu sefer karşımıza Rus İç İstihbarat Şefi çıktı. O da ‘Nuh der peygamber demez’ havasındaydı. O koşullarda Rusya’da kalamazdık. Yaklaşık 33 gün sözde gizli kaldım. Bu süre içinde hem İsrail Başbakanı Ariel Şaron, hem de ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright Rusya’ya gelmişlerdi. Rusya’da Yevgeni Maksimoviç Primakov başbakandı. Hepsi de Yahudi kökenliydi. Ayrıca dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz da devredeydi. Sonunda Mavi Akım Projesi ve 10 milyar dolarlık IMF kredisi üzerinde anlaşarak, Rusya’dan ayrılmamı sağladılar” şeklinde anlattı. 
 
ROMA GÜNLERİ: İTALYA SENARYOSU 
 
Bir sonraki durağının Roma olduğunu dile getiren Abdullah Öcalan, “Bu sefer İtalyan istihbaratının senaryosuyla bir bölümü hastanede geçen, 66 gün sürecek Roma günlerimiz başladı. Dönemin Başbakanı Massimo D’Alema’nın tavrı dürüst ama yetersizdi. Siyasi güvenceyi tam verememişti. Durumumuzu yargıya terk etti. Buna öfkelenmiştim. İlk fırsatta İtalya’dan çıkma kararlılığındaydım. D’Alema son demecinde, İtalya’da dilediğim kadar kalabileceğimi belirtmişti. Ama bu bana zoraki bir tavır gibi geldi. Bu arada yanılmıyorsam ortak bir Arap girişimi oldu. Açıklamadıkları bir yere götürmek istediklerini söylediler. Resmiyeti ve güvencesi olmadığından kabul etmedim” ifadelerini kullandı.
 
‘RUSYA’YA İKİNCİ GİDİŞ HATAYDI’ 
 
Rusya’ya ikinci gidişinin hata olduğunu belirten Abdullah Öcalan, şöyle devam etti: “Bu hatada Numan Uçar’ın laçka tavrının rolü vardı. Bu kişinin içyüzünü halen tam bilemediğim tavrına güvenerek yola çıktım. İçyüzünü bilseydim, kesinlikle Roma’dan çıkış yapmazdım. Yanıltılmıştım. Bu sefer Rus İç İstihbaratı beni gidişin Ermenistan’a olacağına ikna ettikten sonra havaalanına götürdü. Sanırım hazırlanan senaryo gereği havaalanında Ermenistan işinin yattığını, istersem bir haftalığına Tacikistan’a gidebileceğimi, bu bir hafta içinde alternatif yaratabileceklerini söylediler. Beni bir nevi aldatarak, bir kargo uçağıyla Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’ye indirdiler. Bir hafta hiç çıkmadan bir odada bekledik. Moskova’ya tekrar döndük. Mecburen tekrar Yunanlı dostlara başvurduk. İki gün içinde hayli maceralı, karlı soğuk bir Moskova gününden sonra yönümüzü tekrar Atina’ya çevirdik.”
 
'OLYMPOS TANRILARININ OYUNLARI' 
 
Olympos tanrılarının oyunlarına geldiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Havaalanının VIP salonundan giriş yaptım. Giriş yapmamla Cehennem Tanrısı Hades’in amansız takibinin başlaması bir oldu. Dostum Nagzakis’in eski çağın büyücü kadınlarına benzeyen kaynanasının epey dağınık evinde bir gece kalabildim. O geceden sonra bir nevi ölüm kampına doğru gidiş başladı. Tümüyle Hades devredeydi. Söylenen ve yapılan her şey sahteydi. Dürüst unsurlar yok muydu? Vardı, fakat hepsi modernite canavarı karşısında çaresizdi. Afrika’ya doğru yola çıkışta bu sefer Mandela figürü etkili oldu: Moskova’ya doğru yola çıkışta Lenin figürünün etkili olması gibi. Güya Güney Afrika’ya gidecek, hem sağlam diplomatik ilişki kuracak hem de resmi geçerli pasaport alacaktım” diye anlattı.
 
Komplo oyununda Yunan devletinin sahtekârlığının başarılı olduğunu söyleyen PKK Lideri, şunları söyledi: “Aslında tarih boyunca Yunan halkının demokrasisinin bu sahtekâr tarafından hep aldatıldığını ve büyük trajedilere duçar edildiğini bilerek yaklaşmalıydım. Dostluklara çocuk saflığıyla inanmam, bu tavrımda etkili oldu. Yunanistan’dan çıkış sırasında her iki havaalanına gidişte içinde olduğum arabanın şoförleri ayıkıp kendime gelmem ve gitmemem için yoğun çaba harcadılar. Büyük bir komplonun yürürlükte olduğunu belirtmek için ellerinden geleni yapma dürüstlüğünü gösterdiler. Muhtemelen onlar da alt düzey istihbarat memurlarıydı. Birincisi arabayı uçağa çarptırarak gidişi engelledi. İkincisi ise arabayı gizli geçmemiz gereken havaalanına yakın yerde 7 sefer dakikalarca bozulmuş süsü vererek durdurdu. Verilen sözlere o kadar güvenmiştik ki, hiç ayıkmadım. Tersine, bir an önce kaderde ne varsa görmek için aceleyle gitmek istiyordum.”
 
AVRUPA’DA 24 SAATLİK ALARM VERİLDİ 
 
Burada Minsk’e gitmek üzere Gladio’nun gizli operasyonlarda kullandığı uçağa bindirildiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Nairobi’ye gitmeden önce Minsk üzerinden Hollanda’ya geçiş yapacaktım. Yine özel uçakla Minsk’in dondurucu soğuğu altında 2 saatten fazla bekledim. Beklenen uçak gelmedi. Beyaz Rusya havaalanı polisleri uçağı dakikalarca kontrol ettiler. Bir ihtimal ve belki de son fırsat olarak beni Minsk Havaalanına bırakacaklardı. Gerisi Beyaz Rusya yönetiminin insafına kalmıştı. İlginç olan odur ki, o sırada Türk Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin de Minsk’e bir ziyarette bulunmuştu. Beklenen uçak gelmeyince, güya son fırsat da kaçmış oldu. Geriye dönüş bir nevi ‘beyaz ölümdü’. Gladio uçağı Akdeniz üzerinden süzülürken, sonraki yorumumla bu gidişi Yahudi soykırımında kurbanların tren seferleriyle taşınmasına benzetmiştim. Şahsımda bir halka uygulanan soykırım rejiminin en kritik dönemine girilmişti. NATO’nun gizli ve gerçek yüzünü bu seferler sırasında gördüm. Minsk’ten dönerken, uçağın herhangi bir Avrupa havaalanına inmemesi için 24 saatlik alarm verilmişti. Anlaşılıyor ki, o dönemde tek isyankâr devlet olan Beyaz Rusya’nın Minsk Havaalanı dışında inişi kabul edecek tek bir havaalanı bırakılmamıştı” dedi. 
 
NAIROBI’DE 'VUR EMRİ’ VERİLMİŞTİ
 
Nairobi’ye götürüldükten sonra “Uzun süre emre itaatsizlikten çatışma süsü verilmiş bir ölüm”, “CIA’nin bir dediğini iki etmeden emrine girmem ve teslim olmam” ve “Çoktan hazırlanmış Türk özel savaş timlerine teslim edilmem” şeklinde önüne üç yol konulduğunu ifade eden PKK Lideri, anlatımlarını şöyle sürdürdü: “Nairobi’deyken yanımda bulunan kişilerden Dilan tedirgin bir ruh hali içindeydi. Düşüncelerini tam açıklasaydı ve sivil toplum örgütlerini harekete geçirebilseydi, belki de komplo kısmen bozulabilir veya boşa çıkarılabilirdi. Kendisinin bir tabancayla kendimizi savunmayı önermesini yadırgamıştım. Bu bizim ve benim için intihar demekti. İntihara niyetim yoktu. Israrla silahı üzerimde taşımam için son ana kadar etrafımda fır dönüyordu. Silah üzerimde olsaydı ve çekmeye çalışsaydım, bu tavır kesinlikle ölüm demek olacaktı. Daha sonra sorgulama sırasında, silah kullanmam halinde vur emri olduğu söylenmişti. Elçilikten çıkmamın da ölüm demek olduğunu söylediler. En akıllı tavrı aldığımı belirttiler. Ne kadar doğruyu söylediler, bilemeyiz.
 
GÜNEY AFRİKAYA GİDİŞ ÖYKÜSÜ 
 
15 günlük Nairobi sürecinde Yunan Büyükelçisi George Kostoulas’ın tavrı anlaşılmaya değer. Acaba kullanılmış mıydı? Yoksa çok önceden planın bir parçası olarak mı hazırlanmıştı? Kendim bunu çözemedim. Teslim edilmemden önce kendi ikametgâhı olan eve hiç gelmedi. Elçilikten bir nevi zorla çıkarılmak istenmem yüzünden, Nairobi zebanisine biraz sert çıkıştı. Ama bu tavrı sahtekârca da olabilir. Bu sefer de güya Hollanda’ya gidiş için Pangalos (Yunanistan eski Başbakanı) Teodoros Pangalos) izin çıkarmıştı. Buna pek inanmamıştım. Çünkü Yunan özel timleri evden çıkmamam halinde zorla saldırıp çıkarmak için pusuda bekliyorlardı. Kenya polisi de aynı şeyi yapmaya hazırlanmıştı. Tabii Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gidiş çoktan bir aldatılış öyküsü olarak kalmıştı. Kiliseye, BM’ye sığınma gibi öneriler hep kuşkuluydu. Çıkmamakta diretmiştim.”
 
‘NATO’NUN EN ÖNEMLİ OPERASYONU’
 
Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998’den 15 Şubat 1999’a uzanan uluslararası komplonun ABD dışında hiçbir güç tarafından düzenlenemeyeceğini vurgulayarak, “Türk özel savaş güçlerinin (Bu güçlerin başkanı General Engin Alan’mış) bu süreçteki rolü sadece beni uçakla İmralı’ya, o da kontrollü olarak taşımaktı. Süreç kesinlikle NATO tarihinin en önemli operasyonunun gerçekleştirildiği bir süreçti. Bu o kadar açıktı ki, gidilen yerlerde hiç kimse aykırı bir tavır sergileyemiyordu. Sergileyenler anında etkisizleştiriliyordu. Büyük Rusya bile çok açık bir biçimde etkisizleştirilmişti. Yunanlıların tavrı zaten her şeyi açıklamaya yetiyordu. Roma’da kaldığım evin içinde ve dışında alınan güvenlik tedbirleri durumu oldukça açıklayıcıydı. Tutsaklığa özgü olağanüstü tedbirler almışlardı. Dışarıya adım bile attırmadılar. Özel güvenlik timleri odamın kapısına kadar her yeri 24 saat kontrol altında tutuyorlardı” şeklinde anlattı. 
 
BOP’UN İLK OPERASYONU: KOMPLO
 
PKK Lideri, komplonun Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesi olduğunu ifade ederek, “D’Alema Hükümeti sol demokrat bir hükümetti. D’Alema tecrübesizdi, kendisi yalnız başına karar alamadı. Tüm Avrupa’yı dolaştı. İngiltere ona kendi öz kararını alması gerektiğini belirtti; kendisine pek dayanışma göstermedi. Brüksel’in tavrı net değildi. Sonuçta yargıya havale edildik. Bu tavırda Gladio’nun etkisini görmemek mümkün değildi. Zaten İtalya Gladio’nun en güçlü olduğu ülkelerden biriydi. Berlusconi tüm gücünü harekete geçirmişti. Kendisi Gladio’nun adamıydı. İtalya’nın beni kaldıramayacağını bildiğim için ayrılmak zorunda kalmıştım. Tabii Türkiye bunun karşılığında ABD ve İsrail’in en güvenilir ama en uydu ülkesi haline getirilmişti. Çılgınca küreselleştiği iddia edilen süreç, aslında Türkiye’nin küresel finans kapitalizmine peşkeş çekilmesi öyküsünden başka bir şey değildi. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilişinin kilit adımlarından biri ve ilki bana yönelik olan operasyondu. Ecevit’in ‘Öcalan’ın niçin teslim edildiğini bir türlü anlamadım’ demesi boşuna değildi. Birinci Dünya Savaşı nasıl Avusturya Veliahdının bir Sırp milliyetçisi tarafından vurulmasıyla başlatıldıysa, bir nevi Üçüncü Dünya Savaşı da bana yönelik operasyonla başlatılmıştı. Operasyondan sonraki süreci anlamak için operasyon öncesinde ve sırasında olup bitenleri iyice anlamak gerekir” dedi. 
 
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NIN BAŞLANGICI 
 
ABD Başkanının Özel Danışmanı General Galtieri’nin operasyonu Clinton’ın emriyle yönettiklerini yönündeki açıklamasını hatırlatan Abdullah Öcalan, komployla ile başladığını belirttiği Üçüncü Dünya Savaşı’nın gerçek olduğunu, ağırlık merkezin ve kültürel ortamının Ortadoğu coğrafyası olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, “Sadece ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın yoğunluk merkezi olan Irak’ta yaşananlar bile buradaki savaşın bir ülke ile ilgili olmadığını, dünya hegemonik güçlerinin çıkarları ve varlığı ile ilgili olduğunu gayet iyi açıklamaktadır. Bu savaş ancak İran’ın tamamen etkisizleştirilmesi, Afganistan ve Irak’ın istikrara kavuşturulması, Çin’in ve Latin Amerika’nın tehdit olmaktan çıkarılmasıyla sonlandırılabilir. Dolayısıyla savaşın daha ortalarındayız. Kesin bir şey söylemek sosyal bilimler açısından doğru olmasa da savaş en az 10 yıllık (NATO’nun son stratejik planları da 10 yıllık bir süreyi öngörmektedir) bir süre daha devam edebilir. Bazen diplomasi, bazen şiddet yoğunlaşacaktır. Gündeme şiddetli ve kontrollü ekonomik krizlerle müdahale edilecektir. Alanların önceliği değişecek, ama şöyle veya böyle savaş komple olarak birçok alanda cereyan edecektir. Ancak savaşın bu temel doğası göz önüne getirildiğinde, bana yönelik 1998 operasyonunun neden uluslararası çapta yürütüldüğü ve NATO’nun en büyük Gladio operasyonu olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Şüphesiz büyük savaşlarda hep hegemonik güçler kazanmazlar, halklar da çok şey kazanabilirler. Hatta hegemonik güçler sistemsel kaybedebilir, halklar sistemsel kazanabilirler” tespitinde bulundu.
 
MA / Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

15:43 Gazeteci Karabay'a ceza ve tahliye
15:31 Besta’da asker gözetiminde ağaç kıyımı sürüyor
15:27 Amed'de Jineolojî atölyeleri başlıyor
15:22 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
14:24 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Alevi katliamına karşı ortak irade büyütülmeli
14:10 İzmir Barosu: Avukatların çalışma koşulları adil olmalı
14:04 Danıştay'a çağrı: Okullarda ücretsiz yemek davasını kabul et
13:36 Mîdyad’ta şüpheli kadın ölümü
13:34 Mahalleliler, taş ocağı çalışmalarını durdurdu
12:45 Bakırhan: Abdullah Öcalan'la görüşülmesi sorunun siyasal zemine taşınmasını sağladı
12:42 DSİ barajında çalışan işçi yüksekten düşerek hayatını kaybetti
12:13 İmralı Heyeti Abdullah Öcalan ile görüşmek için yola çıktı
12:02 Özgür Ülke gazetesinin bombalanması protesto edilecek
12:00 Federe Kürdistan ve idaresi dışındaki bölgelerde Kürt nüfus 10 buçuk milyona ulaştı
11:57 Filozof Ceruti: Abdullah Öcalan'ın çağrısı Ortadoğu'ya örnek olabilir
11:41 Amed Büyükşehir’den Hevsel Bahçeleri ve Dicle Vadisi açıklaması: Kararlıyız
11:36 Arap Alevileri: Suriye'deki Alevi katliamı derhal durdurulmalı
11:22 Duruşma için getirildiği Ahlat'ta 3 ay hücrede tutulacak
11:05 31 yıllık tutsağın tahliyesi Seyit Rıza'nın sözleri gerekçe gösterilerek ertelendi
11:02 Salih Müslim: Demokrasi yoksa entegrasyon da yok
11:01 Kürt mahallelerinde çete yapılanmaları
10:48 Putin ve ABD Ortadoğu Temsilcisi Witkoff Ukrayna'yı görüşecek
10:44 Bahçeli’den süreç açıklaması: Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır
10:10 'Burası Kürdistan'dır' diyen Taşkesen'e sanal medya paylaşımından 4 yıl 2 ay ceza
09:40 5 kentte ‘borsa manipülasyonu’ soruşturması: 10 gözaltı
09:40 Alagöz'ün Giresun'daki maden genişletme isteği askıya çıktı
09:38 Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı
09:05 Tehdit edilen eşbaşkanlar: Halkın iradesine saygı göstermek zorundalar
09:04 Mazgêrt avcıların hedefinde: Halk ve canlılar tedirgin
09:03 11'inci Yargı Paketi yarın görüşülecek: ‘Yama’ değil yeni bir İnfaz Kanunu lazım
09:03 Yerine kayyım atanan Akış’ın davası yeniden görülüyor
09:02 Yanlış restorasyon Wan'ın belleğini yok ediyor
09:01 Her yönüyle 'yaralı' bir kent: Şam
09:00 02 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
01/12/2025
23:52 Amasya'da cezaevi nakil aracı kaza yaptı
23:48 2026 yılı bütçe teklifi komisyonda kabul edildi
23:01 Geçiş Hükümeti, Süveyda'da bir kişiyi katletti
22:16 Trump, Netanyahu ile görüştü
22:12 Humus’un doğu kırsalında işkence ile toplu gözaltılar
21:15 Barrack, Şara ile görüştü, Trump desteğini yineledi
20:45 Özgür Özel'e yanıt: Kürtleri sadece sıkıştığınızda hatırlamayın
20:16 Bankacı Seçil Erzan'a 102 yıl 2 ay hapis cezası
19:41 Erdoğan: Süreç yeni bir dönemin kapısını açacak
19:34 Ukrayna'da ailelerini yitiren çocuklar Türkiye'de tecavüze uğradı
19:15 31 yıldan sonra tahliye edilen Esen: Başaracağımız günler yakın
18:24 15 yaşındaki MESEM öğrencisi ölü bulundu
18:12 Beyza Yavuz'un şüpheli ölümüyle ilgili 1 kişi tutuklandı
17:35 Gazeteci Aykol’un tedavisi devam ediyor
17:32 ÖHD: Kadın tutsaklar çifte görünmezlik yaşıyor
15:45 Barış Annesi Aliye Timur yaşamını yitirdi
15:25 Şirnex'teki baskı ve provokasyon girişimleri bütçe görüşmelerine taşındı
15:22 30 yılın ardından tahliye olan Çirik’ten örgütlülük vurgusu
15:19 Erkek şiddetine karşı işbirliği ve koordinasyon sağlanacak
14:50 DİSK 2026 asgari ücreti araştırma raporunu açıkladı
14:27 Emeklilerden ‘bütçe’ protestosu
13:24 Evrensel Gazetesi'ne saldıran sanık tahliye edildi
13:16 DEM Parti her yıl Engelliler Onur Yürüyüşü düzenleyecek
13:15 Özerk Yönetim: Adem-i merkeziyetçi bir Suriye inşa edilebilir
12:26 Sosyolog Griffin: Türk ve Kürt barışı insanlık için hayati önemde
11:35 TÜİK üçüncü çeyrek büyüme verileri açıklandı
10:52 Sudani ile Tom Barrack bir araya geldi
10:51 Köylüler, Sekasur'da maden şirketi çalışanlarını kovdu
10:40 Güney Afrika’dan Trump’ın ‘beyaz soykırımı’ iddialarına yanıt
09:20 Birçok kentte sağanak ve kar yağışı bekleniyor
09:17 Qoser’de öldürülen ailenin avukatları: Medyanın yaklaşımı insani değil
09:03 Down sendromlu Zınar ilk hayalini gerçekleştirdi, sıra ikincisinde
09:02 'Şirnex'te süreç karşıtı bir akıl var'
09:01 Hasta tutsağın eşi: Orada kalırsa yaşamını yitirecek
09:00 01 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
30/11/2025
22:50 Radyoya Dengê Gel yayın hayatını sonlandırdı
21:39 Ekoloji Derneği toprak buluşturulmak üzere 30 bin palamut dağıttı
21:26 'Kovid Yasası siyasi tutsakları kapsayacak şekilde düzenlemeli'
20:58 Tarsus'ta 'Demokratik toplumla yeniden doğuş' şöleni
20:37 Sosyalist Enternasyonal'den Kürtlere özyönetimin tanınması çağrısı
19:22 Bayındır: Devlete adım attıran Kürtlerin mücadelesiydi
19:03 'Çocuklarımız okula aç giderken huzur içinde yaşayamayacaksınız'
18:40 Goma Hûsika da maden ocağına karşı palamut ekildi
18:26 'Herkesin kendisi olarak var olduğu bir düzenlemeye ihtiyaç var'
17:45 Êlih'te 5 HPG'li için kurulan taziyelere kitlesel ziyaret
17:42 'Suriye'de Alevilere yeni bir Kerbela yaşatılıyor'
17:01 'Kadın ve annelerin mücadelesiyle zorla kaybedilmelerle hesaplaşıldı'
16:59 Ekin Kültür ve Sanat Komünü’nden asimilasyon politikalarına karşı konser
16:45 Sağlıkçılardan 'il dışı görevlendirme' protestosu
16:30 Gimgim'da 'Ava Spî'yi kurutacak proje protesto edildi
16:00 Zeynep Ersönmez'in taziyesine kitlesel ziyaret
15:59 Gimgim'da 30 bin meşe palamudu ekildi
15:53 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
15:45 ZIWAN-KURD’un açılışı gerçekleştirildi
15:18 Mêrdîn’de Şîyar Be Uyuşturucu ile Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:12 Peru, Şili sınırında OHAL ilan etti
14:11 Mersin'de barış paneli: Artık konuşma değil adım atma zamanı
13:55 PKK’nin 'terör listesi'nden çıkarılması için AB’ye soru önergesi
13:51 Barajda yaşamını yitirenlerin isimleri belli oldu
13:21 Yemen’de kadınlar sanal şiddeti tartıştı
13:07 Süheyla Baytekîn için kurulan taziyeye ziyaret
12:36 Sri Lanka’dan kasırga sonrası yardım çağrısı
12:21 Cizîr belediye eşbaşkanlarının tehdit edilmesine tepki: Sorumlular hesap vermeli
12:06 Faik Özgür Erol: Demokratik entegrasyon karşılıklı tanınmaya dayalı birlikteliktir
11:45 Colemêrg-Wan yolunda otomobil baraja düştü: 3 kişi kayıp
11:34 Rotinda’nın ‘Çîroka Zarokên Roj û Agir I’ kitabı çıktı
10:59 Afganistan’da mezhepsel baskı derinleşiyor
10:53 Eskişehir’de şüpheli kadın ölümü
10:20 Yolcu otobüsü devrildi: 2 ölü, 21 yaralı
10:09 ‘Ekonomik krizden çıkış yolu barıştır’
10:04 Venezuela’dan Trump’a: Sömürgeci bir saldırı
09:41 Tahliye olan hasta tutsak Muhlise Karagüzel: Bu barışı sağlayacağız
09:26 Jin derginin 144’üncü sayısı yayında
09:05 ‘Şirnex’te hukuksuzluğa imza atan mülkü amirler yasalara uysun’
09:02 'Umut hakkı için Anayasa’nın 90’ıncı maddesi yeterlidir'
09:00 30 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:55 Gine Bissau'da darbe sonrası yeni hükümet kuruldu
29/11/2025
23:44 Sağlık Bakanı Memişoğlu sezaryen doğumu hedef aldı
22:44 Bayındır: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ekseninde harekete geçin
21:21 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Sabotajların üstesinden geliyoruz
21:05 Adana'da 27 Kasım kutlaması
20:57 SYRİZA ve Avrupa Solu'ndan DEM Parti'ye 'süreç' ziyareti
20:23 Ege İnsan Hakları Okulu: Demokratik toplum sosyalizmi özgürlük çağının hamlesi
20:17 Kaya ailesinin öldürülmesinde tutuklu sayısı 3'e yükseldi
18:51 Ahmet Özer, DEM Parti Eş Genel Başkanlarıyla görüştü
18:48 Dêrazor'da komün konferansı düzenlendi
18:27 Özgür Özel yeniden CHP Genel Başkanı seçildi
18:24 Şam’da bakanlık binasına giren Süveydalı gençten haber alınamıyor
18:20 Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu'ndan sürece destek çağrısı
17:58 Erdoğan ile Kurtulmuş bir araya geldi
17:51 Hesekê'de binlerce kişi Abdullah Öcalan için yürüdü
17:47 'İsrail ile ticareti sürdürenler Filistin'in yanında değildir'
17:41 'Suriye'de Aleviler için insani yardım koridoru açılsın'
17:27 Sancaktepe mitingine çağrı: Onurlu bir yaşam için ses yükseltelim
16:50 Kadınlardan ‘Yükselen sesler, ortaklaşan mücadeleler’ paneli
16:42 Hewler’de eylemcilere ateş açıldı: 3 ölü iddiası
16:25 Kayyımın AKP’li aday için dağıttığı kolilerin görüntüsünü paylaştı
16:25 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
15:40 PKK’li Yürür ve Taş anıldı
15:20 Çocuk işçi ölümleri için sorumluluk çağrısı
15:16 KESK'ten Ege'de genel grev çağrısı
14:58 Hasta tutsaklar Delal Tekdemir ve Salih Gün için tahliye talebi
14:22 Ege İnsan Hakları Okulu: Kapitalizm yerine komünalite
14:10 İmralı'ya üye göndermeyen CHP’den istifa etti
14:03 Kayıp yakınları: Sürecin temel parçası adalet ve yüzleşmedir
13:58 Emekçiler Wan’dan seslendi: Savaşa değil barışa bütçe
13:23 Cumartesi Anneleri Mahmut Doğan için adalet istedi
13:11 Suriye'deki Alevilere dönük katliam protesto edildi
12:38 Emniyet Amiri'nden Cizîr Belediye eşbaşkanlarına tehdit ve darp
12:18 Halk şölenine katılan yurttaşlar: Onurlu barış için mücadele edelim
12:11 CHP Genel Başkanı Özel'den kurultayda 'süreç' açıklaması
11:27 Tayip Temel: İlham Ehmed’in de konferansa katılmasını bekliyoruz
11:05 Tutsak Filiz Işık’ın tahliyesi 6 ay ertelendi
11:02 Mesûd Barzanî’den Abdullah Öcalan'a teşekkür: Süreci desteklemeye hazırız
10:08 Besê Hozat: İktidar süreç konusunda halen kararsızdır
09:46 Ankara'da gençlerden kuruluş kutlaması