Bir özsavunma hikayesi

img
İZMİR - Kendisini taciz eden ve tecavüz etmekle tehdit eden erkeğe karşı özsavunmada bulunduğu için tutuklanan Sevde Ünal, "Özsavunmayı bilmek bizi güçlü kılar. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz" dedi. 
 
Kadına yönelik şiddetin en ağır biçimlerinin yaşandığı ülkelerden biri olan Türkiye’de, erkek şiddetine karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma bilinçli bir politikayla “suçlu” ilan ediliyor. Kadınlar, yaşamlarına sahip çıktıkları için yıllara varan hapis cezalarıyla cezalandırılıyor. En son Kocaeli'de 2018 yılında kendisini taciz eden erkeğe karşı özsavunmada bulunan Mor Dayanışma üyesi Sevde Ünal, 1 Şubat’ta tutuklanırken, taciz faili hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet ise “takipsizlik” kararıyla sonuçlandı. 
 
Avukatların itirazı üzerine denetimli serbestlikle 12 Şubat’ta tahliye olan Ünal, özsavunma ve yargının tutumuna dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Sevde Ünal'ı özsavunmada bulunduğu için tutuklanmasıyla tanıdık. Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? 
 
17 Şubat 1997 tarihinde Manisa’nın Salihli ilçesinde doğdum. Henüz 16 yaşında evlenmek zorunda bırakılmış bir kadın annem Ayşe Gül. Kardeşlerim Sahra ve Naz ile bu şehirde büyüdük. Milyonlarca kadın gibi erkek şiddetine, çocuk yaşlarda önce baba tarafından maruz kaldık. Bu şiddetten kaynaklı üç bel ameliyatı geçirdiğimi, sonrasında belime dört platinle mekanik bir kelepçe takıldığını belirtmeden geçmek istemem. Şiddetin içine doğdunuz bir evde, daha çocuk yaşlarda ‘Her gün bu yaşadığımı arkadaşlarım yaşamıyor, demek ki bu normal değil, kendimi savunmalıyım’ diyebiliyorsunuz. Daha o yaşta ilk karşı dikildiğim erkek şiddeti, baba şiddetiydi. Sonra babamızın ölümüyle derin bir ‘oh’ çektiğimi ve ‘kurtulduk’ diye hissettiğimi çok net hatırlıyorum. Fakat peşi sıra gelecek sorunlardan, dört kadın olarak atıldığımız hayat mücadelesi içerisinde yaşayacaklarımızdan, erkek-devlet şiddetinden bihaberdim.  Maddi zorluklarımızdan ötürü 14 yaşında ‘çocuk işçi’ sıfatımla göreceğim bir diğer şiddet sarmalı ise iş hayatında olacaktı. Bir çocuk olarak çalışma yaşamında maruz bırakıldığınız şiddet türleri, ağır çalışma koşulları, türlü türlü haksızlıklar. Üç kuruşa hiçbir can güvenliğiniz olmadan çalıştırılmanız da cabası.
 
Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile Anadolu Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü öğrencisiyim. Aynı zamanda Mor Dayanışma Kadın Derneği üyelerinden biriyim. Dört yıldır derneğimizde kadınlarla buluşuyor ve mahallelerde çalışmalar yapıyorum. Bir yandan flüt çalıyor, müzik alanında kendimi geliştirmek için çalışmalarıma devam ediyorum. Müziği seviyorum, onun emekçisi, dinleyicisi olmaktan da aşırı keyif alıyorum. Aslına özetleyecek olursam Sevde, çalışmaktan keyif aldığı her alanın öznesi diyebilirim.
 
Sözlü ve fiziki tacizin ardından küfür ve tecavüz tehditleriyle üzerime gelince özsavunma son şansımdı. Bu erkeğin önceden de bir kadını alıkoymaktan sabıkası varmış. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
1 Şubat’ta tutuklanmanıza gerekçe gösterilen özsavunma olayı nasıl gelişti, o gün neler yaşandı? Değinebilir misiniz? 
 
Olay, 2018 yılında yaz tatilinde arkadaşlarımı görmek için gittiğim İzmit’te yaşandı. Gece yarısı eve dönmek istediğimizde önce sözlü, sonrasında fiziki tacize maruz bırakıldım. 6-7 kişilik ve muhtemelen uyuşturucu içtiklerini düşündüğüm erkek grubu, bağırıp yardım istememizle gözü dönmüş bir şekilde önce arkadaşıma saldırdı. ‘Taciz var, yardım edin’ feryatlarımla iyice gözü dönen tacizci erkek, öldürme tehditleriyle üzerime doğru gelmeye başladı. Arkadaşımı, çoktan alaşağı etmiş, yerde 4-5 kişi tekmeliyordu. O anda üzerime öldürmek için geldiğini söyleyen ve uyuşturucu etkisinde olduğunu gözlerinden anladığım erkek ise, küfür ve tecavüz tehditlerini yağdırmaya başladı. Kendimi korumak için yanımda bulduğum bir cam şişeyi üzerine doğru atmak o anki son şansımdı. Bugün hala o camın varlığına şükrediyorum, diyebilirim. Daha sonra bu erkeğin önceden bir kadını alıkoyma sabıkası olduğunu öğrendim. Yapıca iri ve gözü dönmüş bu erkeğe fırlattığım camın bir parçası gözüne girmiş ve sol gözünde görme kaybına, yüzünde ise yara izine sebebiyet vermiş. O an tek düşündüğünüz, kendinizi ve canınızı kurtarmak olur. Tam da bu nedenle özsavunma cezalandırılmamalıdır.
 
Bunca dehşeti yaşatan şahıs hakkında yaptığınız şikayet ‘takipsizlik’ kararıyla sonuçlanırken, kendini savunmak zorunda bırakılan siz cezalandırıldınız. Buna dair neler söylemek istersiniz? 
 
Yaşadığım tacizle ilgili şikayetçi oldum fakat erkek-devlet şikayetime ‘takipsizlik’ kararı verdi. İtirazımızda kabul görmedi ve tacizci hakkında dava dahi açılmadı. Onun yerine ben ceza aldım ve tutuklandım. Son bel ameliyatımda yapılan hata sebebiyle olan engelli kimliğim infaz sürecinde dikkate alınmadı. Zaten üst sınırdan değerlendirilerek verilen 9 yıl 5 ay hapis cezası yapılan indirimlerle 5 yıl 7 ay 15 güne düşürüldü. Yargıtay da bunu onadı. Avukatım cezanın 2 yıl 8 ayını bulunduğum kurumda tamamlayabileceğimi teslim olmamdan önce bildirmişti ve bunu kabullenerek cezaevine girdim. Sorularınızı evimde cevaplayabiliyorsam dosyamı son değerlendiren infaz savcısı vesilesiyledir. Fakat yine de şunu unutmamak gerekir, beraat ile değil denetimli serbestlikle serbest bırakıldım. Hem karar, hem de 11 gün cezaevinde tutulmam hukuksuzdur. Erkek-devlet bilmelidir ki davamın sonuna kadar takipçisi olacağım. 'Geç gelen adalet, adalet değildir’, suçum yok, suçumuz yok. Özsavunma uygulayan bir kadın olarak şunu hepimiz adına söylemek istiyorum; istiyorlar ki zararı biz görelim. Şiddete, tacize, tecavüze maruz bırakılsak da susalım. ‘Erkektir, yapar’ diyelim. Ama bilinmelidir ki erkek yapamaz, kadın da susmaz, susturulamaz. 
 
Büyük resme baktığımızda asıl problem egemen erkeklik ideolojilerin hakimiyeti. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını  görmek gerekir. 
 
Türkiye'de daha önce de özsavunmada bulunmak zorunda bırakılan kadınlara müebbet hapis cezaları verildi. Hatta bu cezalar yüzünden ülkeyi terk edenler oldu. Yargının bu tutumu özsavunmanın önünü almaya dönük politik bir tutum mudur? Ne düşünüyorsunuz? 
 
Elbette, önünü almak olarak değerlendiriyorum. Az önce açtığım konuyu burada derinleştirmek istiyorum. Tamamen erkek egemenliği merkezine almış ve uygulayan yargı, bu konuyla ilgili bize türlü emsaller gösterdi. Evde, iş yerlerinde en yakınları veya benim gibi hiç tanımadığı erkekler tarafından şiddetin türlü türlü biçimlerine maruz bırakılmış ve özsavunma uygulamış kadınları en yüksek sınırdan yargıladı. Yargıya düşen görevin, kadına yönelik uygulanan her türlü şiddete karşı caydırıcı cezalar vermek olduğunu düşünüyorum. Büyük resme baktığımızda ise erkek egemen ideolojilerin hakimiyeti asıl problem. Sistemin kendisi ortadan kalkmadığı müddetçe salt caydırıcı cezalarla erkek şiddetinin ortadan kalkmayacağını da görmek gerekir. Asıl problemin kendisini ortadan kaldırmadan onun doğurduğu problemlere çözüm bulmak gayri kafi bir bakış olacaktır. Bu da resmi bütünlüklü görmemizi engelleyecektir. Oysa büyük resimde görmemiz gereken; köklü tarihleri olan bazı sistemlerin, kapitalizm gibi çürümüş bir sömürü düzeninin kocaman ve en güçlü ayaklarından birinin kadınların ücretsiz ev içi emeklerinden beslendiği, bu emeklerle gün geçtikçe fakirleştiğimiz dünyada bir avuç zenginin her dakika servetlerine servet kattığıdır.
 
Şiddete karşı önemli bir mücadele yöntemi olan özsavunma, ‘fiziki saldırı’ya büründürülerek,  topluma ‘suç’ olarak lanse ediliyor. Özsavumada bulunan bir kadın olarak sizden dinlemek isteriz; özsavunma nedir, kadınlar için neden hayati önem taşıyor?
 
Üyesi olduğum Mor Dayanışma Kadın Derneği’nde fiziki özsavunma için ‘savunma sanatları’ alanında uzman hocalar ders veriyor. Saldırı anında savunma materyalleri fikirlerini birlikte genişletiyor, saldırganı etkisiz hale getirmek için türlü teknikler öğreniyoruz. Duygusal özsavunma için ise ‘şiddet ve türleri’ konulu atölyeler düzenliyor, psikolog yoldaşlarımızla yaptığımız buluşmalarda hem psikolojik direncimizi güçlendiriyor hem de şiddet biçimlerini kapsamlı biçimle tanıyoruz. Yine bu atölyelerde şiddete vermemiz gereken tepkileri birlikte öğreniyor ve birlikte tartışıyoruz. ‘Ürkütücü’ olmadığı gibi şarttır, en net biçimiyle ise bilmek ve uygulamak hayatidir. Özsavunmayı bilmek bizi hem daha güçlü kılar hem de daha güçlü hissettirir. Artan erkek şiddetinin nerede ve ne şekilde karşımıza çıkacağını bilemiyoruz. Belki en çok karşılaştığımız biçimiyle en yakınlarımız tarafından maruz bırakılabiliriz, belki hiç tanımadığımız erkekler tarafından bir anda sokakta. Salt 'şiddet buradadır’’ diye bir kanı yok. Her an her yerde olabilir ve o an geldiğinde özsavunma hayati bir önem taşıyor. Keşke öğrenmek zorunda olmasak ve gereklilik hayati bir önem taşımasa fakat ne yazık ki yeri ve zamanı belli olmayan bir şiddet cenderesinin içine hapsolmamak, bu cenderenin doğuracağı sonuçlara maruz kalmamak için her kadın bu konuda kendini derinleştirmelidir. Şiddet bir türlü veya sadece fiziki değildir. Ekonomik, dijital, duygusal, cinsel şiddet biçimleri var. Okumalarımızla, konuyu kendi içinizde kavradıkça ‘bu da mı şiddetmiş?’ diyeceğimiz çok örnek oluyor. 
 
Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak, hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Birleşmeliyiz; bir arada olalım ki dikilebilelim şiddetin karşısına. Karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. 
 
Ülkede şiddetle baş başa olan binlerce kadın var, bu kadınlara özsavunma eksenli bir mesajınız var mı? 
 
Şiddetin her türlüsüne daha çocuk yaştan maruz bırakılmaya başlanmış bir kadın olarak söyleyebilirim ki; biz kadınlar hapsedilmek istendiğimiz yerlere ait değiliz. Ev kadını, çocukların annesi, birinin eşi yahut birinin kız çocuğu gibi sıkıştırılmak istenilen sıfatlara hiç ait değiliz. Bu sıfatlardan herhangi birini taşımak yalnız ve yalnızca bizim kararımız dahilinde olmalı ve buna sadece biz karar verebilmeliyiz. Benim hayat mücadelem bunun üzerinedir. Şiddetin biz kadınlar üzerinde bıraktığı fiziksel, ruhsal yıkıntının ne demek olduğunu ‘hikayemden de anlaşılacağı üzere’ iyi bilen bir kadın olarak çok net biçimde söyleyebilirim ki; atlatabilmek, tedavi edebilmek, ‘geçti’ diyebilmek, mümkün değil. Ruhumuzda açtığı yaraların pansumanı mümkün, tedavisi mümkün değil. Size verdiği hasarları, gülüşlerinize verdiği büyük değişimleri görmemek mümkün değil. Yaşama bakışınıza, onun içinde bulunan insanlara, hayata ve tabii mutluluk kavramına, hakka, haksızlığa, bakışınızı değiştirmemesi mümkün değil. Hep söylerim bir kadın başka bir kadının ruhunda açılan bu derin izleri gözlerinden tanır. Tam da bu nedenle ‘kadın, kadının yurdudur’. Biz kadınlar birleşmeliyiz, bir arada olmalıyız ki sayıca çok daha kalabalık dikilebilelim şiddetin karşısına. Birleşmeliyiz ki içimizde belki de sönümledikleri ya da bunun için çabaladıkları gücü tekrar ve tekrar alevlendirebilelim, görebilelim. Her yerden ve her biçimde gelen şiddetin karşısında etten bir duvar örebilelim, gücümüzü birlikte anımsayabilelim, karanlığa karşı ışığı birlikte büyütelim. Özsavunma haktır, engellenemez, yargılanamaz. Onlar gidecekler, biz kadınlar vardık, varız, var olacağız.
 
YARIN: Eril medyaya karşı mücadelede kadınların sesi
 
MA / Semra Turan

Diğer başlıklar

09:20 Xaçort Mahallesi hedefte!
09:19 Wan’daki parti ve örgüt temsilcileri: Temel adım Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüdür
09:18 Dêrsimli yurttaşlar: Komisyon Abdullah Öcalan ile görüşsün
09:10 Doç. Dr. Çelik: Barış için geçiş dönemi hukuku gerekli
09:08 Emekliler: Halkın kaynakları savaş baronlarına akıyor
09:04 Irak'ta seçimin nabzı: Partiler güven vermiyor, çatışma riski yüksek
09:00 04 KASIM 2025 GÜNDEMİ
00:17 AİHM'in kararı kesinleşti: Kobanê Davası'ndaki tüm tutsakları bırakın
03/11/2025
23:59 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Toplumsal barışın tesisi hukuka uymaktan geçer
23:45 Demirtaş'tan AİHM kararı sonrası ilk açıklama
22:41 Bartın'da üniversite öğrencilerine saldırı
21:39 Eğitim Sen’den Narin Güran Öykü Yarışmasına katılım çağrısı
21:26 AİHM’in Demirtaş hakkında ihlal kararı kesinleşti
21:08 Hüda Kaya tahliye edildi
20:31 Rojin Kabaiş için Amed’de futbol turnuvası
20:19 Semra Güzel: Mücadelem sürecek
19:51 Yargı paketine tepki: Kimliğimiz devletin denetiminde olamaz
19:45 Amed’de polis aracı bir yurttaşa çarptı
19:01 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Kazanan 86 milyonun tamamı olacak
18:33 'Tarım destekleri artırılsın, köylünün hakkı verilsin'
18:29 İsrail ordusu Refah’ta 2 Filistinliyi öldürdü
18:11 Wan’daki işçilerin eylemi 96’ncı gününde
17:53 Minguzzi davası gerekçeli kararı açıklandı
17:45 MHP'li belediye hakkında inceleme başlatıldı
17:41 CMB rezervlerinde azalma
17:37 Bursa'da bir kadın katledildi
17:32 Trump: Maduro'nun sayılı günleri var
17:27 Barrack: İsrail ve Türkiye yakında anlaşma imzalayacak
17:09 Agit Akgün için memleketinde taziye kuruldu
17:05 Semra Güzel tahliye edildi
17:05 DEM Parti Heyeti İmralı’dan döndü
16:50 Gazeteci Aykol enfeksiyon nedeniyle uyandırılamıyor
16:39 Karakaya Köyü'nde maden ocağı protestosu
16:18 Yanardağ’ın ‘tecrit’ açıklamasından tutuklanmasına ihlal
15:57 Balıkesir'de 5.1 büyüklüğünde deprem
15:42 DEM Parti'den 4 Kasım çağrısı: Kayyımlar geri çekilmeli
15:37 Polis engellemesine rağmen taziyeye kitlesel ziyaret
15:02 Abdulsamet Sakık katledilişinin 33'üncü yılında anıldı
14:48 Evrensel’e silahlı saldırı davası: Azmettiriciler için ek soruşturma kararı
14:33 Kurtulmuş: Silahlar susacak, kardeşlik hâkim olacak
13:41 Gardiyanlar eşarbın bağlanışını beğenmedi görüşü engelledi
13:39 Valilikten taziye katılımına engel, polisten saldırı
13:19 Gazeteci Ruvanas'ın 'orman kesimi eleştirisine' takipsizlik
12:55 8 aylık hamile kadın GGM'ye gönderiliyor
12:51 10 yaşındaki E.T.’nin kolunu kıran uzman çavuş hakkında iddianame
12:41 Kürt müzisyen Akay serbest bırakıldı
12:40 DFG Ekim ayı hak ihlalleri raporunu paylaştı
12:19 Gazeteci Kanbal'a açılan 'sansür' davası görüldü
12:16 DEM Parti Heyeti İmralı'da
12:15 HDP eski Milletvekili Hüda Kaya cezaevine girdi
12:07 Kadın istihdamı için Amed'in 5 ilçesinde mandıra kurulacak
11:58 Temelli’den iktidara: Neden hala silaha bu kadar kaynak ayırıyorsunuz?
11:57 TJA’dan 25 Kasım deklarasyonu: Şiddetsiz yaşamı demokratik toplumla örüyoruz
11:46 Ahmet Özer’e ‘Kent Uzlaşısı’ndan ceza talebi
11:46 Harç, vergi ve cezalara zam
11:27 Cezaevinde 8’inci yılını dolduran Kavala’dan açıklama
11:25 Cumhurbaşkanlığı kabinesi toplanıyor
11:06 Terlik dayatmasını reddeden tutsağın hastane sevki 1 yıldır yapılmıyor
10:25 Gerekçeler çöktü ama kayyım uygulaması devam ediyor
10:22 ENAG: Yıllık enflasyon yüzde 60
TÜİK: Yıllık enflasyon yüzde 37.15
10:16 ‘Ateşkese’ rağmen İsrail’in saldırılar sürüyor
09:53 'İyileşti' denilip gönderilen tutsak, cezaevinde fenalaştı
09:52 12 kişiye 159 yıl ceza: İstanbul Adliyesi sürece direniyor
09:50 Rezan'daki yapıların yüzde 90'ı riskli, yerinde dönüşüm şart
09:47 Engellenen Abdullah Öcalan röportajının 3’üncü bölümü yayınlandı
09:05 32 yıl tutsak edildi: Demokratik siyasetin önünü açacak adımlar atılmalı
09:03 PYD Eşbaşkanı: Silahsızlanmanın gündemden kalkmasıyla görüşmeler hareketlendi
09:01 DBP’li Birlik: Komisyon Abdullah Öcalan’la görüşmedikçe çözüm nasıl olsun?
09:00 03 KASIM 2025 GÜNDEMİ
00:20 Kürt müzisyen Hakan Akay'a havaalanında gözaltı
00:13 Riha'da iş cinayeti: 1 çocuk hayatını kaybetti
02/11/2025
22:19 Edirne'de zincirleme kaza
21:43 Marsilya’da binler 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' için yürüdü
21:02 Şara ABD'ye gidiyor: 70 yıldan sonra ilk resmi ziyaret
20:55 Sındırgı’da deprem sonrası 42 yapı yıkıldı
19:42 Kobanê için sınıra gidenler anlattı: İnsanlık için direndiler
19:20 Avrupa Forumu’nda Kürdistan’daki katliamlar kınandı
18:26 Keskin Bayındır engellenen Fesih Vural’ın taziyesini ziyaret etti
18:22 İran, mahkeme kararı olmaksızın 4 Kürt yurttaşı gözaltına aldı
17:56 Barış ve Demokrasi Çalıştayı'nın sonuç bildigesi açıklandı
17:51 İstanbul'da Yerel Demokrasi Konferansı: Kentini yönetmek demokrasinin özüdür
17:29 Demokrasi ve Barış Çalıştayı: Aktör olarak sürece katılmalıyız
17:10 İzmir'de sendikalar, sol ve işçi sınıfı tartışıldı
17:01 Êzidî buluşması: Abdullah Öcalan bütün dünya için barış istiyor
16:50 Sûr’da kadınların yaşadığı eve cüppeli ve sarıklı şahıslardan saldırı
16:25 Sosyalist örgütler: Tıkanıklıktan çıkmalı, birlikte mücadele etmeliyiz
16:23 Balıkesir'de 4,3 büyüklüğünde deprem
16:18 Çiğdem Kılıç Gün Uçar: Dayanışma yetmiyor, sorumluluk almak gerekir
15:46 ‘Kadına yönelik şiddet’ paneli: Çözüm toplumsal dayanışma
15:39 Werîşe Muradî: Kobanê ruhu kadınların direnişinde yaşıyor
15:11 Wêranşar Belediyesi Gastronomi Merkezi açtı
14:55 'Kürtlerin kaybedecek bir yüzyılı daha yok'
14:36 Muğla'da orman yangını
14:32 Vietnam’da selin bilançosu ağırlaştı: 35 ölü, 5 kişi kayıp
13:56 Abdullah Öcalan'dan DEM Partili Öcalan'a: Toplumu örgütlemeniz gerek
13:42 Temel: CHP'ye saldırılar sürecin toplumsallaşmasını engelliyor
12:36 Besta'da asker gözetiminde ağaç kıyımı sürüyor
11:18 Bakırhan: Bu sürecin menzili demokrasi, pusulası da adalettir
10:27 Evrensel gazetesine saldırının davası yarın: Herkesi adliyeye bekliyoruz
09:56 Jin derginin 140’ncı sayısı yayında
09:26 Meksika’da yangın: Çocuklar dahil 23 kişi yaşamını yitirdi
09:20 Sarısözen: Türkiye’nin çıkış yolu demokratik entegrasyon
09:10 ‘Müzakereyi sürdürebilecek tek aktör Abdullah Öcalan’dır’
09:08 İzmir’deki yurttaşlardan ‘asgari ücret’ yorumu
09:06 Feride Eralp: Barış kadınların meselesi, tartışmak zorundayız
09:04 Her taşında komünal emek: ZIWAN-KURD
09:00 02 KASIM 2025 GÜNDEMİ
01/11/2025
23:32 1 Kasım kutlamalarında enternasyonal dayanışma mesajı
23:10 İsrail Kuneytra'da yol devriyesi kurmaya çalıştı
20:55 Maxmur’da Kobanê Günü kutlaması
20:30 Demokrasi ve Barış İçin Buluşuyoruz Çalıştayı: Abdullah Öcalan’ın koşulları kritik önemde
19:58 Polislerin engellediği Fesih Vural'ın taziyesi sokağa taşındı
19:41 Qers’te, ‘Demokratik Cumhuriyet’ tartışıldı
19:14 Eskişehirde 'maden' protestosu: Siyanür Sakarya Nehri’ni kirletecek
19:01 Tülay Hatimoğulları: Komisyon acilen İmralı’ya gitmeli
18:43 'Toplum sağlığı için mücadeleyi sürdüreceğiz'
17:52 Şirnex ve Mêrdîn'de 1 Kasım kutlaması: Kobanê umut olmaya devam ediyor
17:43 Bayındır: Öcalan’ın hayallerini gerçekleştirmek için mücadele edeceğiz
17:36 Dr. Günderci: Madde bağımlılığı bir halk sağlığı sorunudur
17:18 Siracettin Kondu’nun taziyesine kitlesel ziyaret
17:13 Cezaevlerinden Gazeteci Aykol’a mektup: Sen binlerce tutsağın sesisin
17:02 6 Şubat’ın 1000’inci günü: Kamu görevlileri yargılansın
16:41 Palamutlar ekim için toplandı
16:17 1 Kasım eylemleri: Kobanê direnişi halkların yolunu aydınlatıyor
15:41 MSD: Kobanê Savaşı, insani değerlerin korunması mücadelesiydi
15:27 Abdullah Öcalan: Yerel örgütlülük güçlendirilmeli
15:16 Arîn Serhed’in taziyesine kitlesel ziyaret
15:15 Maraton nedeniyle tramvay seferlerinde değişiklik
15:13 Hasta tutsaklar Öztel ve Avcı'nın tahliyesi istendi
14:05 Cizîr 'Adalet Nöbeti'nde birlikte mücadele çağrısı
13:57 ‘Barışın yolu Galatasaray ve Koşuyolu’ndan geçer’
13:53 7 gazeteciye verilen cezaya tepki: Basın özgürlüğüne saldırıdır
13:27 Güler'in taziyesinde süreci başarıya ulaştırma sözü
13:24 Cumartesi Anneleri Kerboran'da kaybedilenler için adalet istedi
12:30 DEM Parti süreç kapsamında muhtarlarla bir araya geldi
11:15 ‘Kontrollü yıkım’ yan binanın duvarını da aldı!
11:07 DEM Parti’den 25 Kasım programı: Eşitlik ve özgürlük için bir aradayız
10:34 1 Kasım: Kobanê direnişi halklar için yeni bir yaşam yarattı
10:21 QSD’den Reqa’da güvenlik operasyonu
10:13 DFG’den 7 gazeteciye verilen cezaya tepki
09:54 McLaren: Marx'ın dili Kürdistan dağlarında yeni bir umut grameri buldu
09:18 İş cinayetleri artıyor: Derinleşen yoksulluk Wan'a göç ve ölüm getiriyor
09:11 DEM Parti heyeti 3 Kasım’da İmralı’ya gidecek
09:03 Köln yürüyüş ve mitingine çağrı: Seferberlik ruhuyla katılalım
09:02 İstinaf 7 gazetecinin cezasını onadı
09:02 'Qers bir arada yaşamanın prototipidir'
09:00 01 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:37 Tahliye edilen eşbaşkanlar: Mücadelemiz sürecek
31/10/2025
23:59 Bakırhan: Kurtulmuş'a yönelik ifadeler kabul edilemez
23:08 Temel: Yasal çerçeve için Kasım ayı kritik