HABER MERKEZİ - Kobanê şehir merkezinde yaşanan 134 günlük direnişin her gününe dair bir hikayeye yer veren Deniz Bilgin’in “Bulut Yağmuru” kitabı çıktı. Direnenleri en yalın ve en güzel haliyle direnişe tanıklık edenler yazıyor.
İyi insanların bir çağrıyla dört bir yandan koşarak akın ettiği ve kötülükten kurtardığı Kobanê kentinin öyküleri, hiç tükenmeyecek gibi. Tıpkı Dicle ve Fırat nehirleri gibi sonsuz bir kaynağa dönüşmeye talip. Direnenlerin tarihi Kobanê ile başlamadı şüphesiz; ama direnen Kobanê, iliklerinde hissettiği tarihine yüz çevirmediğini dünya aleme göstermekle yetinmeyeceğini gösterdi. Direnişe dirilişi de ekledi. Kobanê direndiğinde yeni doğmuş bebeler, şimdi o direnişçilerin öyküleriyle, ezgileriyle, hayat hikayeleriyle büyüyor. Minik yalın ayaklarıyla abilerinin, ablalarının ayak izlerinde yürüyor. Kobanê direndiğinde yaşını dahi bilmeyecek kadar küçük olmasına rağmen, patlayan silah sesleri altında öfkeyle “Em heriya xwe bernadin” (toprağımızı terk etmeyeceğiz) diyen çatık kaşlı çocuklar, bugünlerde yüzlerindeki tebessümle abilerinin ablalarının yarım kalan düşlerini tamamlamak için can atıyor. Ve eli kalem tutanlar, deklanşöre basanlar, her anlarını kayıt altına almak için çabalayanlar; çok uzak diyarlardan ya da çağlardan değil, hemen yanı başlarında tarihe not düşüyor. Direnenleri en yalın ve en güzel, direnişe tanıklık edenler yazıyor.
DÜNYANIN SIĞABİLDİĞİ YER: KOBANÊ
Hakkında yazılan roman, anı, öykü, şiir, senaryolarla, bestelenen ezgilerle, çekilen film ve belgesellerle eşsiz bir kaynak olan Kobanê’yi işleyen yeni bir öykü kitabı çıktı. Kobanê siperlerindeki direniş hikayelerini konu alan “Bulut Yağmuru” kitabı, Deniz Bilgin imzasıyla Aram Yayınevi’den çıktı. 340 sayfalık kitap, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde direnişe giden yolun hikayeleri yer alıyor. İkinci bölümde ise Kobanê şehir merkezinde yaşanan 134 günlük direnişin her gününe bir hikaye ile yer veriliyor. Öykülerin tamamı gerçek olaylara dayanıyor. Yazar Kobanê için, “Bu küçük şehir, direnişi ile dünyanın sığabildiği bir yer haline geldi. Ortadoğu halklarının başına bela edilen DAİŞ’in vahşetinden insan kadar topraklar, ağaçlar, sular; bilcümle börtü böcek zarar gördü. Bu vahşete karşı da Kürdistan insanı ve doğası bir olarak direndi. Onlarla birlikte dünyanın dört bir yanından iyi insanlar direndi. Kobanê bize dünyanın iyi insanları birleşirse kötülüğün yenilebileceğini gösterdi. Kobanê için mücadele eden herkese minnettarız” diyor ve bu kitabı da onlar için yazdığını vurguluyor.
KOBANÊ SİPERLERİNDE DİRENİŞ HİKAYELERİ
Rüyanın kapısı, Serzori okulu, Hemed, Rêvana’nın fotoğrafı, Aylan’ın bitmeyen göçü, Zozan ile Êrîş, ihtiyarların savaşı, Emin’in sırrı, Arîn Mîrkan, Paramaz’ın büyülü ülkesi, Delila’nın çizdiği son resim, Yuhannus, Sîrwan’ın yüzyılı, Miştenur bebek, Apê Nemir, babalar ve kızları, yaralı güvercin, savaşın cansız tanıkları, ışığın savaşçıları, Sibel’in ütopyası; kitaptaki 134 öyküden sadece birkaçı. “Bulut Yağmuru”nda sadece insanlar değil, direniş alanındaki her canlı ve obje birer anlatıcıya dönüşüyor. Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısında şöyle deniliyor: “Bulut Yağmuru yalnızca bir şehrin değil, tüm dünyaya yayılan bir umudun öyküsüdür. Kobanê’nin harap sokaklarında dile gelen taşlar, barut kokan gökyüzü ve direnişin kalbindeki insanlar, Homeros’un zamansız kahramanları gibi sesleniyor. Bilgin’in kaleminde, Çehov’un kırılgan gerçekliği, Poe’nin ürpertici karanlığı, Borges’in metafizik derinliği, Cibran’ın ruhani bilgeliği ve Homeros’un destansı dili bir araya geliyor… Kötülüğün karanlığında parlayan umudu, savaşın gölgesindeki insan sıcaklığını ve zamana meydan okuyan karakterleriyle Bilgin, Kobanê’nin sokaklarında yalnızca direnişin değil, hayata tutunmanın, anlam arayışının, duyguların sonsuzluğunun peşine düşüyor.”
Bulut Yağmuru, “O şehre yolunuz düşerse eğer, gönül gözünüzle bakın, size hiç bilmediğiniz, duymadığınız hikayeleri anlatacak toprağın her zerresi” cümlesiyle bitiyor. Siz bu hikayeleri okuduktan sonra Kobanê’nin sizin de hikayeniz olduğunu düşünmeye başlayacaksınız. Hiç olmazsa o günlerde neler yaptığınızı düşünmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız.
MA / Abdurrahman Gök