AMED - Federe Kürdistan’a yapılan ziyarette Abdullah Öcalan’ın çağrısının güçlü sahiplenildiğini dile getiren DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Saliha Aydeniz, “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın barışa evrilmesi için Kürtlerin ulusal birliğinin önemli bir yerde olduğunu söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) 25-29 Mart'ta Federe Kürdistan Bölgesi’nde temaslarda bulundu. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu Eşsözcüleri Berdan Öztürk ve Ebru Günay, Mêrdîn Milletvekili Saliha Aydeniz ile Tevgera Jinên Azad (TJA) üyesi Adalet Fidan’ın yer aldığı heyet, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ve Süleymaniye Valisi’nin yanı sıra KNK, Tevgera Goran, Tevgera Helwest ve Eniya Gel temsilcileriyle bir araya geldi. Heyet ayrıca Müslüman, Zerdüşt, Êzidî, Kakayi, Katolik inancı temsilcileri yanı sıra bölgedeki aydın, yazar ve akademisyenlerle bir araya geldi.
Heyette yer alan Saliha Aydeniz, yaptıkları temaslara dair konuştu. Saliha Aydeniz, ziyaretin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” kapsamında olduğunu belirterek, “Sayın Öcalan’ın mesajı, en basit ifadeyle, silahların susması ve siyasetin konuşması çağrısıdır. Sayın Öcalan tarihi bir sorumluluk üstlendi. Açıklama sadece Türkiye’ye değil, Ortadoğu’daki tüm halklara ve uluslararası topluma hitap etmektedir” dedi.
‘HER YAPI SÜRECE DAİR TUTUM BELİRLEDİ’
Ziyarette çağrının içeriğini, zamanlamasını ve yarattığı tarihsel olanakları konuştuklarının altını çizen Saliha Aydeniz, ikinci ziyaretin Kürt ulusal birliğini güçlendirme amacını taşıdığını dile getirdi. Silêmaniye’de yapılan ziyaretlerde Kürt sorunun çözümü konusunda Kürt partilerinin rolünü vurguladıklarını anlatan Saliha Aydeniz, “Her yerde, Kürt sorununun çözümü için birlikte hareket etmenin önemini vurgularken, muhataplarımızdan da çok olumlu bir yaklaşım gördük. Özellikle Başûr’daki Kürtler, barış sürecinde üzerlerine düşen sorumluluğun farkında olduklarını ifade ettiler. Başûr temaslarımızın genelinde, barış özleminin her kesimde karşılık bulduğunu memnuniyetle gözlemledik” diye belirtti.
İKİNCİ ZİYARET
İkinci ziyaretin önceki temaslardan farklı olarak çok daha geniş kapsamlı bir siyasi buluşma olduğunu ifade eden Saliha Aydeniz, “Sadece Başûr’daki büyük siyasi partilerle değil, aynı zamanda tabanı güçlü, halkın içinde aktif ve bölgesel etkileri belirgin olan orta ve küçük ölçekli siyasi yapılarla da yoğun temaslarda bulunduk. Bu görüşmeler bize şunu çok net gösterdi: Karşılıklı tartışma, sürecin sahiplenilmesi açısından önemli bir mesafe alınmasını sağladı. Önceki dönemlerde hissedilen kafa karışıklığı büyük ölçüde ortadan kalktı. Görüştüğümüz her yapı, sürece dair açık bir tutum belirledi. DEM Parti olarak biz, tam da burada tarihi sorumluluğumuzu yerine getirme konusunda kararlıyız. Bizim rolümüz, sürecin aktif bir yürütücüsü, kolaylaştırıcısı ve öncüsü olmaktır. Bu tarihi süreci başlatma ve başarıyla sonuçlandırma konusunda son derece kararlıyız” ifadelerini kullandı.
‘HALKIN KATILIMIYLA KALICI BARIŞ OLUR’
Ziyarette yapılan halk buluşmasının da güçlü geçtiğini kaydeden Saliha Aydeniz, şunları söyledi: “Kürt toplumu, özellikle genç kuşaklar, artık klasik siyasi temsiliyetin ve dar çıkar hesaplarının ötesine geçerek, doğrudan kendi iradelerinin karar süreçlerine yansımasını talep ediyorlar. Bu süreç, sadece siyasetçiler arasında yürütülen diplomatik görüşmelerden ibaret olamaz. Halkın bizzat katıldığı, taleplerini açıkça dile getirdiği ve belirleyici bir rol üstlendiği demokratik bir süreç olmalıdır. Çünkü ancak böyle bir katılımla sağlanan barış kalıcı ve sürdürülebilir olur. Süreci tüm Kürt halkının demokratik katılımıyla ileri taşımaya kararlıyız. Halkımızın taleplerini ciddiye almalı, gençlerin enerjisini ve kararlılığını bu tarihî süreçte belirleyici güç olarak görmeliyiz. Bizim için bu, siyasetin ve halk iradesinin buluştuğu gerçek anlamda demokratik bir modeldir.”
'SORUNLARIMIZ DİYALOGLA ÇÖZMELİYİZ'
Ziyaretin Kürt ulusal birliği içinde önemli olduğunu bunun da Ortadoğu’nun barışı için kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizen Saliha Aydeniz, şunları söyledi: "İç farklılıklarımızı diyalogla çözmeli, Kürtler arası çatışma ihtimalini tamamen ortadan kaldırmalıyız. Kürt ulusal birliğinin Ortadoğu’nun demokratik geleceği için de önemlidir. Kürt halkı, eğer kendi içindeki siyasi farklılıkları saygı çerçevesinde yönetip, ortak bir zemin oluşturabilirse; bölgesel barışın, demokratik sistemin ve halkların ortak yaşamının taşıyıcısı haline gelir. Bu birlik, dört parçadaki statü taleplerini birbirine bağlayan, diasporadaki halkımızı sürece dahil eden ve Kürt halkının demokratik öz iradesini esas alan bir yaklaşım olmalıdır. Bugün Sayın Öcalan’ın sunduğu bu zeminin kıymeti burada yatmaktadır.”
'ÇAĞRI KÜRT BİRLİĞİ İÇİNDE ÖNEMLİ'
“Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın Kürt ulusal birliği için önemli bir zemin yarattığını kaydeden Saliha Aydeniz, “Çağrı, Kürtler açısından ulusal birlik konusunda yeni ve güçlü bir kapının aralanmasına imkân sağladı. Ancak şunu da açıkça belirtmek gerekir: Bu çağrı yalnızca bir ‘ulusal birlik’ çağrısı değildir. Aynı zamanda Sayın Öcalan’ın yıllardır savunduğu demokratik konfederalizm perspektifinin bölgesel düzeyde ete kemiğe bürünmesi için yapılan stratejik bir çıkıştır. Ulusal birlik, bu çerçevenin bir ayağıdır ama nihai hedef halkların eşit, özgür ve gönüllü birlikteliğine dayanan demokratik bir toplumsal sistemdir. Bu nedenle çağrı, yalnızca Kürt siyasi aktörlerini değil, Ortadoğu’daki tüm halkları ilgilendiren bir demokratik inşa sürecine işaret ediyor” dedi.
TARİHSEL SORUMLULUK
Tarihi süreçlerden geçildiğine dikkat çeken Saliha Aydeniz, şöyle devam etti: “Bugün tarih bizden süreç konusunda cesur, kararlı ve sorumlu adımlar bekliyor. Bu mücadele yalnızca siyasi partilerin, liderlerin ve kurumların kuracağı bir ortaklık değil; Kürt halkının tamamının doğrudan katılacağı, toplumun her kesiminin sahip çıkacağı bir bütünlük olmalıdır. Bugün eğer bu tarihi fırsatı kaçırırsak, gelecek nesillerin gözlerine bakacak yüzümüz kalmayacaktır. Kürtlerin ortak mücadelesi sonucu her kazanım, yalnızca gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras değil; aynı zamanda bir asırdır mücadele eden, büyük bedeller ödeyen Kürt halkının onurunu korumanın ve özgürlüğünü kazanmanın tek gerçekçi yoludur. Bu çağrıya cevap vermek tarihsel bir görevdir. Kürt halkının iradesini temsil etmek, taleplerini somut kazanımlara dönüştürmek ve yeni nesillere barış, özgürlük ve onurlu bir yaşam sunmak için birlikten başka yolumuz yoktur.”
'ÇAĞRI TOPLUMSALLAŞMALI'
Abdullah Öcalan’ın çağrısının öneminin de altını çizen Saliha Aydeniz, “Devletin somut adım atması adına toplumsal baskı oluşturmanın yol ve yöntemlerini bulmak oldukça önemlidir. Çağrının toplumsallaşması adına bizler üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya hazırız. Ama asıl muhatap Sayın Abdullah Öcalan’dır ve muhatabın tüm kesimlerle görüşebilmesi, çalışmalarını yürütebilmesi için özgürlük koşulları oluşturulmalıdır. Bu baskıyı tüm kesimler birlikte ve güçlü bir şekilde yapmalıdır. Uluslararası kamuoyuna da bu noktada önemli bir çağrımız var. Kürt halkı, Öcalan’ın öncülüğünde barışa ve demokratik çözüme hazır olduğunu ilan etti. Dünya devletleri ve kurumları, bu tarihi fırsatı görmezden gelmemeli. Biz uluslararası toplumun demokrasi ve barıştan yana tutum almasını, Kürt halkının iradesine saygı göstermesini bekliyoruz. Lozan’da masada olmayan Kürtler, bugün kendi kaderine sahip çıkmak için ayağa kalkmış durumda. Artık dünya, Kürt meselesinin barışçıl ve adil çözümünün bölgesel istikrarın anahtarı olduğunu idrak etmelidir” ifadelerini kullandı.
MA / Müjdat Can