Yerel Demokrasi Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı

img
HABER MERKEZİ – İstanbul’da gerçekleştirilen “Yerel Demokrasi Konferansı”nın paylaşılan sonuç bildirgesinde, halkın egemen olduğu yeni bir yönetim sistemi inşa etmeye yönelik öneriler sıralanıp, demokrasi güçlerinin ortak bir mücadele hattı oluşturmasının önemine dikkat çekildi.
 
31 Mart yerel seçimleri öncesi halkçı, toplumcu, eşitlikçi, barışçı, çoğulcu ve ekolojik bir yerel yönetimin temel ilkeleriyle bütün demokrasi güçlerini ortaklaştıracak bir zemin yaratmak amacıyla 11 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirilen “Yerel Demokrasi Konferansı”nın sonuç bildirgesi açıklandı.
 
Bildirgede, “Bu konferansı ortak emekle gerçekleştirenler ve konferansa katılanlar, iktidar eliyle büyük bir insani, toplumsal yıkıma dönüştürülen depremin yıl dönümünde olduğumuz yakıcı gerçeğini konferansın tam kalbine koyuyor. Seslerini Dikmece’nin, Hatay’ın sesine katıyor. “Ma rıhna nıhna hon!” Buradayız Gitmiyoruz. Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok!” denildi. 
 
ATALAY VE DİĞER GEZİ TUTSAKLARI 
 
Konferansın hazırlık aşamasında, hukuksuz biçimde tutuklanan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tanınmadığı hatırlatılarak, Hatay halkının vekilliğini yapabilmesi için Atalay’ın ve bütün Gezi tutsaklarının serbest bırakılmaları için mücadelenin sürdürüleceği vurgulandı.
 
TUTUKLU SİYASETÇİLER
 
Yine Kobane Davası ve benzeri hukuksuzluklarla tutuklanmış, demokratik yerel yönetimi hayatı geçirmek istedikleri cezalandırılmış bütün belediye başkanı ve eş başkanlarının selamlandığı bildirgede, “Özgür bırakılmalarını talep etmekle yetinmeyip, bu konuda mücadeleye devam edeceğiz. Bu konferansı gerçekleştirenler gücünü ve umudunu Fatsa’da Fikri Sönmez, Batman’da Edip Solmaz öncülüğünde gerçekleşen özyönetim deneyimlerinden, Gezi direnişinden, Gültepe ve Dikili deneyimlerinden, Akbelen’den Dikmece’ye ülkenin dört bir yanında devlet şiddetine rağmen engellenemeyen yaşam alanı savunmalarından aldı. Konferansımızın bütün çalışmalarına toplumsal cinsiyet eşitliğinin yol gösterdi. Eşit yurttaşlık ve eşit temsil bağlamında eş başkanlık uygulamasına dikkat çekiyoruz” ifadelerine yer verildi.
 
BÜTÇENİN SAVAŞ HARCANMASI
 
Halkın temel ihtiyaçlarının karşılanmasına ayrılması gereken bütçenin savaş ve yıkım için harcanmasına itiraz edilen bildirgenin devamında şunlar kaydedildi: 
 
“Yerel yönetimlerin bir işlevinin de, planlamadan, kentte ve kırda yaşayanların barış ve güvenlik içinde bir arada yaşamasını sağlayacak politikalar geliştirmesi olduğunu vurguluyor. Konferansımızı yoksulluk, güvencesizlik, zorbalık ve şiddetin yayıldığı; yargının iktidarın sopası haline geldiği, bütün demokratik hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, faşizmin kurumsallaşma ve toplumsallaşmasının büyük adımlarla ilerlediği, laikliğin aşındırıldığı, sermayenin genel ve yerel yönetim süreçlerinde bire bir etkili olarak ülkeyi yıkıma uğrattığı koşullarda gerçekleştirdik. 
 
KAYYIM YÖNETİMİNDEKİ BELEDİYELER 
 
İktidar, bütün toplumsal itirazları bastırarak, arta kalan hukuki ve anayasal engelleri de yok ederek talan, yağma, rant ve savaş ekonomisini sürdürmek, kentleri, doğayı, tarım alanlarını yok etmek halkın kendi yaşam alanları ve geleceği hakkında söz ve karar sahibi olmadığı bir sistemi zorla dayatmak istiyor. Elliye yakın kayyım atanmış yerel yönetim bunun en açık göstergesi.
 
Yaşam alanlarımız kamu hizmetlerinin piyasalaştırıldığı, kimsenin kendini ait ve güvende hissetmediği, bir arada yaşamayı değil gettolaşmayı yaratan, kimsenin eşit hizmet alamadığı, her gün yeni bir kent hakkı ihlali ve kent suçuyla yıkıma uğrayan, dev tüketim ve atık yaratım merkezlerine, deprem ve diğer afetlerin kader haline geldiği plansız, denetimsiz yerleşimlere dönüştü. Her alanda seçilmişlerin yerine atanmışları geçiren aşırı merkeziyetçi yönetim tarzı bu tablonun ayrılmaz bir parçası. 
 
‘KÖKLÜ BİR REFORMA İHTİYAÇ VAR’
 
Demokratik bir yerel yönetim sistemini inşa edebilmek için, yasalarda köklü bir reforma ihtiyaç var. Bu reform yeni bir anayasa gerektirmekle birlikte içinde bulunduğumuz koşullarda bir anayasa tartışması yapmayı reddediyoruz.
Yaşam alanlarımızın, sermayenin saldırısı kadar, onunla eşgüdümlü çalışan tarikat-mafya-çete, uyuşturucu kıskacında, metalaşmış, parçalanmış, güvensiz yerlere dönüşmesi, faşizmin kurumsallaşması ve toplumsallaşmasına da zemin yaratıyor. Yerel demokrasi mücadelesinin aynı zamanda faşizme karşı mücadele olduğunu vurguluyoruz.”
 
'KAYYIM UYGULAMASINA SON VERİLMELİ'
 
Bu saptamalar ışığında ise bildirgede şu önerilerde bulunuldu: 
 
“* Kayyım uygulamasına son verilmeli, yerel yönetimlerin idari ve mali yetkileri merkezle yetki paylaşımı yapılarak genişletilmeli, kamu yönetimi ademi merkeziyet esasına göre yeniden yapılandırılmalı,  Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekinceler kaldırılmalı ve katılım hakkını düzenleyen ek protokole taraf olunmalıdır. 
 
* Yerel yönetimlerin idari ve mali yetkilerini sınırlayan valilik bünyesindeki Yatırım izleme Koordinasyonları, halkı mülksüzleştirme amacını taşıyan Kentsel Dönüşüm Yasası, Rezerv Alan Yasası ve TOKİ derhal iptal edilmelidir.
 
* Belediyelerde Kadın-Erkek Eşitliği ya da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği birimleri kurmayı engelleyen, bu alanda ancak ‘Aile’, ‘Kadın’ vb. birimleri kurulmasını öngören İç İşleri Bakanlığı genelgesi iptal edilmelidir. 
 
'BÜTÜNŞEHİR-BÜYÜKŞEHİR YASASI İPTAL EDİLMELİ'
 
* Büyükşehirlerde köy muhtarlıklarının kaldırılması, köylerin mahalle olarak kabul edilmesi, köy tüzel kişiliklerinin kısıtlı da ekonomik ve idari konulardaki yerel karar alma yetkilerini tamamen yok etti. 6360 sayılı Bütünşehir-Büyükşehir yasası iptal edilmeli, kırsal kesimin temsili yeniden düzenlenmeli, belde ve köylerin gasp edilen ortak malları ve alanları iade edilmelidir.
 
Kent hizmetleri, belediye şirketleri ya da taşeron şirketlerle değil, güvenceli-örgütlü ve yerel yönetimde de söz ve karar sahibi olan çalışanlarla yürütülmeli, temel ilkesi tüm hizmetlerin piyasallaşması olan, müteahhitlere ve özel şirketlere bağımlı kılan GATS-Hizmetler Anlaşması’ndan çıkılmalıdır. 
 
Kent hakkı, kentte yaşayan tüm canlıların ayrımcılık gözetmeksizin toplumsal adalet çerçevesinde sağlıklı, güvenli ve adil bir çevrede yaşama hakkı ve bu çevreleri şekillendirme hakkıdır. Aynı zamanda, demokratik katılıma, güvenli konutlara, temiz suya, sağlıklı gıdaya, temel hizmetlere, kentsel altyapıya, ulaşım sistemlerine ve yeşil alanlara eşit erişim hakkını içerir. Bütün hizmetlerden kentte yaşayanların enerji, gıda, bilişim tekellerinin dayatmalarına tabii olmadan erişilebilir bedeller karşılında ya da ücretsiz olarak yararlanması haktır. Yerel yönetimlerin sosyal yardım politikaları da hak temelli olmalıdır. Yoksulluk ve işsizlikle mücadelenin kamusal görev olarak kabul edilmelidir.
 
* Kentlerin ve kırın, planlamadan alt yapı donanımlarına, elektrik, su, enerji üretim ve dağıtım sistemlerine, kentsel mekânların oluşumundan, ulaşım politikalarına, bilişim ve iletişim sistemlerine kadar bütün faaliyetlerinde sermayenin ihtiyaçları, neoliberal dönüşümünün gerekleri değil, kamusal yarar gözetilmelidir. Harcamalar, ihaleler, kadro ve istihdam konusunda şeffaflık, saydamlık, hesap verebilirlik ve geri çağrılma ilkeleri devreye sokulmalıdır.
 
‘AYRIMCILIK VE NEFRET SUÇLARIYLA MÜCADELE EDİLMELİ’ 
 
* Kent çoğuldur. Gençler, yaş almış olanlar, LGBTİ+’lar, farklı etnik kökene ya da inanca sahip topluluklar, Aleviler, Kürtler Romanlar, Pomaklar, Çerkesler, Lazlar, Ermeniler Rumlar, Yahudiler, mülteciler, kadınlar, engelliler, emekliler, işçiler, çocuklar ve sokak hayvanlarıdır. Kentin her bir bileşenini o yerelin eşit birer parçası olarak gören, bu zenginliği ve çoğulluğu, hemşerilik bilinci yaratmak için koruyan ve geliştiren, hak odaklı bir perspektif geliştirilmelidir. Yerel yönetimler eşitlikçi anlayış gereği her türlü ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle, ırkçılıkla, türcülükle ve nefret suçlarıyla mücadele etmelidir.
 
‘TÜM İNANÇLARA EŞİT OLANAKLAR SUNULMALI’
 
* Yerel yönetimler tüm inançlara eşit olanaklar sunmalı, Cemevleri Alevilerin ibadethanesi olarak tüm yerel yönetimler tarafından tanınmalı, Alevilerin yönetim kadrolarında ayrımcılığa uğramadan yer almasını sağlayarak Alevi örgütleriyle işbirliği yapmalı. 
 
* Kentin planlaması engelsiz kentler anlayışıyla yapılmalı, sağlamcılık anlayışına karşı mücadele edilmeli, engellilerin bütün kent hizmetlerine eşit biçimde şiddet ve ayrımcılığa uğramadan erişimi sağlanmalı, engelli istihdamı konusunda belediyeler sorumluluk almalı, engellilerin evlerinde kapanması yerine açık ve kapalı kamusal mekânlarda, sokakta, kent yönetimine etkin bir biçimde katılarak yaşaması sağlanmalıdır. 
 
* Mültecilik Türkiye'nin de imzacısı olduğu tüm sözleşmelerde hak olarak kabul edilmiştir. Mültecilere yönelik ırkçı, nefret söylemlerine karşı mücadele edilmeli, yerel yönetimler karşılıklı entegrasyon anlayışıyla birlikte yaşamın koşullarını sağlamalıdır.
 
‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI’
 
* Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalı ve kimseye cinsiyeti, cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılık yapılmamalıdır. Yerel yönetimler kadına ve LGBTİ+lara yönelik şiddetin engellenmesinde aktif sorumluluk almalıdır.
 
* Tüm karar organlarında eşit temsil ve eşitlikçi yerel eşitlik mekanizmaları oluşturulmalıdır. Kadınların seçilme hakkının önündeki engellerin(bakım yükümlülüğü, siyasal şiddet, ekonomik, toplumsal ve kültürel) kaldırılmalıdır.
 
* Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat gereği merkezi ve yerel yönetimler toplumsal cinsiyet perspektifi ile kurumsal yapılarını değiştirmeli ve dönüştürmelidir. İstanbul Sözleşmesine geri dönülmelidir.
 
* Yaş almış bireylere yönelik kent politikaları yalnızca bakım ve rehabilitasyonla sınırlanmamalı, kent yönetiminde temsilini ve katılımını sağlayacak mekanizmalar inşa edilmeli, hareketliliğini artıran sosyalleşmeyi güçlendiren hizmetler yaşama geçirilmelidir. 
 
* Çocuklar kentin aktif birer öznesi olarak görülmelidir.
 
* Eğitim ve sağlık hizmetlerinde, yerel yönetimlerin rolü artırılmalı, bu hizmetler ücretsiz, nitelikli ve anadilinde verilmelidir. 
 
‘İKLİM ACİL EYLEM PLANI’
 
* Kentler ve tüm yaşam alanları afetlere karşı dirençli hale getirilmelidir. Kentlerde afet birimleri kurulmalı ve toplumsal cinsiyete ve ekosisteme duyarlı afet acil eylem planı hazırlanmalıdır. Afetlere karşı acil toplanma merkezleri, müdahale birimleri, acil müdahale ekipleri ve ekipmanları oluşturmalıdır.
 
* İklim değişikliğine karşı mücadelenin bir aracı olarak, toplumsal cinsiyet duyarlı, uzmanlar ve ekoloji örgütleri ile birlikte “İklim acil eylem planı” hazırlanmalı,  planın uygulanmasını ve belediyenin imar planlarının hazırlanması, altyapı, ulaşım hizmetleri gibi tüm faaliyetlerini iklim değişikliği açısından izlemesini yapan “iklim izleme birimi” kurulmalıdır. 
 
* Metalaştırmanın yarattığı ekosistem tahribi ve kirlenme insan ve insan olmayan var oluş için büyük bir tehdit unsurudur. Kent ve onun çeperindeki kırsal ve doğal varlıklar aynı ekosistemin farklı parçalarıdır. Kentler, kırı, tarımsal ve yerel ekonomiyi tahrip eden tüketim merkezleri olmaktan çıkarılmalı, yerel yönetimlerin bütün faaliyetlerinde ekolojiyi, tarihi ve kültürel mirası, doğal dokuyu korumak esas alınmalıdır. 
 
* Köyü kente katarak yok etmek yerine, kırsal yerleşimlerde özyönetimi doğrudan demokrasiyi esas alan politikalarla güncellenmeli, özgür belediyecilik ve diyalektik doğa anlayışı buluşturulmalı. Doğayla koparılmış ilişkiler yeniden kurulmalıdır. Kent çeperlerinin, kırsalın ve yaban hayatın madencilik, enerji projeleri, yapılaşma ile yıkıma uğratılması olgusu karşısında kırsal yaşamı, üretici köylülere gelir sağlayan, kaynakların israf edilmediği, toprakların zehirlenmediği küçük ölçekli, geleneksel, doğayla uyumlu tarımsal üretim teşvik edilmelidir. 
 
* Tarım arazilerini ve su havzalarını tahrip etmek yerine koruyacak, yağmur suyu hasadı, suyun geri dönüştürülmesini sağlayacak yasal düzenlemeler ve birlikte çözüm üretebilme mekanizmaları yaratılmalıdır. Dayanışma ağları, üretim ve tüketim kooperatifleri yoluyla yerel ekonomi canlandırılmalı, 
 
* Spor pahalı bir hobi değil, erişilebilir mesafede ücretsiz olarak sunulması gereken bir toplumsal ihtiyaçtır. Açık ve kapalı alanlarda düzenli ve kamusal spor altyapısı kurulmalıdır.
 
SANATÇILARA DESTEK
 
* Sanatçıların bağımsız, devlet ve kamu baskısından korunarak özgür üretim yapmaları için olanaklar sağlanmalı, belediye, sanatçıların yaşamlarını ve üretim süreçlerini, özerk sanat kurumu gibi sanatçı örgütlenmelerini desteklemeli. Sanat, ücretsiz etkinliklerle kentin açık- kapalı bütün kamusal alan ve mekânlarında yaşama dâhil olmalıdır. 
 
* Dışarıya kapalı, cemaat eksenli, barınmadan sosyal etkinliklere kadar parçalanmış mekânlar yerine kentin, ortak alanları, meydanları ortak ve birlikte yaşamı güçlendirecek, gettolaşmayı engelleyecek biçimde planlanmalı, kentli olmak, hemşeri olmak bilincini geliştirecek, kentin çeperlerinde yaşayanları tarikat eksenli sosyalleşmeye mahkûm etmeyecek seküler, sokağı canlandıracak açık ve kapalı kamusal mekânlar oluşturulmalıdır.
 
İFADE, ÖRGÜTLENME, TOPLANTI VE GÖSTERİ YAPMA ÖZGÜRLÜĞÜ
 
* İfade ve örgütlenme, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü önündeki anayasaya aykırı engeller kaldırılmalıdır. Kentin manzarası özgürlük, mutluluk huzur ve güvendir. Kentte güvenlik sorunu haline gelen TOMA, zırhlı araç ve diğer şiddet biçimlerine meydan kapatmalara, ablukalara son verilmelidir. 
 
* Yerel yönetimler sınırlar çizmekten, kentte ve kırda yaşayanları sabitlenmiş kültürel ve siyasal anlamlara hapsetmekten çok yaşamın içinde özneleşen insanların çözüm üretmesine olanak sağlamalıdır. Yaşam alanlarıyla ilgili bütün politikalarda kentlilerin ve kırda yaşayanların yeni yollar bularak geleneksel yöntemleri devreye sokarak, dayanışma kültürleri yaratarak kentle birlikte kendilerini de dönüştürmesinin yolunu açacak bir politika izlenmelidir.
 
HALK MECLİSLERİ ÖNERİSİ
 
* Bu çerçevede, yerelde halkın kendisiyle ilgili kararları alacağı kanalların açılmasını, halkın kendi önceliklerini saptamasını, kendi bütçesini yapma hakkına sahip olmasını, aktif siyasi özneler olarak bütün yönetim ve denetim mekanizmalarına katılmasını öneriyoruz. 
 
Halkın siyasi özneler olarak yer alacağı, yaratıcılığını devreye sokabileceği, kapasitesini artıracağı, kendisini ve hayatı dönüştüreceği mekanizmalardan biri de halk meclisleridir. Kenttin tüm toplumsal dinamiklerini, kurum ve örgütlerini kapsayan halk meclislerinin talepleri yerel yönetimlerce esas alınmalıdır.”
 
BU DAHA BAŞLANGIÇ!
 
Konferans bileşenlerinin topluma dayatılan verili durumu temel almak, ufuklarını bu verili durumla sınırlamak yerine halkın kendini yönettiği yeni sisteminin mümkün olduğu inancı ve kararlılığıyla yola çıktığının altı çizilen bildirgede. “Yerel demokrasinin hayata geçirilmesi, Türkiye’de yeni bir siyaset anlayışının inşasıyla birlikte iktidarın tek bir kişiden halka devredilmesi, piramidin tersine çevrilmesi, yerelden yükselen demokrasi talebinin merkezi kuşatması anlamına gelecek” denildi. 
 
Gerçekleştirilen konferansın bu anlamda bir başlangıç olduğu belirtilerek, şu çağrıda bulunuldu: “Yerel demokrasi konusunda denetleyici, ortaklaştırıcı, bilgilendirici ve kolektif düşünme ve tartışma süreçlerinde ve ortak mücadelede etkili olacak bir yerel demokrasi inisiyatifi-halk inisiyatifi oluşturmayı orta vadede önümüze koyduk. Kısa vadede bir “Kent Sözleşmesi’nin” oluşturulmasını, OHAL’i olağanlaştıran, tahakkümcü yönetim tarzını tahkim eden yasal düzenlemelerin ilgası için çalışma yapılmasını, yerel seçimlerden sonra konferans sonuçlarını hayata geçirecek bir modelleme çalışmasının yapılmasını öngörüyoruz.
 
Halkçı belediyelerin ve muhtarlıkların sayısının artması demokrasi mücadelesi açısından bir kazanımdır. İktidarın antidemokratik, hukuksuz uygulamalarına, kayyım girişimlerine karşı bütün demokrasi güçlerini ortak bir mücadele hattı oluşturmalıdır. Yaşamı, doğayı, kentleri ve kırları savunmak için bütün demokrasi güçlerini yerelden yükselen itirazla merkezi kuşatmak, halkın egemen olduğu yeni bir yönetim sistemi inşa etmek, ormanın, denizin. Nehrin dağın, kuşun, geyiğin tilkinin, mevsimlerin, yağmurun hakkını savunmak için ortak mücadele zorunluluktur. Rıza Türmen’le birlikte konferansın açılış konuşmasını yapan Mücella Yapıcı’nın vurguladığı gibi; “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber hiç birimiz.”

Diğer başlıklar

16/02/2024
17:03 DEM Parti’den Çöpler Maden raporu: İliç Türkiye’nin Çernobil’i olmuştur
16:16 Sevda Kuş boşandığı polis tarafından katledildi
15:54 Selin vurduğu Antalya için 'afet alanı ilan edilsin' talebi
15:37 Gazetecilerin hakimlik ifadeleri başladı
15:33 Rus muhalif siyasetçi cezaevinde yaşamını yitirdi
15:03 Erdoğan: Biz varsak doğalgaz var biz yoksak doğalgaz yok
14:34 Hasta tutsak Muhlise Karagüzel açık kalp ameliyatı oldu
14:32 DEM Parti’den siyasette eşit temsiliyeti sağlamak için önerge
14:31 İstanbul’da 21 Şubat paneli düzenlenecek
14:24 SGDF'li Polat gözaltına alındı
14:10 İstanbul Barosu’ndan Murat Kurum hakkında suç duyurusu
13:55 İşçilere 4 gündür ulaşılamadı
13:52 Amed’de gözaltına alınan 11 kişi serbest
12:25 22'nci Uluslararası Film ve İnsan Hakları Forumu’nda gündem Orta Doğu
12:20 Savcı ifadelerini almadığı gazeteciler için tutuklama talep etti
11:44 Üçüncü Kürt Konferansı sona erdi: Diplomatik kanalları harekete geçireceğiz
11:20 Sanatçılardan 17 Şubat çağrısı
11:09 DEM Parti'nin 21 Şubat programı belli oldu
11:05 Ailelerden İmralı başvurusu
11:01 İl il, ilçe ilçe yankılanan talep: Abdullah Öcalan'a özgürlük
11:00 RTÜK Başkan Yardımcısı görevini bıraktı
10:36 Jeoloji mühendisi Alan'dan 'çevre felaketi' uyarısı
10:35 Gözaltındaki gazeteciler savcılığa sevk edildi
10:14 DEM Parti 21 Şubat Anadil Günü’nde sokağa çıkacak
09:21 Gazeteci Ahmet’ten 115 gündür haber yok
09:19 Tutsakların eylemi 82’nci günde
09:18 Belediyeyi aile şirketine çeviren AKP'li Tosun yeniden aday
09:13 30 yıllık tutsak: Öcalan’ın özgürlüğü daha fazla gündem olmalı
09:10 Av. Sarsılmaz: Abdullah Öcalan’ın koşullu salıverilme koşulları oluşmuştur
09:09 Koçer kadınlar için aday oldu
09:05 30 aydır selde kaybolan oğlunu arıyor
09:00 16 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
07:45 Gözaltındaki gazetecilere haberleri soruldu
15/02/2024
23:29 Yunan Parlamentosu’na siyah çelenk, Türk Konsolosluğu’nda protesto
23:18 Leyla Güven’den Abdullah Öcalan’a mektup
21:51 Gazeteci Kaygusuz tahliye edildi
21:14 Zappion’da ‘Abdullah Öcalan’a Nobel ödülü verilsin’ talebi
20:31 Kobanê Davası’nda Sebahat Tuncel’in ek savunması alınacak
20:18 KESK, DİSK, TMMOB ve İTO'dan Licik protestosu
20:10 Polisevine saldırı davasında karar çıktı
19:48 İstanbul'da gözaltına alınan 15 kişi adliyeye çıkarılacak
19:48 Seçmenlerin oy kullanacağı sandıklar belli oldu
19:40 Koçyiğit: Artık büyük barış zamanı, muhatap Abdullah Öcalan
19:15 Gazetecilerin ifadeleri alınmaya başlandı
18:41 AFP, Strasbourg’da 12 yılık Özgürlük Nöbeti’ni yazdı
18:30 DBP PM üyesi Karadağ tutuklandı
18:18 Birleşik Metal-İş’ten MESEM tepkisi: Çocuk işçiliğine yasal kılıf
18:13 Pirha Muhabiri Atmaca serbest bırakıldı
17:51 AYM 'ret' gerekçesinde itiraz kapsamında olmayan AİHM kararlarını esas aldı
17:38 CHP Genel Başkan Yardımcısı istifa etti
17:28 Batan kargo gemisi 51 metre derinlikte bulundu
17:26 Nakliyat- İş Sendikası’ndan maden faciası protestosu
17:11 Artı TV sunucusu Ekinci hakkında soruşturma
17:11 Aday gösterilmeyen bir AKP'li daha istifa etti
17:08 DEM Parti Hatay İl Eşbaşkanı serbest bırakıldı
16:59 Adalet Nöbeti'nde uluslararası komplo protesto edildi
16:46 Üçüncü Kürt Konferansı Londra’da başladı
16:28 Roja Reş eylemleri: Çeyrek asırda Abdullah Öcalan ve fikirleri kazandı
16:07 Adalet Bakanlığı izni aranmadan avukat Şahin'in yargılanmasına başlandı
15:55 DFG’den gazeteciler için hastag çalışması
14:59 Gazetecilerin ifade işlemlerine başlanacak
14:51 DBP ve HDP'li 4 kişi tahliye edildi
14:49 Özgürlük Yürüyüşçüleri Amara'da: Bu yürüyüş milyonların yürüyüşü
14:27 Yerel Demokrasi Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı
13:30 DİSK Basın-İş: Gazetecileri derhal serbest bırakın
13:06 Savunmasında komploya değinince SEGBİS bağlantısı kesildi
12:58 DEM’in Dilovası adayı Avcı: Kazanmak için yola çıkıyorum
12:53 DEM Partili vekillerden tecrit önergesi
12:41 Bakan Bayraktar: Toprağı kaldırmak için 400 bin kamyona ihtiyaç var
12:30 Onbinler komplo protestosunda
12:23 TJA: Ne komplo ne tecrit Öcalan’la bağımızı kopardı
12:21 AYM'den Madımak Katliamı kararı
11:53 Adana’da bir kadın katledildi
11:40 Kuzey ve Doğu Suriye'de 'Roja Reş' nedeniyle hayat durdu
11:37 Meteoroloji'den 8 kent için kuvvetli yağış ve çığ uyarısı
11:20 Toprak altındaki işçilere 3 gündür ulaşılamadı
11:14 Avukatlar İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:13 Demirtaş Deresi’ni kızıla boyayan fabrika kapatıldı
10:57 Özgürlük Yürüyüşçüleri Amara’ya bir adım daha yaklaştı
10:15 Birçok kentte ev baskınları
09:49 Özgürlük Yolcuları'nı Amara heyecanı sardı
09:39 Colemêrg’te eğitime kar arası
09:19 Cezaevlerindeki ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 81’inci günde
09:18 Gazeteci Ahmet’in akıbeti 114 gündür açıklanmıyor
09:16 Cizîrli kadınlar: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
09:10 Gazeteci Dicle: Abdullah Öcalan paradigmasıyla komplocuları yendi
09:08 Gazeteciler 3 gündür gözaltında: Seçime giderken Kürt medyası hedefte
09:04 Savcıdan hakkında yakalama kararı olmayan avukatlara: Bir şey buluruz!
09:02 Mehmet Öcalan: Ağabeyim İmralı Adası’nda mı?
09:01 Kayıp yakınları 'zaman aşımı' kararına tepkili: Nasıl unutacağız?
09:00 15 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:53 Marmara'da kargo gemisi battı
08:45 Yozgat’ta yolcu otobüsü devrildi: 19 yaralı
08:26 İsrail’den Nasır Hastanesi’ne saldırı
07:43 Benzine zam
14/02/2024
22:51 Hatimoğulları’nın alınmadığı maden sahasına Beşir Derneği çadır kurdu
22:40 9 işçi hala toprak altında, Özhaseki: Sevindirici haber şuan için kirlilik tespit edilmedi
21:02 'Tecride son Öcalan'a özgürlük' talebi: Kaostan çıkış İmralı kapılarının açılmasıyla mümkün
20:34 ‘Şiddet dolu aşkınız da kutsal aileniz de sizin olsun’
20:32 AKP’den istifa eden Arslanca: Birçok yerden darbe yiyecek
20:28 Mûş’ta 3 genç gözaltına alındı
19:48 İşçi Emekçi Birliği maden faciasını protesto etti
19:40 Maden faciasına dair gözaltı sayısı 7 oldu
19:32 Abdullah Öcalan için düzenlenecek Köln yürüyüşüne katılım çağrısı
19:29 ‘İktidar ve şirketler eliyle insanlık suçu işleniyor’
18:53 Kobanê Davası’nda açlık grevleri selamlandı
18:41 İHD: Ege Bölgesi'nde 91 işçi yaşamını yitirdi, 423’ü yaralandı
18:24 43’üncü İstanbul Film Festivali jürisi belirlendi
18:23 Erdoğan ve Sisi’den ortak açıklama: Yeni bir sayfa açıyoruz
17:48 Beykoz’da bir fabrikada yangın
17:38 170 kurumdan ortak açıklama: Altın madeni ve şirketi acilen kapatılsın
17:20 Dep’te su taşkını
17:05 Toprak altında kalanların yakınları: Psikolojik destek değil, bilgi istiyoruz
16:44 Wan’da taksiciler kayyımı protesto etti
16:29 Adalet Nöbeti: 15 Şubat uluslararası komployu kınıyoruz
16:11 Licik'te sorumlular hakkında suç duyurusu
15:53 Maden faciasının yaşandığı köyün sakinleri: Yalnız ve korunaksızız
15:33 Hatimoğulları facianın yaşandığı Licik'ten seslendi: Hesabını soracağız!
15:21 Özgürlük Yürüyüşçüleri Riha’da: Zafer özgürlüğü için yola düşen Kürt halkının olacak
15:14 Erdoğan 'katil' ve' 'darbeci' dediği Sisi ile yan yana
14:51 DEM Parti Gençlik Meclisi: Baskılara boyun eğmeyeceğiz
14:42 DEM Parti Semsûr adaylarını tanıttı
14:37 Yargıtay da 'suç değil' dedi: DTK davaları çöktü
14:36 Licik için araştırma önergesi verdi
14:10 Haber-Sen: PTT dağıtımcıları Cumartesi günleri çalışmaya zorlanıyor
14:02 TMMOB: Maden işletmesi derhal kapatılmalı
13:45 Tutuklanan avukatların serbest bırakılması istendi
13:37 Özgürlük Yürüyüşçüleri Curnê Reş'te: Tek muhatap Abdullah Öcalan’dır
13:25 İstanbul’da 25 Şubat günü ‘Özgürlük Mitingi’ düzenlenecek
13:25 22 ilde 179 gözaltı
13:17 Toprak altındaki bazı işçilerin kimliği belli oldu
13:16 Erzîngan’a gidişleri engellenen DEM Partililer: Facianın sorumlusu AKP'dir
12:47 Kanal İstanbul imar planı iptal edildi
12:40 Erdoğan Sisi ile görüşmek üzere Mısır yolunda
12:26 Maden faciasına dair 4 gözaltı
12:20 Gazeteciler ters kelepçeyle gözaltına alındı
12:05 Sêwereg'te 'Özgürlük Yürüyüşü'
12:03 Tunceli Valiliği Erzîngan’a girişleri yasakladı: 4 gözaltı
11:07 Süleyman Ahmet için Irak Federal Mahkemesi’ne başvurulacak
10:37 Korkmaz ve oğlunu katleden Cemal Yılmaz tutuklandı
10:00 Amed halkı Özgürlük Yürüyüşçülerini bağrına bastı
09:55 Tutsakların ‘özgürlük’ eylemi 80’inci günde
09:54 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 113 gündür haber yok
09:48 Temelli: Öcalan'ın özgürlüğü sağlanıncaya kadar eylemler sürecek
09:28 Laura Castel: İmralı, Avrupa Konseyi topraklarında bir kara delik
09:23 Tahliyesi engellenen tutsağa sorulan soru: Ne işin var siyasette?
09:17 Doktora 'yalvarmayı' reddeden tutsak tedavi edilmedi
09:15 İmralı için başvuran Toğurlu: Öcalan'ın özgürlüğü barışın önünü açacaktır
09:10 AKP'den YRP’ye geçen aday ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ten yargılanıyor
09:07 Üniversite hastanesinde 'hastalardan zorunlu bağış alınıyor' iddiası