HABER MERKEZİ - Marmara Depremi’nde yaşamını yitirenleri anan DEM Parti ve DBP, sorumluların yargılanması için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Marmara Depremi'nin 26'ncı yıldönümü dolayısıyla Riha, Dîlok ve Semsûr'da açıklama yaparak, yaşamını yitirenleri andı.
RIHA
DEM Parti Riha İl Örgütü, parti binası önünde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan İl Eşbaşkanı Nihat Demirbilekli, "Bir canı beton molozlarının altından kurtarmak bile 3 gün sürdü. Yıllarca emek verip gecesini gündüzüne katarak aldıkları evler, kendilerine mezar oldu. Yandaşları binalar diksin, parasına para katsın diye imara açılmaması gereken yerlere, kullanılmaması gereken betonlara, demirlere müsaade edildi. Unutmadık ve unutmayacağız da. Sonuna kadar faillerinin cezalandırılması için mücadelemiz yürüyecektir. Bugün burada hem 99 depreminde hem de 6 Şubat depreminde hayatını kaybedenleri minnetle anıyoruz. Bir daha ihmalkarlık olmasın, kimse hayatını kaybetmesin diye tüm kamuoyunu, yetkilileri sorumluluğa davet ediyoruz. Bu bir cinayettir. Unutmayacağız, unutturmayacağız" ifadelerini kullandı.
DÎLOK
Dîlok’ta, DEM Parti ve DBP, Nurdağı ilçesindeki konteyner alanında açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan DEM Parti Nurdağı İlçe Eşbaşkanı Ali Durmaz, “Sosyalist, ekolojist ve kadın özgürlükçü bir yaşamı savunmak için buradayız. Kentlerimiz, şirketlerin değil halkın ve doğanın ihtiyacına göre yeniden kuracağız” dedi. Deprem öncesi alınması gereken önlemleri sıralayan Durmaz, sorumluların yargılanması ve önlemleri alınması için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Açıklama, alkışlarla son buldu.
SEMSÛR
DEM Parti ve DBP Semsûr İl Örgütleri de, DEM Parti il binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı okuyan DEM Parti İl Eşbaşkanı Mehmet Bayır, depremin binlerce insanın hayatına mal olduğunu belirterek, “Aradan geçen yıllar, bizlere yalnızca acının değil, aynı zamanda büyük bir ihmalkarlığın ve sorumsuzluğun mirasını bıraktı. 1999’da yaşanan bu felaket, aslında devletin ve iktidarların depreme hazırlık konusundaki yetersizliğini açıkça ortaya koydu. Devletin koordinasyonsuzluğunu, ihmalkarlığını en acı şekilde gördük. Bu yıkımlar, bu kayıplar kader değildir. Bu acılar doğrudan siyasi iktidarların tercihlerinin sonucudur” ifadelerini kullandı.
Deprem vergilerinin halk için kullanılmayarak savaşa harcandığını dile getiren Bayır, şöyle devam etti: “Kentler rant uğruna beton yığınlarına dönüştürüldü. Dere yatakları imara açıldı, fay hatları üzerine konut projeleri hazırlandı. İktidar denetimsiz, kontrolsüz, rantçı politikalarıyla halkı göz göre göre ölüme mahkum etti. Binlerce insanın mezarı olan her bir enkazın altında bu iktidarların imzası vardır. Türkiye ve Kürdistan coğrafyasının bir deprem coğrafyası olduğu gerçeğinden hareketle bizler burada açıkça söylüyoruz ki; depremin yıkıcı sonuçlarının sorumlusu bu iktidardır. Halkı kader, asrın felaketi masallarıyla oyalayan anlayış gerçekte bir suç düzenini gizlemektedir. Halkın yaşam hakkı ; rant düzeninin, yandaş ihalelerin, savaş bütçelerinin önüne konulmadığı sürece yeni felaketler kaçınılmaz olacaktır.”