ŞIRNEX - Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne ilişkin raporunu açıklayan hukukçular yaşanan ihlallere dikkat çekerek, bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulması için bakanlık ve Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na "Harekete geçin" çağrısı yaptı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Şirnex Şubesi, Şirnex Barosu İnsan Hakları ve Cezaevi İzleme Komisyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD), 13 Ağustos’ta Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne yaptıkları ziyarete ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı.
Raporda 16 tutsak ile yapılan görüşmelerde hasta tutsakların durumuna dikkat çekildi. Tutsakların tedavi hakkından mahrum bırakıldığına yer verilen raporda, tutsakların yerde yatmak zorunda kaldığı vurgulandı.
KÜRTÇE KONUŞMAYA ENGEL
Raporda, göreve yeni başlayan cezaevi müdürünün, mahpusların yakınları ile olan telefon görüşmelerini Türkçe yapmaları, Kürtçe konuşmak için idareye dilekçe vermelerini zorunlu kıldığına yer verildi. Kürtçe görüşme yapabilmek için de mahpus veya mahpus yakınlarının Türkçe bilmemesi gerektiğine değinildi.
ÖNERİLER SIRALANDI
Tutsakların kamerayla sürekli gözlemlenmelerinden kaynaklı psikolojik baskı altında olduklarının kaydedildiği raporda, öneriler şöyle sıralandı: "*Yasal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence, kötü muamele yasağı ve ayrımcılık yasağı ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personelinin uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
*5275 Sayılı Kanunun ‘Hapis cezasının infazında gözetilecek ilkeler’ başlıklı 6. Maddesinin 1. Fıkrasının b bendinde ‘Ceza infaz kurumlarında hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri sağlanır. Hürriyeti bağlayıcı cezanın zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluk, insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddî ve manevî koşullar altında çektirilir.’ denilmek suretiyle mahpusların hapishanede tutulma koşullarının insan onuru ile bağdaşacak koşullar altında olması gerektiği düzenlenmiştir.
*Hem ulusal hem de uluslararası hukukta işkence ve kötü muamele açıkça ve mutlak surette yasaklanmıştır. Bir başka deyişle hiçbir hal ve durumda, hiç kimseye işkence ve kötü muamele yapılamaz. Devletler, taraf oldukları sözleşmelerde yer verilen işkence yasağını da göz önünde bulundurarak, bu tür uygulamalara tamamen son vermeli ve hapishanelerde işkence ve kötü muamelenin önlenmesi için gerekli tedbirleri almalıdır. Bu husus, devletlerin işkence ve diğer insan hakları ihlallerinin önlenmesine dair aktif yükümlülüklerinin bir gereğidir. Yukarıda sıraladığımız tüm sorunlar ‘kötü muamele’ kapsamındadır. Kötü muamelenin sürekli olması ise ‘işkence’ tanımı eşdeğerdir.
KÜRTÇENİN ÖNÜNDE YASAL BİR ENGEL YOK
*Mahpuslar, telefon ile iletişimde Kürtçe dahil istediği dilde konuşabilmesinin önünde hiçbir yasal engel yoktur. Mevzuatta bunun aksine düzenleme bulunmaması rağmen konuşma dilini engelleyici uygulamalara son verilmelidir. Mevzuat gereği ancak suç oluşturan konuşmalara kısıtlılık getirilebilir ve yaptırımı ise Türkçe dışında bir dil ile konuşulmasına izin verilmemesidir. Bu nedenle, mahpusların konuşmalarında herhangi bir suça rastlamamasına rağmen keyfi bir şekilde Türkçe konuşulmasını dayatması açık bir hak ihlalidir.
*Mahpuslar, açık görüşlerde aileleri ile yan yana oturabilmelidir. Bununla birlikte mahpus, aile bireyleri temas kurabilmelidir. Bunun aksine yapılacak uygulamalar, insanlık onuruna aykırı olacaktır. Yine aynı anda açık örüşte olan iki mahpus arasındaki mesafe düzenlenmeli ve mahpusların aileleri ile olan mahremiyetleri korunmalıdır.
*Mahpuslara yönelik sportif, kültürel ve sosyal faaliyetler sağlanmalı ve atölye faaliyetleri gibi çalışmalar tekrardan açılmalı ve sayısı artırılmalıdır. Adli suçlu kategorisinde bulunan mahpuslara kantinde tekrar boncuk satışı yapılabilmelidir.
*Mahpusların, çamaşır kurutması için alan yaratılmalıdır. Alan bulunmadığı takdirde mahpusların akşamları başta olmak üzere avluya çamaşır asmasına izin verilmelidir. Mahpusların koğuş değişikliği talepleri titizlikle ve belirli sürelerde incelenebilmelidir. Değerlendirme sonuçları mahpuslara iletilmeli ve olumsuz geri dönüşlerde itiraz edebilme imkanı sunulmalıdır.
*Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Yemekler mahpusların ihtiyaç duyduğu kalori miktarını sağlayacak şekilde, çeşitli ve hijyenik koşullarda verilmelidir. Kurum tarafından belirli aralıklarla yemek yapım ve hazırlanışı denetlenmelidir. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler. Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır.
*Yaşamın en temel unsuru olan temiz suya ulaşımdaki problemler cezaevi idaresi tarafından çözülmeli, mahpusların hem yaşamları için hem de oda ve beden temizliği için gerekli ve yeterli suya erişimi sağlanmalıdır. Bununla birlikte, temizlik ve hijyen için gerekli ürünler Kurum tarafından sağlanmalıdır. Sıcak su düzenli, yeterli olacak şekilde sık aralıklarla verilebilmelidir.
*Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Buna yönelik talepleri karşılanmalı, teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır. Doktor kontrolleri zamanında yapılmalı ve ilaç teminleri geciktirilmemelidir.
'AYRIMCILIK YASAĞINA' VURGU YAPILDI
*Mahpuslarla ilgili olarak ‘ayrımcılık yasağına’ aykırı düzenleme ve uygulamalardan derhal vazgeçilerek infaz memurları tarafından gerçekleştirilen koğuş aramalarının keyfiyetten uzak, mevzuata uygun ve gerekli önlem ve tedbirlere uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
*Koğuşlarda kapasitelerinin üstünde mahpus sayısına yer verilmesi ve söz konusu mahpusların yerde yatma probleminin olduğu tespit edilmiş olup bu problemin ivedilikle giderilmesi ve tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin zamanında alınması, Kurumda bulunan boş koğuşların değerlendirilmesi, her mahpusa şahsi kullanımı için yatak ve dolap sağlanması gerekmektedir.
*Kamera ile gözetleme ve Gözlem Odasına alınması sonrasındaki uygulamalar insan onuruna aykırı olup kötü muamele olarak değerlendirilmiştir. Bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir.
*Işıkların gece vakti yatakhane ve ortak alanda açık bırakılması tüm mahpusların uyumasına engel olduğu ve rahatsızlıklara neden olduğu tespiti ile ortaya çıkan sorun ivedilikle çözülmelidir.
*Cezaevinde süre gelen hak ihlalleri ve cezaevi idaresince mahpuslara yönelik gerçekleştirilen işkence ve kötü muameleye ilişkin ‘bağımsız’ denetim mekanizmalarının oluşturulması için devlet (Adalet Bakanlığı-TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu-TBB İnsan Hakları Merkezi) yetkililerini derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmekteyiz.”