İSTANBUL - Gazeteci Mehmet Ali Çelebi’nin "Rojava: Ortadoğu Rönesansı/ Şam Düşerken Jeopolitik Kırılmalar" kıtabı çıktı.
Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Çelebi’nin kaleme aldığı "Rojava: Ortadoğu Rönesansı/ Şam Düşerken Jeopolitik Kırılmalar" kitabı çıktı. Vesta Yayınları'ndan çıkan kitap, 552 sayfadan oluşuyor. Kitap, Suriye iç savaşının yarattığı jeopolitik dönüşümler ve kırılmalar, Rojava Devrimi ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne odaklanıyor.
Yayınevinin kitaba dair tanıtım yazısında şu ifadeler yer aldı: "Kitap 15 yıllık bir süreci titizlikle işliyor; Rojava, Kuzey Suriye ve tüm Ortadoğu'yu ele alan bu çalışma Çelebi’nin özel röportajları ve ilk defa yayınlanan Rojava Toplumsal sözleşmesini Kürtçe ve Türkçe çeviri olarak okurlarına sunuyor.”
Çelebi, kitabında röportajlara da yer verdi. Kitapta, “Esad düştükten sonra Şam’ı ele geçiren HTŞ konusundaki yaklaşımlar ve HTŞ’nin potansiyeli? HTŞ sonrası Arap Aleviler neyle karşılaştı? Türkiye, İran gibi ülkelerin benzer akıbetler yaşamaması için ne tür politikalar üretebilirler? Süleyman Şah Türbesi'nin Kobanê'ye, Eşme'ye taşınmasında nasıl bir anlaşma yapıldı? (Tanıklar anlaşmanın perde arkasını ve detayları anlatıyor.) Suriye ordusu ve Irak ordusu devasa imkân ve tekniklerine rağmen DAİŞ'in önünden kaçarken Kürtler bu barbar saldırı dalgalarıyla nasıl baş edebildiler?” sorularına yanıt aranıyor.
Kitabın arka kapağında şu ifadeler yer aldı: "Tunus’ta diktatörlüğün aparatlarının uygulamalarına karşı Muhammed Buazizi'nin bedenini ateşe vermesi sonrası spontane başlayan küçük çaplı protestolar, yılların öfke birikimiyle kıvılcım tutup alevlenerek halk dalgasının patlamasına yol açarken, ülke ülke yayılan meydan okumalar Ortadoğu’daki çok sayıda ülkeyi altüst etti. Statükoları, denklemleri değiştirdi. Ayaklanma sonrası Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye, Irak, İran, Türkiye’deki diplomasi, çatışma ve dış politika kararları birleşik kaplar, zincirleme reaksiyon gibi birbirini etkiledi. Dolayısıyla Suriye ve Rojava’daki gelişmeler bu zincirleme reaksiyondan bağımsız değildi. Ayaklanmalarla herkes yeniden pozisyon almaya, kartları yeniden karmaya, kozlarını sahaya sürerken etkili yeni ittifaklar geliştirmeye çalıştı. İsyan silsilesine Suriye Kürtleri de katıldı. Rojava doğdu. Toplumsal Sözleşme’deki adıyla Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi. Günün sonunda yüz yıllarca ateş çemberinden geçirilenlerin ateşten anılar biriktirenlerin, yani Kürtlerin isyanı Ortadoğu’nun çehresini değiştirdi. Tarihin hafızası, tarihin mirası özgür ortak yaşam formuyla yeniden biçimlendirildi. Karanlık zihniyetin hegemonyasını yırtıp coğrafyaya şafaklar açan Rojava Devrimi, bir nevi komünler ve meclislere dayalı, üniter olmayan, etnik ve inanç ayrımı yapmayan özgürlük sözleşmesi oldu. Kapitalizmin ürünü olan, tekçiliğin kuluçkasına dönüşen, tek ulus, tek dil dayatan ‘ulus devlet’in burçlarında önemli gedikler açan Rojava’ya odaklanacağız."