Türkyılmaz: Öcalan özgür olmadan süreç olmaz, çözümün önündeki engel silah değil

img
ANKARA - Kürt sorununun çözümünün önündeki engelin "silah" olmadığını vurgulayan tarihçi Yektan Türkyılmaz, "Karşıda medeni bir muhatap yok. Öcalan özgür olmadan bir süreç olmaz. Bu işin ABC'si ev hapsi falan değil" dedi. 
 
Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 28 Aralık'ta DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşmelerde, sorunun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesi noktasında önemli mesajlar verdi. Kamuoyuna yansıyan 7 maddelik mesajda, tüm siyasi aktörlere "dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alın" çağrısı yer aldı. En önemli çözüm zemininin Meclis olduğuna vurgu yapılırken, Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Mesajlar kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, DEM Parti heyeti de Abdullah Öcalan önerisi doğrultusunda AKP, CHP, MHP, DEVA, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerin önümüzdeki günlerde de sürmesi ve sonrasında İmralı'da yeni bir görüşme gerçekleşmesi bekleniyor. 
 
Tarihçi ve Kültürel Antropolog Yektan Türkyılmaz, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar ve Abdullah Öcalan'ın mesajlarına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
* Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt sorununa dair yaklaşım değişmedi. Yönetime gelen partiler, sorunu ya yok saydı ya da kabul ettikten kısa bir süre sonra tersi bir tutum aldı. AKP döneminde de durum değişmedi. Söyleşimize, sorunun varlığı ve yokluğu üzerinden yürütülen tartışmalarla başlamak istiyorum. Neler söylersiniz?
 
Gerçekten çok yerinde bir soru ve konuşmalara buradan başlamamız lazım. Çünkü bir şeyi çözmekten bahsediliyorsa bunun adını koymak çok önemli. Bahçeli de, Erdoğan da Kürt sorunun olmadığını iddia ediyor. Erdoğan, "Her şeyiniz var, bir sorununuz yok" diyor. Bahçeli ise, "Bir Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu var" diyor. Bu ikisi aynı değil. Neden aynı değil? Bahçeli, tarihsel olarak Türkiye’deki siyasilerin bugüne kadarki yaklaşımlarından daha doğru bir yerde yaklaşıyor. Şu açıdan doğru yaklaşıyor; Türkiye’de bir Kürt aktörlüğü olmasaydı böyle bir sorun olmayacaktı. Bugün Türkiye’de Kürt sorununun olma sebebi, bunun aktörünün olması. 
 
 İlk olarak Kürt sorununun arkasındaki ‘sorun’dan kurtulmamız gerekiyor. İkinci olarak, meseleyi tekil kullanmaktan kurtulmamız gerekiyor. Çünkü artık meseleler var. 
 
Aslında burada ikinci bir şey daha konuşmamız lazım. O da burada bir sorun mu var, yoksa bi mesele mi? Bunun adını sorun olarak koyarsanız, bunun karşılığı çözüm olur. Mesele diye koyarsanız, meselenin idaresi ve yönetimi olur. İlk olarak Kürt sorununun arkasındaki ‘sorun’dan kurtulmamız gerekiyor. İkinci olarak ise, meseleyi tekil kullanmaktan kurtulmamız gerekiyor. Çünkü artık meseleler var. 
 
Biraz açar mısınız? Ne tür meseleler? 
 
1990’lı yıllarda Kürt sorunu dendiği zaman Güney (Federe Kürdistan Bölgesi) konuşulurdu. Bir de Kuzey’in sorunları konuşulurdu. Rojava (Kuzey ve Doğu Suriye) falan yoktu. Siyasi bir mesele halinde değildi. Türkiye’ye baktığımızda ise en az iki tane Kürt meselesi var. Kürdistan illerindeki Kürtlerin karşı karşıya olduğu meseleler, beklentiler. Bir de metropollerde olan Kürtlerin beklentileri. İkisi birebir aynı değil. Ayrıca artık kocaman bir aktörlük de meselenin içine girdi. Bu da nedir? Rojava. Artık Kuzey ve Güney olarak ayırt edemiyoruz. Çoklu aktörler var. Çok aktörlü çok meseleler olduğu için, çok muhatabı da var. Örneğin Rojava için temel mesele artık Şam. Türkiye’nin saldırıları, tehditleri mutlaka gözardı edilmez ama artık Şam ile yapılacak müzakereler başat olmaya başladı. Onun muhatabı, artık bizim muhatabımız ile birebir aynı değil.
 
 İktidar, çözümü "silah bırakmaya" indirgeyen bir noktada yaklaşıyor. Dünyada tüm çatışmalı süreçlerde "silah bırakma" konusu sonda konuşulur. Ancak burada ilk şart olarak öne sürülüyor. Bu yaklaşımla sorun çözülür mü?  
 
Kürt meselesi bir ulusal meseledir. Etnik, kültürel ve siyasi bir meseledir. Sınırlar ile karışmış, göçler ile karışmış, siyasi felaketler, katliamlarla, trajediler ile kangrenleşmiş koskoca bir meseledir. Gelelim silah meselesine; Türkiye’de artık eskisi gibi bir çatışma süreci yok. Aslında Kuzey’deki sorun esas itibariyle artık bir silah sorunu değil. Bakın belediye başkanı seçiyorsunuz yerine kayyım atanıyor. Buradaki sorun neyden kaynaklanıyor biliyor musunuz? Kürt hareketinin bu rejimin çizgisine gelmemesinden kaynaklanıyor. Kürtlerin baskı görmesinin sebebi dağlarında gerillaların gezmesinden kaynaklanmıyor. Neredeyse 10 yıldır fiili bir çatışmasızlık var. Çatışmalar olmuyor mu? Oluyor. Ama başka gruplarla da karşılaştırırsanız onların da bu kadar oluyor. 
 
 
Çözümün önündeki engel silah değildir. Ancak Erdoğan Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kar ettiğini düşünüyor. Hem siyasi açıdan hem diplomatik açıdan hem de bölgesel açından kazandırdığını düşünüyor. 
 
İkinci bir şey daha var. Bütün bu tartışmalarda bir engel. Erdoğan, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kar ettiğini düşünüyor. Hem siyasi açıdan hem diplomatik açıdan hem de bölgesel açından kazandırdığını düşünüyor. Sizin Irak’ta askerinizin ne işi var kardeşim? Suriye’nin bazı kentlerini niçin işgal ettiniz? Yani Kürt sorunu kriminalize edilerek Ortadoğu’daki yayılmacılık bir araç olarak kullanıyor. Bu mesele nedeniyle Türkiye, İsveç’ten milletvekilinin iadesini istedi. Bu meseleyi kullanarak istedi. Son tahlilde çözümün önündeki engel silah değildir. Kandil ile ilgili bir meseleniz var ise hal edin. Ama bu hal içinde bunun tek yanlı olması düşünülemez. Örneğin Güney Kürdistan’da Türkiye’nin askeri varlığının ne anlamı var?
 
Bir tarafta sorunun çözümünü "silah bırakmaya" indirgeyen bir iktidar, diğer yandan meselenin demokratik zeminde çözümünü isteyen Abdullah Öcalan var. Son görüşme sonrası açıklanan 7 maddede de çözüme ve demokratikleşmeye vurgu yapıldı... 
 
Abdullah Öcalan’ın çizgisinde bir değişiklik yok. Abdullah Öcalan, 1993’te ne diyorsa aşağı yukarı aynı şeyi söylüyor. Öcalan’ın bir kitabı var. "Bir Muhatap Arıyorum" kitabı. İçeriğine girmeden sadece isimden devam edeyim. Kürtlerin bir talihsizliği var. Kürtlerin karşısında medeni bir muhatap yok. Geçen süreç nasıl yerle yeksan oldu? Erdoğan, günlük siyasi tabloya bakıyor ve buna göre hareket ediyor. Kârına olmadığını düşündüğü zaman kıvırıp çöpe atıyor. Böyle oldu, oluyor. Karşıda medeni bir muhatap yok. Ne demek bu? İlk başta niyet konusunda şüphe olmamalı. İkinci olarak usul konusu şeffaf olmalı ve yanıltmaca olmamalı.
 
Kamuoyuna yansıyan 7 maddelik mesajı nasıl değerlendirdiniz? 
 
 
Öcalan, bir tek Kürtler için değil, Ortadoğu için de çok önemli bir lider. Abdullah Öcalan, sonuçtan çok süreci önemseyen bir lider. Ama bunun muhatabı kim? Türkiye'de bunun bir muhatabı yok. Şüpheli.  
 
Öcalan çok önemli bir siyasi lider. Öncelikle bunun altını çizmek lazım. Bir tek Kürtler için değil, Ortadoğu için de çok önemli bir lider. Bugün Rojava’yı konuştuğumuzda bir tek Kürtleri konuşmuyoruz ki. Nüfusunun yarısı bile Kürt değil ve 10 yıldan fazladır yönetiyor. Bu süre zarfında Suriye’nin en önemli bölgeleri olmaya devam ettiler. Bu büyük bir başarı. Bu zorla, şiddetle yapılacak bir şey değil. Dolasıyla Abdullah Öcalan önemli bir siyasi figür. Abdullah Öcalan sonuçtan çok, süreci önemseyen bir lider. Sürecin kendisini önemsiyor ama bunun muhatabı kim? Bu süreç ne zaman kıymetli olur? Bir muhatabı olduğu zaman. Türkiye’de bunun bir muhatabı yok. Şüpheli. Bu sürece nasıl bakıyorlar? Bence burada bir fırsat görüyorlar. Kürt meselesini araçsalaştırmak istiyorlar. Bu durum bu meseleyi hep deşer.
 
Abdullah Öcalan, "Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" diyor. Öcalan burada neye işaret ediyor? 
 
Sürekli bir devlet aklına işaret ediliyor. Son iki yüzyılda Türkiye’de eşit yurttaşlık mücadelesi veren tek grup Kürtler değildir. Devlet aklı dediğinde; derin akıl, tarihsel akıl demiş oluyorsunuz. Eğer böyle bir akıl varsa bile, bu akıl iyi bir akıl değil. O akıl bugüne kadar hiçbir soruna çözüm merkezli yaklaşmadı. Yok etme, tasfiye etme merkezli yaklaşmıştır. Ancak bugün farklı olamaz diyemeyiz. Ama çıkıp açık açık şunu söylemeniz lazım; şu şu sebeplerden dolayı farklı olacak. Bunu demek zorundasınız. Ben bu sebepleri göremiyorum. 
 
Yeni süreç tartışmalarında öne çıkan başlıklardan birisi de toplumsal rıza. Hangi adımların atılması ya da sürece nasıl yaklaşılması halinde bu "rıza" oluşur?  
 
 
İki milletvekiliyle gülümsemeniz insanların gönlünü almıyor. İnsanlar Tişrîn Barajı'nın etrafında ne olduğunu gün be gün takip ediyor. Kürtler herhangi bir statü sahibi olmasın diye elinizdeki olanakları kullandığınızı takip ediyor. 
 
Toplumun ilgisine bakmak lazım. "Anayasayı değiştirdik", "Anayasada Türk'ü kaldırdık, Türkiyeli dedik"... Bunlar bence çok böyle heyecan yaratacak bir şey değil. Veyahut işte "ilkokullardaki bilmem ders saatini şöyle yaptık. Anadilde eğitimi bu kadar, böyle yaptık"... Türkiye Kürtleri, Kuzey Kürtleri, buna bakmıyorlar. Kuzey Kürtlerin gözü, kulağı nerede? Bence Rojava’da. Dolayısıyla şimdi sizin iki tane milletvekiliyle gülümsemeniz, iyi pozlar vermeniz insanların gönlünü almıyor. Çünkü insanlar Tişrin Barajı’nın etrafında ne olduğunu gün be gün takip ediyor. Sizin HTŞ'ye nasıl neleri salık verdiğinizi gün be gün takip ediyorlar. Sizin SMO ile neler yapmaya çalıştığınızı gün be gün takip ediyorlar. Sizin Kürtler herhangi bir statü sahibi olmasın diye elinizdeki bütün diplomatik, askeri olanakları kullandığınızı takip diyorlar. Sizin F-16’larınızı takip ediyorlar. Dolayısıyla bu siyasi çizgi sürdüğü sürece bir karşılığı olmaz. Ayrıca yaşanan sürecin bir adı da yok.
 
Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılar sürerken çözümden bahsedilebilir mi? 
 
Paradigmatik bir değişikliğe ihtiyaç var. Sürekli Kandil'e parmak çeviriyorlar. Çünkü işlerine öyle geliyor. Ama bence Rojava'yı daha büyük bir tehdit görüyorlar. Türkiye, Rojava'yı niye tehdit görüyor? Rojava'dan Türkiye'ye yönelik bir saldırı mı olmuş? O kadar Rojava'ya yönelik saldırılar oldu ki Türkiye'den. Yani onun karşılığında yapılanlara bakarsanız hiçbir şey. Normal şartlarda savaş çıkar. Neden çekiniyorlar? Çünkü Rojava'daki Kürtlerin statüsü olursa siz Nusaybin'deki Kürt'ü bu koşulda tutamazsınız artık. Rojava'daki Kürtlerin statüsü olursa, Kobanê'dekiler kendi kentleriyle ilgili kararları kendileri verirlerse, siz Suruç'takileri Ankara'ya bakar durumda tutamazsınız. Kürt'ün kendi kendisine karar vermesine sizin ne kadar tahammülünüz var? Şimdi burada bu ölçülüyor. Bugünkü rejim, Suriye'ye baktığında ne görüyor biliyor musunuz? Suriye'ye geleceğini nakşedeceği bir toprak parçası görüyor. Yani Türkiye'yi yarın nasıl görmek istiyorlardıysa onu inşa edecekleri bir alan olarak görüyor. Bir kolonyal fırsat olarak görüyor.
 
Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye'nin statüsünü kabul etmez mi?
 
Statüsünü kabul etmeye mecbur kalacaktır.
 
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? 
 
Esas itibariyle burada iki şey söylemek durumundayım; bir bölgesel dengeler, ikincisi ise SDG yönetiminin kendi gücü. Bölgesel dengeler buna izin vermiyor. İşgal etmeye çok yeltendi. 8 Aralık sonrası ilk haftada ortaya çıkan görüntü bu yöndeydi. Ankara'da büyük bir hareketlilik oldu, sınıra yığınak yapıldı ama gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmemesinin birinci sebebi, jeopolitika olduğunu, diplomatik dengeler olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Amerika'nın engellemesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İsrail'in diplomatik baskısının olduğunu düşünüyorum. Burada Almanya ve Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın ortak açıklaması çok çarpıcı oldu. Dolayısıyla burada siz şunu demeniz gerekiyor; Türkiye'nin Rojava’ya bakışının değişmesi için Türkiye'nin kendisine bakışının değişmesi lazım.
 
 
 Rojava, Suriye'deki en makul siyasi aktörlerin başında geliyor. Türkiye, çözüm istiyorsa Rojava'yı ortadan kaldırmaya değil, ancak örnek almaya yönelebilir. 
 
Rojava’ya ister Amerika'dan ister Paris'ten ister Tel Aviv'den ister Tahran'dan bakın. Ankara dışında nereden bakarsanız bakın, Suriye'deki en makul siyasi aktörlerin başında Rojava’nın geldiğini görüyorsunuz. 8 Aralık'tan bu yana gelen açıklamalara bakın. Bu açıklamaların bir tanesinin ortamı provoke edici olduğunu düşünebilir misiniz? Gerginlik yaratmaya yönelik olduğunu düşünebilir misiniz? Düşünmemiz mümkün değil. Bugün SDG veyahut da bölgesel özerk yönetim bir olgunluğa gelmiş durumda. Bunu belki askeri olgunluğa indirmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. O da var. O da önemsiz değil, ama esas itibariyle idari bir olgunluğa gelmiş durumda. Siyasi bir olgunluğa gelmiş durumda.
 
Rojava yönetimi açısından sadece Kürtleri yönetmek dünyanın en kolay şeyi olabilirdi. Yönetim sadece Kürtleri yönetmiyor. Ayrıca bir tek Kürtler tarafından kurulmuş bir yönetim de değil. Türkiye, çözüm istiyorsa Rojava'yı ortadan kaldırmaya değil, ancak örnek almaya yönelebilir. 
 
Abdullah Öcalan’ın mesajlarına dönecek olursak; Meclis vurgusu vardı. Meclis sorunun çözümünde nasıl bir rol alabilir?
 
Türkiye çok şanslı. Çünkü karşı tarafı temsilen Kürt hareketi var. Öcalan özgür olmadan böyle bir süreç olamaz. Emsali yok. Siz şimdi birinin elini kolunu kelepçeliyorsunuz sonra da gel bu sorunu çözelim diyorsunuz. 
 
Türkiye’de Meclis mi var? Türkiye’de başkanlık sistemi var ve Meclis’i bypas etmek üzerine kurulmuş bir sistem. Meclis varken Meclis’e getirmeyenler, dudağının arasındaki laf ile süreci yere atan, parça parça eden kişi hala ortada yoksa nasıl olacak? Türkiye’de bir meseleyi hal etmek isteyen için olanak çok. Bir de Türkiye çok şanslı. Çünkü karşı tarafı temsilen Kürt hareketi var. Talepleri açısından Kürt hareketi dünya örneklerine baktığın zaman en minimalize hareket diyebiliriz. Türk kamuoyunun razısı diye bir şey de yok. ‘Asalım’ diyorsunuz alkışlıyorlar, ‘Çözelim’ diyorsunuz alkışlıyor. Derdiniz çözmek olsa bununla uğraştırmazlar bile. Şunu bunu araçsallaştırmadan çok basit; bu işin muhatapları bir an önce özgür olmalı. O gün ne yemek yediğine sizin karar verdiğiniz insan ile çözüm olur mu?
 
 Kastınız Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü mü? 
 
Öcalan özgür olmadan böyle bir süreç olamaz. Emsali yok. Siz şimdi birinin elini kolunu kelepçeliyorsunuz sonra da gel bu sorunu çözelim diyorsunuz. Bu işin ABC’si ev hapsi falan değil. Bir de Öcalan’ı aktör olarak görmek durumundalar. Öcalan çok önemli bir aktör. Diğer aktörler ile de görüşmek zorundalar. SDG ile görüşmek istiyorlarsa bunu ayrıca yapmak durumundalar.
 
DEM Parti'nin çözüm noktasındaki rolüne dair neler söylersiniz? 
 
Geçmiş süreçte çok önemli dersler çıkarmalılar. DEM Parti, aracı, postacı, kolaylaştırıcı değil, taraf olduğu bir süreç olmalı. DEM Parti, aracı değildir, ulak değildir. DEM Parti, taraftır. DEM Parti, görüşmek istiyorsa görüşür. DEM Parti’yi SDG ile görüştürmeyi düşünüyorlar. Kandil ile daha önce görüştürdüler. Yine yapabilirsiniz ama çözmek isteyen bütün bunları aynı çuvala atmaz. Çünkü bunlar birbirinden farklı meseleler. DEM Parti tabanı, rejime karşı en net tavrı ortaya koyabilen tabandır.
 
DEM Parti İmralı Heyeti, Meclis'te temsili bulunan partilerle görüştü. Siyasi temasların sürece katkısı nasıl olur? 
 
Siyasi temasın zararı olmaz. Ama bu sembolik temaslardan geçmeli. Bir de bu sorunu acil ve kati bir şekilde çözelim diyorlar. Çözelim de içinde tehdit var. Örneğin, “Ya silahları bırakırsınız ya da biz sizi gömeriz” diyorlar. Evrensel, medeni bir muhatap arıyoruz. Evrensel, medeni yollar ile çözmek istiyoruz. Onların nasıl olduğu belli.
 
Son yerel seçimlerde birinci parti olan CHP'nin tutumu dikkat çekici. Süreci destekleyip desteklememek arasında gidip geliyor. Katılır mısınız? 
 
 
CHP, 1989’un gerisindeler. SHP raporundan daha gerideler. Kendilerinin bir çözüm önerisi yok. Başkalarının önerileri konusunda yorum yapıyorlar. Bu çok acıklı bir durum. Bugün Özel’in bir alternatif proje koyması lazım. 
 
Gözden kaçırmamız gereken bir şey; 31 Mart’tan ortaya çıkan fırsatın çarçur edilmesi. Bir yandan "normalleşme", bir yandan 1 Ekim ile başlayan karmaşık hava, Türkiye’de daha geniş bir ittifakın olmasını berhava etti. CHP açısından çok açıklı bir durum var. Çünkü sürekli kurucu parti olduğunu söylüyor. ‘Türkiye’yi ve Cumhuriyeti kurduk' diyorlar. Ancak bütün meselelerde seyirci durumdalar. CHP, 1989’un gerisindeler. SHP raporundan daha gerideler. Kendilerinin bir çözüm önerisi yok. Başkalarının önerileri konusunda yorum yapıyorlar. Bu çok acıklı bir durum. Bu gün Ekrem İmamoğlu ya da Özel’in bir alternatif proje koymaları lazım. CHP bu işin olmayacağını düşünüyor ve bu tartışmalar bittikten sonra tepkileri toplamayı hedefliyor. Kürtler arasındaki tepkileri toplamayı düşünüyor. Çıkarını, iktidarını düşünüyor. Bu riskli bir şeydir. Erdoğan nasıl saklanıyor? Herkes görüyor ama kimse söylemiyor. Erdoğan’ın olmadığı bir çözüm olur mu? Erdoğan’sız çözüm çözümsüzlüktür.
                    
 Medyanın süreci ele alış şeklini nasıl yorumluyorsunuz? 
 
Rejim medyasına dair bir şey söylemeyeceğim, zaten herkes biliyor. Oranın ne şekilde işlendiği biliniyor. Acıklı olan ise; Halk TV, KRT TV ve CHP’ye yakın kesim ve medya, 90’larda Kürtlere yönelik savaşta aktör olanları yorumcu diye çıkarıp duruyor. Gerçek bir çözüm yerine onları ekrana koyuyor. İnkar, katliam projelerini övenleri ekrana koyuyorlar. Bu çok korkunç bir durum. Kürtlere çok büyük zararları olacağından değil, kendileri bir aynaya baksınlar. Bu yaptıklarının kendilerine zararlarına baksınlar. En büyük zararı kendilerine verdiklerini görecekler.
 
MA / Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

12:10 HTŞ'nin bakanları yarın Türkiye'ye gelecek
11:36 Bahçeli hem tehdit etti hem 'barış' dedi
11:18 Avukatlardan iki ayrı başvuru
10:45 Gözaltına alınan kolberlerden haber alınamıyor
09:45 WANA'dan Pexşan Ezîzî çağrısı
09:05 Paula Martin Ponz: Öcalan’ın fikirleri tüm dünyaya barış getirebilir
09:02 Kocabıyık: Sürecin ilerlemesi için iktidarın dili ve aklı değişmeli
09:00 14 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:53 İDO seferleri iptal edildi
08:40 Meteoroloji’den sağanak ve kar uyarısı
08:31 Los Angeles'te ölü sayısı 24'e çıktı
07:40 Peyas Belediye Eşbaşkanı Dündar cezaevinden çıktı
13/01/2025
22:54 DEM Parti'den 'Beşiktaş' tepkisi
22:48 Tişrîn Barajı’nda nöbet 6’ncı gününde
21:42 Akdeniz'de gençler kayyıma karşı direnişte
21:14 Coşkulu Serê Salê kutlamaları
20:34 ‘Yenidoğan çetesi’ davası: Sağlık Bakanlığı da ölümlerden sorumludur
19:43 Akdeniz'de kayyım protestosuna polis saldırısı: Kitle ablukayı kırdı
19:38 Adana’da tutsaklara para gönderildi
18:57 Rapor: Wan’daki kadınların yüzde 84’ü eşitsizliğe karşı mücadele ediyor
18:48 Amed ilçelerinde Serê Salê etkinlikleri
18:13 Mazlum Abdî, Mesûd Barzanî’nin temsilcisini kabul etti
18:06 Birçok kentte kayyım protestosu: Bu irade karşısında kaybedeceksiniz
17:55 Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde kayyım tepkisi
17:16 Peyas Belediyesi Eşbaşkanı Cengiz Dündar hakkında tahliye kararı
17:11 Gözaltına alınan Akpolat: Ne olduğunu bilmiyoruz
17:05 30 barodan ortak açıklama: Kayyım hukuk ve demokrasi ihlalidir
16:49 Kayyıma karşı işçiler nöbette: Geri adım atmayacağız
16:02 Özel: Erdoğan CHP’li belediye başkanını çağırıp AKP’ye davet etti
15:46 Sırrı Süreyya Önder MA'ya konuştu: Öcalan Kürtlerin özgürlüğü kadar güvenliğini de önceliyor
15:21 2024 son 53 yılın en sıcak yılı oldu
15:04 Aydın'da şüpheli kadın ölümü
14:43 8 cezaevi raporu: Tecrit en üst seviyede
14:29 Tatos'ta saldırılara karşı yürüyüş
14:07 Akdeniz'de polis engelini aşan kitle belediyeye yürüdü: Teslim olmayacağız, vazgeçin
13:46 Tutsaklara işkenceye karşı suç duyurusu
13:32 Leyla Güven: Sürece amasız fakatsız katkı sunmaya hazırız
13:09 Akdeniz'de kayyım protestosunda direniş mesajı
13:07 HDP'li eşbaşkana 15 yıl hapis istemi
12:59 Beşiktaş Belediyesi'nde açıklama: Algı operasyonu yürütülüyor
12:45 Tutsak Yalçın'ın tahliyesine 4'üncü engel
12:31 İş bırakan emekçilerden 11 talep
12:21 2024’te en az bin 897 iş cinayeti
12:06 İzmir Büyükşehir Belediyesi 103 taşınmazı satışa çıkardı
12:00 DEM Parti: Kayyımla çözüm ihtimali sabote ediliyor
11:52 Kayyımın ilk icraatı Erdoğan'ın fotoğrafını asmak oldu
11:12 Almanya: Kürtler Suriye’deki siyasi geçiş sürecinde rol almalı
11:04 Özgür Özel'den 'kumpas' tepkisi
10:56 Hızlı tren biletlerine zam
10:53 Gever kırsalında askeri operasyon
10:39 Beşiktaş Belediyesi polis ablukasında
10:30 Balıkesir'de işçi servisi devrildi: 26 yaralı
10:04 7'si DEM Partili 9 belediyeye kayyım
09:47 Tişrîn Barajı neden hedefte?
09:18 Hatimoğulları ve Bakırhan'dan Akdeniz tepkisi: Kayyım darbedir
09:11 Mahkeme kararını hiçe sayan kayyım 190 kişiyi işten çıkardı
09:10 Balatçık 44 yıl sonra yeniden kadınlara emanet!
09:08 EHP Genel Başkanı Öztürk: Öcalan'ın yol haritasını doğru buluyoruz
09:00 13 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:38 Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat gözaltına alındı
08:10 Akdeniz Belediyesi'ne kayyım atandı
03:39 Akdeniz Belediyesi eşbaşkanları tutuklandı: Kararı tanımıyoruz
12/01/2025
23:58 Annalena Baerbock: Suriye siyasi geçiş surecinde Kürtler rol almalı
23:29 Riyad toplantısı sona erdi: Türkiye’nin saldırılarına değinilmedi
23:20 Mersin Adliyesi önünde direniş Kürtçe klamlarla sürüyor
23:11 Biden ve Netanyahu'dan Gazze’de ateşkes için görüşme
22:18 Birçok kentte coşkulu Serê Salê etkinlikleri
21:12 Figen Yüksekdağ: Barış için tüm toplumsal dinamikler inisiyatif almalı
20:37 Mersin Adliyesi önünde direniş ateşi yakıldı
20:22 SOHR: DAİŞ’in Suriye çölünde hareketliliği arttı
20:18 Xarpêt’te bir işçi hayatını kaybetti
20:05 30 yıllık tutsaklığın ardından kitlesel karşılandı
20:00 Amasya’da toprak altında kalan iki işçi hayatını kaybetti
19:20 MED-DER ilk pedagojik eğitim belgelerini verdi
19:05 Mersin Adliyesi önünden seçilmişlere çağrı: Bu suça ortak olmayın
18:37 Gençlik Örgütleri: Baskılara yenilmeyeceğiz, biz kazanacağız
18:21 Amedspor, Ankaragücü'nü 1-0 yendi
18:03 Akdeniz'de eşbaşkanlar tutuklamaya sevk edildi
17:33 Mersin Adliyesi önünde direniş şarkıları yükseliyor
17:16 68 örgütten Pexşan Ezîzî için çağrı
16:35 Amed Kent Konseyi Kadın Meclisi yönetimi belirlendi
15:54 14 Temmuz'un tanıkları: Kayyıma karşı zindan ruhuyla direnelim
15:49 Erkek kavgasında kadın yaralandı
15:35 İzmir'de Serê Salê kutlaması
15:19 Adliye önünde protesto sürüyor: İddialar uyduruk
14:57 Pîran'da fidan dikme etkinliği
14:33 Meksika'da 6.6 büyüklüğünde deprem
14:33 Direnişin sürdüğü Tişrîn’de şiddetli çatışmalar
14:26 Yüksekdağ: Omuzumuza ne düşerse yerine getiririz
14:07 DBP'nin eş genel başkanları değişmedi
14:04 Barış Anneleri adliye önünde oturma eyleminde
12:31 İmralı Heyeti ile Figen Yüksekdağ görüşmesi başladı
12:24 Binler adliye önünde: Kırtasiye malzemesi suç sayılmış
12:14 30 yıllık tutsak Eren tahliye oldu
11:45 Bakırhan: Asıl güvenlik sorunu Kürt'ü yok sayan anlayıştır
11:16 Bayındır: Gün direniş ve örgütlenme günüdür
Kılıçgün Uçar: Herkes çözüm için sorumluluk almalı
11:08 Vekiller ve aileler adliyeye alınmadı
10:40 Tuzla'da palet imalathanesinde yangın
10:26 DBP kongresi: Çözümün yolu Öcalan'ın özgürlüğü
10:20 Gözaltındaki eşbaşkanlar adliyeye sevk edildi
10:12 Los Angeles'da ölü sayısı 16'ya çıktı
09:52 Jin dergi yeni sayısı yayında
09:45 Yüzde 80 engelli tutsağın oğlu: Hayatından endişeliyiz
09:42 DEM Partiler: Çözüm için samimi adımlar atılmalı
09:14 Tecride karşı bedenini ateşe vermişti: Başkana sahip çıkalım
09:11 'MESEM’ler tarikatların ucuz işgücü merkezlerine dönüştü'
09:10 Amed'de ‘Kadın Eserleri Kütüphanesi’ açılıyor
09:09 Termik santral Elbistan’ı zehirliyor
09:07 Akbıyık'ın 'iftiraları' tek tek beraatla sonuçlanıyor
09:06 Kayyım girişimine direnen anneler: Bu politikayla çözüm olmaz
09:05 Kazakistanlı Saipnazarova Kürtçeye başladı
09:03 Daştan '73' belgeseliyle Şengal'e ışık tuttu: Hayalleri yarım kalmayacak
09:02 Serê Salê etkinlikleri başlıyor
09:01 Estukyan: 'Teröristan' söylemleriyle diyalog sürdürmek mümkün değil
09:00 12 OCAK 2025 GÜNDEMİ
11/01/2025
23:07 Kocaeli'de kadın cinayeti
22:24 Sevda Karaca: Kürt halkının elini boş bırakırsanız siz kaybedersiniz
22:18 Akdeniz’de gençlerden eylem: Zafere kadar direniş
21:05 Türkiye Sirrin’e saldırdı: 2’si çocuk 3 kişi katledildi
20:54 Erdoğan'ın Riha'da da gündeminde demokratikleşme yok
20:25 Akdeniz'de binler yürüdü: İrademizi kimse gasp edemez
19:18 Eşbaşkanların gözaltına alınması protesto edildi
19:10 Gözaltındaki eşbaskanların ifade işlemlerine başlandı
18:35 Kömür ocağında göçük: Bir kişi yaşamını yitirdi
18:22 Türkiye Kobanê’nin güneyini bombaladı
18:16 Bakırhan: İmralı savaş değil onurlu bir barış istiyor
18:15 Ankaragücü’nden Amedspor’a maç öncesi 'özür' ziyareti
18:12 Özerk Yönetim’den uluslararası topluma ‘Tişrîn Barajı’ çağrısı
18:06 SİHA saldırısında yaşamını yitirenlerin isimleri açıklandı
18:04 Paris’te kitlesel eylem: Abdullah Öcalan’ın arkasında yürüyerek sonuç alacağız
17:24 Kadınlardan ‘Rojin Kabaiş soruşturması etkin yürütülsün’ çağrısı
16:47 Mûş’ta saldırılar protesto edildi: Kürtlerin statüsü tanınmalıdır
16:43 Erdoğan Amed’te bir kez daha 'çözüm' yerine ‘tasfiye’ dedi
16:30 Demirtaş: Güven verici somut adımlar hızlıca atılmalı
16:24 İmralı Heyeti’nin Demirtaş ile görüşmesi sona erdi: Sürece destekleri tam
16:02 Gözaltındaki eşbaskanlar: Halkın iradesine sahip çıkacağız
15:58 Katledilen gazeteciler Qamişlo’da son yolculuğuna uğurlandı
15:50 Pexşan Ezîzî’nin dosyası Ceza İnfaz Dairesi’ne gönderildi
15:36 31 yıllık tutsaklığın ardından Pirsûs’ta kitlesel karşılandı
15:31 QSD’den ‘bomba yüklü araç’ iddialarına dair açıklama
15:20 Nergis Muhammedi’den Pexşan Ezîzî için çağrı
15:17 Qereqozaq’ta köy bombalandı: 2 çocuk yaralı
15:08 Üç kentte hasta tutsaklar için eylem
15:01 Emekliler: 2025 yılını bu iktidarın gidiş yılı ilan edeceğiz
14:58 Cizîr, kayyım girişimine karşı yürüdü
14:56 KESK’ten iş bırakma eylemi öncesi açıklama
14:52 Qoser’deki kazada 2 kişi hayatını kaybetti
14:28 Amed ve Êlih'ten Akdeniz tepkisi: Çözüm isteniyorsa ciddiyetle yaklaşılmalı
14:24 Wan EKO-DER: Ekolojik talana karşı mücadele edeceğiz
14:22 KHK eylemi: Arkadaşlarımızı göreve iade edin