AMED - Burun ameliyatı için gittiği hastanede takılan “sarı serum” sonrası yaşamını yitirdiği iddia edilen Damla Sakallı’nın şüpheli ölümünün üzerinden 6 ay geçmesine rağmen otopsi sonucu hala açıklanmadı. Anne Aynur Sakallı, adalet istedi.
Amed’in Peyas (Kayapınar) ilçesinin Diclekent semtinde bulunan Özel Batı Hastanesi’ne 29 Ekim 2024 tarihinde burun ameliyatı için giden Damla Sakallı’nın (21) takılan sarı serum sonrası yaşamını yitirdiği iddia edildi. Şüpheli ölümün üzerinden 6 ay geçti. Hastanenin ihmali olduğunu iddia eden Sakallı ailesi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu. Bunun üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, hastane personelleri hakkında soruşturma açabilmek için 5 Kasım 2024’te Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulu’na “soruşturma izni” için müzekkere yazdı. Ancak aradan geçen 6 ay da talebe olumlu ya da olumsuz herhangi bir dönüş olmadı. Ayrıca otopsi raporu için 30 Ekim 2024’te alınan örneklere dair de henüz sonuç çıkmadı.
Anne Aynur Sakallı, kızının ameliyat için girdiği hastanede şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini belirterek, adalet talebinde bulundu.
‘KIZIMIN HİÇBİR ŞEYİ YOKTU’
Kızı Damla Sakallı’yı 29 Ekim 2024’te sabah 7’de burun ameliyatı için hastaneye götürdüğünü ifade edene anne Aynur Sakallı, hastane giriş işlemelerinden sonra hemşirelerin kızı Damla’ya serum takmak için kelebek taktığını söyledi. Kelebekten sonra hemşirelerin ameliyat için kızına önlük getirdiklerini söyleyen Aynur Sakallı, “Hemşirelere bize, önlüğü giydikten sonra gelip serum takacaklarını söylediler. Ameliyata almak için öncesinden herhangi bir tahlil falan da istemediler. Kızımın burnunda çatlak vardı. ‘Öncesinde verecekleri ilacın bir yan etkisi olacak mı’ diye sorduk ama hiçbir tahlil yapmadılar. Oysa normalde yapmaları gerekir. Kızımı hastaneye götürdüğümde hiçbiri şeyi yoktu hatta serumdan önce çekilmiş mevcut görüntüsü de var. Hazırlanıyor, yürüyor hiçbir şeyi yok. Daha sonra sarı serumu getirip kızıma taktılar ne olduysa sonra oldu” dedi.
‘KOLLARIMDA CAN VERDİ’
Kızına serum takıldıktan sonra fenalaştığını söyleyen Aynur Sakallı, yaşananları şöyle anlattı: “Serumu taktıktan sonra 4-5 damla vücuduna girdiği gibi kızım fenalaşmaya başladı ve ‘Anne canım yanıyor öleceğim ağrıdan’ diye ağlar gibi oldu. Kızımın o durumundan sonra ben ve gelinim birden hemşireye dönerek, ‘Bak canı yanıyor, bir şey olabilir’ dedik. Ama hemşire bize bağırarak, ‘Bizim işimizi, bizden iyimi biliyorsunuz’ dedi ve çekip gitti. Zaten hemen ardından kızım morarmaya başladı ve ağzından köpükler çıkmaya başladı. Kafası kollarım üstündeyken kızım can verdi. Benim feryadıma, bağırmam ve çağırmama rağmen geç müdahale edildi. Sonra hemen yoğun bakımına alındı” diye aktardı.
DOKTORLAR ‘İYİ’ DEDİ AMA…
Kızı Damla’nın yoğun bakıma kaldırıldıktan sonra doktorların kendisine, “Kızının kalp atışı geri geldi. Biraz daha iyi, 3 gün sonra evine gelecek” dediğini söyleyen anne Aynur Sakallı, şöyle devam etti: “Bana kızımın iyi olduğunu söylediklerinde mesai bitişiydi. ‘Burada beklemene gerek yok sen evine git’ dediler. Sonra onlar gitti. Ben gitmemekte kararlıydım. Yoğum bakımı kapısının önünde oturuyordum. Bir ara yoğun bakımı kapısı açıldı, baktım içerde çok fazla polis var. Ben o polisleri görünce ayağımın bağı çözüldü hemen kendimi aradan yoğun bakımın içine attım. Feryatlarla yoğun bakımının içinde kızımı aramaya başladım. Polisler ne kadar beni tutmaya çalışıp, yoğun bakımından çıkarmaya çalışsalar da çıkaramadılar. Polislere niye içeride olduklarını soruduğumda bana verdikleri cevap ise ihbar üzerine geldikleri oldu. Tüm sedyede yatan hastalara baktım, kızım yok. ‘Damla Damla’ diye seslenerek, kızımı aradım bulamadım. En son en köşede kefene sarılı bir beden gördüm. Ayak ve baş kısmı hepsi bantlanmış bir ceset. Polisleri itip hemen o kefene sarılı cesede doğru gittim. Kefeni yırtmaya çalıştım. Kefeni yırtarken kızımın saçları ellerime dolandı. Sonra kefeni biraz daha indirince kızımın yüzünü gördüm ve o kefene sarılı olanın kızım olduğunu anladım. Sonrasından bağırmaya çağırmaya başladım. Polisler bile şoka uğradı. Bana, ‘Nasıl yani teyze kızın ölmüş sana söylememişler mi? Bunlar nasıl insanlar’ demeye başladı. Ben o an telefonumu çıkardım ve kızımı görüntüledim. Görüntüler hala bende duruyor. Doktorlar bana, ‘Kızının durumu iyi’ dedikten yaklaşık 15 dakika sonra ben kızımı o halde gördüm. Ve görüntülediğim kayıtlarda da belli oluyor kızım çoktan ölmüş. Çünkü tüm vücudu, yüzü şişmiş ve morarmış. Yani kızımı kefenledikten sonra bana kızımın iyi olduğunu söyleyip beni kandırmışlar.”
‘KIZIMIN HAKKINI ARAYACAĞIM’
Aradan geçen 7 aya rağmen detaylı otopsi raporunun sonucunun hala çıkmamasına tepki gösteren Aynur Sakallı, “Ben kızımın davasının peşini bırakmayacağım. Hak arayışım devam edecek. Sakın Damla’yı kimsesiz sanmasınalar. Damla’nın annesinde bir damla kan kalana kadar da kızının davasının peşini bırakmayacak” diye konuştu.
MA / Heval Önkol