Foza Yûsif: Türkiye yapıcı bir rol üstlenmeli

img
HABER MERKEZİ - Suriye'deki istikrarsızlığın Türkiye için de tehdit olduğunu söyleyen Özerk Yönetim Müzakere Heyeti Eşbaşkanı Foza Yûsif, "Türkiye'nin yapıcı bir rol üstlenmesini, sorunların çözümünde aracı olmasını bekliyoruz" dedi. 
 
Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) Ahmed El Şara liderliğinde Suriye'de oluşturduğu geçici hükümet, önce Alevilere ardından da Dürzilere yönelik birçok katliam gerçekleştirdi. Geçici hükümet, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'yle imzaladığı 8 maddelik 10 Mart Anlaşması'na da şu ana kadar riayet etmedi. Ayrıca Özerk Yönetim'e yönelik saldırılarda teşvik edici bir noktada pozisyonunu belirledi. Fransa ve Amerika'nın arabuluculuğunda Özerk Yönetim'le yapılması planlanan Paris görüşmesini de iptal etti. Geçici hükümetin adımları, Türkiye'nin Özerk Yönetim'e dönük politikalarıyla paralel bir hal aldı. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Müzakere Heyeti Eşbaşkanı Foza Yusif, bölgedeki gelişmelere dair Özgür Politika'nın sorularını yanıtladı. 
 
 10 Mart anlaşmasındaki 8 maddelik mutabakat askıda kaldı. Şimdiye kadar hangi alanlarda ilerleme sağlandı, hangi konularda tıkanma yaşanıyor?
 
10 Mart Anlaşması'nın uygulanması için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi ile geçici Şam hükümeti tarafından kurulan komiteler toplantılar yaptı. Ancak 8 madde üzerinden ciddi bir ilerleme sağlanamadı. En önemli sorun, entegrasyonun hangi yöntemle ve nasıl uygulanacağı konusunda taraflar arasındaki farklılıkların giderilememesidir. Biz, Kuzey ve Doğu Suriye'deki kurumların özgünlüğünü koruyarak çalışmalarını sürdürmesi ve bunun demokratik bir entegrasyon temelinde gerçekleşmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu temelde Şam ile bir hukuk oluşturmak, demokratik siyaset için gerekli mekanizmaları ve yasaları geliştirmek istiyoruz. Ancak şu ana kadar bu yönde bir görüş birliği sağlanamadı.
 
 Paris'te yapılması planlanan görüşmeler neden iptal edildi? Resmî açıklamaların ötesinde, bu iptalin perde arkasında hangi siyasi hesaplar vardı? Türkiye'nin, Hakan Fidan'ın tehditlerinin bu süreçteki rolü nedir?
 
Bize göre Paris görüşmelerine katılmamalarının iki temel nedeni var. Birincisi, toplantıya katılacak uluslararası ve garantör devletlerin yer almasını istememeleridir. İkincisi ise Süveyda'da yaşanan olaylardır. Orada katliamlar gerçekleşti ve uluslararası alanda büyük tepki doğdu. Bununla birlikte Suriye genelinde dini ve etnik topluluklara yönelik ciddi katliam tehlikeleri ortaya çıktı. Bu gelişmeler geçici Şam hükümeti üzerinde olumsuz bir etki bıraktı. Sonuç olarak askeri açıdan ne kadar zayıf oldukları ortaya çıktı; yürüttükleri politikanın antidemokratik ve insan haklarını hiçe sayan bir politika olduğu netleşti. Güvenlik alanında da yetersiz kaldıkları görüldü. Tüm bu olumsuzluklar Paris görüşmelerine katılmamalarının başlıca nedenleriydi diye düşünüyoruz.
 
MİT'in Colani hükümeti binasının yanında bir merkezinin bulunduğu ve oradan onay almadan adım atılmadığı yönünde bir iddia var. Bunun gerçekliği nedir?
 
Böylesi bir MİT binasının olup olmadığına dair kesin bilgimiz yok. Ancak çok açık ki Türkiye'nin geçici hükümet üzerinde büyük bir etkisi var. İlişkileri geniş bir çerçevede ilerlemiş durumda. Yeni Şam hükümetinin yönlendirilmesi, karar alma süreçleri ve politikalarının şekillenmesinde Türkiye'nin ciddi etkisi olduğu görülüyor. Aralarında güvenlik anlaşması da imzalandı. Bu anlaşma Türkiye'nin Suriye'deki rolünü ve etkisini daha da artırdı. Alınan kararlarda Türkiye'nin etkisi çok büyük, hem de en üst düzeyde. Türkiye ile geçici Şam hükümeti arasındaki ilişkiyi gizleme niyetinde değiller; Türkiye de bunu açıklamalarında sık sık dile getiriyor. Hatta kimi Türk yetkililer kimi zaman Suriye'yi kendi vilayeti gibi görerek konuşuyor, kimi zaman tehditler savuruyor, kimi zaman da adeta Suriye'nin yöneticisiymiş gibi davranıyorlar.
 
 Yeniden Paris'te görüşmeler yapılması mümkün mü? Bundan sonraki görüşmeler Şam merkezli mi ilerleyecek? Görüşmelerin nerede olduğundan bağımsız olarak Fransa bu süreçte yer alacak mı?
 
Önümüzdeki dönemde yapılacak görüşmelerin nerede ve ne zaman olacağı konusunda şu ana kadar bir karar alınmadı. Bu nedenle kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ancak Fransa, resmi olarak garantör devlet sıfatıyla sürecin içinde yer alıyor. Resmî bir açıklama yapılmadığı sürece Fransa'nın bu görüşmelerde garantör olarak rol oynamaya devam edeceğini düşünüyoruz.
 
 Paris görüşmelerinin iptalinden sonra Şam'da herhangi bir görüşme gerçekleşti mi? Eğer olduysa, Paris sonrasında Şam hükümetinin yaklaşımı nasıl oldu?
 
Paris görüşmeleri iptal edildikten sonra geçici Şam hükümeti ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi Komitesi arasında herhangi bir görüşme yapılmadı. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Dış İlişkiler Komitesi ile geçici Şam hükümeti Dışişleri Bakanlığı arasında bir görüşme gerçekleşti. Bu görüşme daha çok diyaloğun sürdürülmesi üzerineydi. Paris görüşmeleri iptal edilse de diyaloğun devam etmesi ve görüşmelerin sürdürülmesi kararı alındı. İki taraf da sorunların çözümü ve diyaloğun geliştirilmesi için mevcut çabaların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Komiteler kendi alanlarındaki sorunları gidermek için çalışmalarını sürdürme konusunda anlaştı.
 
 Türkiye'nin Paris görüşmelerine karşı çıkıp Amman gibi alternatifler önermesinin arkasında hangi siyasi hesaplar var? Ankara ile Şam arasında imzalanan savunma işbirliği anlaşması ve Türkiye'nin baskıları, bu müzakereleri ve Özerk Yönetim açısından doğan riskleri nasıl etkiliyor?
 
Türkiye'nin geçici Şam hükümeti üzerinde çok büyük bir etkisi var. Suriye'nin farklı bölgelerine yönelik politikalarının doğrudan yansımasını biz de görüşmelerimizde net biçimde gördük. Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye ile yürütülen diyaloglar, Türkiye'nin baskılarından ciddi şekilde etkileniyor. Son dönemde Türk yetkililerin yaptığı açıklamalar ve Türkiye güdümündeki grupların saldırıları, Suriye halkları arasında barış yolunda büyük bir korku ve güvensizlik yarattı. Bu durum, ülkenin bütünlüğü üzerinde tehdit oluşturuyor ve mevcut sorunları daha da derinleştiriyor. Bizim yaklaşımımız şu: Suriye'de demokrasi geliştikçe, bireysel hak ve özgürlükler güvence altına alındıkça, kadınların temsiliyeti arttıkça ve halklar kendi geleceklerini inşa etmede daha aktif rol aldıkça, Türkiye açısından da daha güvenli bir komşuluk ortamı oluşur. Aksi halde antidemokratik bir sistem, farklı kimlikleri dışlayarak ülkenin parçalanma tehlikesini artırır. Eğer Türkiye, güneyinde huzurlu ve istikrarlı bir Suriye görmek istiyorsa, herkesin kendisini ifade edebildiği, karar süreçlerine katılabildiği adem-i merkeziyetçi bir sistemin inşasına destek olmalıdır. Mezhepsel çatışmaların ve baskıların hâkim olduğu bir Suriye ise istikrarsızlık merkezi haline gelir ve bu Türkiye için de büyük bir tehdit olur. Bu nedenle önümüzdeki süreçte Türkiye'nin yapıcı bir rol üstlenmesini, sorunların çözümünde aracı olmasını ve her kesimle diyalog geliştirmesini bekliyoruz.
 
 Paris görüşmelerinin iptaline gerekçe olarak Hesekê'de düzenlenen konferans gösterildi. Bu konferans neden bu kadar rahatsız edici bulundu? Benzer konferansların farklı bölgelerde yapılması öngörülüyor mu?
 
Hesekê'de yapılan konferans bazı çevrelerde rahatsızlık yarattı. Bunun nedeni, geçici Şam hükümetinin bugüne kadar Suriye'deki dini ve etnik toplulukları kucaklayamaması ve kadın temsiliyetini büyük ölçüde yok saymasıdır. Oysa bu konferansta etnik ve dini toplulukların temsilcileri, kadın örgütleri ve farklı kesimler bir araya gelerek sorunlarını dile getirdi ve çözüm için kararlar aldı. Tam da bu nedenle bu tür toplantılar, mevcut iktidar açısından tehdit olarak görülüyor ve Paris görüşmelerine katılmamak için bahane olarak kullanılıyor. Oysa bu konferansın amacı Suriye'nin bütünlüğünü korumak ve ortak bir gelecek inşa etmektir. Farklı kesimlerin birlikte yaşamının yollarını araması, demokratik bir ülke inşa etme çabasıdır. Konferansın sonuç bildirgesi de bunu açıkça ortaya koyuyor. Suriye'yi oluşturan tüm kesimlerin kendi geleceğini tartışması ve inşa etmesi en demokratik ve doğal haktır. Dolayısıyla korkulması gereken bu tür toplantılar değil, insanların düşüncelerini ifade edememesi ve geleceklerini şekillendirme hakkından mahrum bırakılmasıdır.
 
 Son dönemde artan DAİŞ saldırılarını ve Arap aşiretlerindeki hareketlenmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gelişmelerin kaynağı nedir? Dêrazor'da tam olarak neler yaşanıyor?
 
Son aylarda bölgemize yönelik çok sayıda saldırı yaşandı. Bu saldırıların tümünün doğrudan DAİŞ tarafından mı gerçekleştirildiği, yoksa bölgede istikrarsızlık yaratmak isteyen farklı grupların DAİŞ adı altında mı hareket ettiği üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Görünen o ki bu saldırıların temel amacı, toplumda huzursuzluk yaratmak ve halklar arasında fitne çıkarmaktır. Bölgede çok kirli bir politika uygulanıyor. Aşiretler veya bazı şahsiyetler üzerinden provokasyonlar yaratılıyor, bu da DAİŞ'in yeniden alan bulmasına yol açıyor. Aslında ortada tek bir DAİŞ yok; farklı devletlerin çıkarlarına göre ürettikleri ve kullandıkları çok sayıda DAİŞ var. Bu da büyük bir sorun. Aşiretlerin büyük çoğunluğu bu oyunun dışında kalıyor. Ancak bazı aşiretler ya da içlerinden belli şahsiyetler çıkarları temelinde kullanılıyor. İstihbarat örgütleri de bu şahıslar üzerinden provokasyon yapıyor, halkları birbirine karşı kışkırtıyor. Amaç, Kürtlerle Arapları karşı karşıya getirerek bölgede kendi çıkarlarını dayatmak. Bu oyun çok tehlikelidir. Tüm Suriye halklarının bu tuzağa karşı uyanık olması gerekir. Aşiretlerin isimlerini tek tek anmak doğru değil; çünkü büyük çoğunluğu bu olayların parçası değil. Ancak bazı kişiler bilinçli olarak öne çıkarılıyor ve temsil gücü olmayan bu isimler üzerinden koca aşiretler provoke edilmeye çalışılıyor.
 
 Arap aşiretleriyle ABD eşliğinde Reqa'da yapılan toplantıdan nasıl sonuçlar çıktı? İddia edildiği gibi Arap aşiretlerinin Özerk Yönetim'e saldırısı söz konusu olabilir mi?
 
Bu dönemde Şam ile müzakere heyeti ve uluslararası koalisyon tarafından birçok toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantılarda gerek aşiret temsilcileri, gerekse farklı toplulukların liderleri sürekli olarak QSD'nin bütün halkların güvencesi olduğunu dile getirdi. Güvenliğin sağlanmadığı bir yerde demokratik hakların savunulamayacağı çok açık bir şekilde vurgulandı. Suriye'nin sahil kesimlerinde Alevilere, Süveyda'da Dürzilere yönelik saldırılar yaşandı. İnsan kaçırma olayları, özellikle kadınların hedef alınması ve katliam haberleri, toplumda büyük bir korku yarattı. Bu gelişmeler sonucunda, Suriye'de hiçbir topluluğun güvence altında olmadığı gerçeği ortaya çıktı. Toplantılarda özellikle Reqa ve Dêrazor'da yaşayan Arap halkı bu endişelerini dile getirdi. Açıkça ifade ettiler ki QSD olmadan demokratik bir entegrasyon mümkün değildir. Kadınlar da benzer kaygılar taşıdı. Kuzey ve Doğu Suriye'de özgür bir şekilde yaşadıklarını, tüm kurumlarda yer aldıklarını belirttiler. Ancak demokratik olmayan bir entegrasyonun gerçekleşmesi halinde haklarını kaybedeceklerini ve geleceğin karanlığa sürükleneceğini vurguladılar. Bu nedenle kadın temsilciler, Şam ile yürütülecek görüşmelerde kendi kazanımlarından hiçbir şekilde taviz verilmemesi gerektiğini dile getirdiler. Hristiyan topluluklar da Şam'daki katliam nedeniyle büyük tedirginlik yaşıyor. Humus ve Hama'dan gelen temsilciler, İdlib'deki belli grupların iktidarı tek başına ellerinde tuttuğunu, hiçbir kural ve kaideye bağlı kalmadıklarını ve yaşanan katliamların bu gruplar eliyle gerçekleştirildiğini ifade ettiler. Aynı konular, uluslararası koalisyonun düzenlediği toplantılarda da gündeme geldi ve bölgedeki halkın güvenlik endişeleri tekrar dile getirildi.
 
 Tıkanmalara rağmen Şam ile Özerk Yönetim arasında gerçek bir çözüm veya entegrasyon hâlâ mümkün mü? Eğer bu süreç başarısız olursa, Özerk Yönetim'in alternatif yol haritası nedir?
 
Suriye halkı son 15 yılda çok ağır bedeller ödedi. Siyasi, toplumsal, ekonomik, eğitimsel ve anayasal açıdan derin sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunların çözülmesi için tarafların sabırlı, sükûnetli ve kararlı olması, demokratik bir Suriye'nin inşası için birlikte çaba göstermesi gerekiyor. Şu an hâlâ çözüm sürecinin başındayız. Mevcut sorunlar, bu çabadan vazgeçmek için gerekçe olamaz. Tam tersine, daha sabırlı ve kararlı olmamızı gerektiriyor. Elbette bazen bu sorunların aşılamayacağı duygusu oluşabiliyor. Ancak biliyoruz ki, doğru yol diyalogdan geçiyor. Savaş ve çatışmalar sorunları çözmez, daha da derinleştirir. Sahil bölgeleri ve Süveyda'da yaşanan olaylar bize şunu gösterdi: Antidemokratik bir sistem, sürekli sorun ve çatışmayı doğurur. Bu nedenle Suriye'nin demokrasisini ilerletmesi zorunludur. Suriye genelinde özellikle kadın konusunda ciddi sorunlar yaşanıyor. Bunların aşılması için köklü değişikliklere ihtiyaç var. Her şeyden önce demokratik bir anayasa yapılmalı. Biz de bu konuda ısrarcıyız. Geçmişten dersler çıkarılmalı, BAAS sisteminin deneyimleri iyi incelenmeli. Son 8 ayda yaşanan gelişmeler, herkes için ibretlik derslerle doludur. Çatışmaların durdurulması için azınlıkların, farklı etnik ve dini toplulukların ifadelerine saygı duyulmalı ve yönetime katılımları sağlanmalıdır. Suriye çok renkli bir ülkedir. Eğer bu renkler birlikte yaşar ve ortaklaşırsa, ülke güçlenir. Tek renkli bir düzen ise Suriye'ye huzur getirmez, demokrasiyi ilerletmez ve iç savaşı derinleştirir. Böyle bir durumda herkes kaybeder. Bizim savunduğumuz şey çok açıktır: Herkes kazansın. Demokratik bir cumhuriyet sistemi bütün Suriye halklarına kazandıracaktır. Bu sistemle Suriye'nin tamamı güçlenecek ve kazanacaktır. Biz de sorunların demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için ısrarımızı sürdüreceğiz.
 

Diğer başlıklar

27/08/2025
10:26 Benzine zam
10:09 Haydarpaşa Limanı'ndaki yangın söndürüldü
09:23 4 yıldır yatağa bağımlı yaşayan Halime Karataş yardım bekliyor
09:22 ÖHD’li Şaman: Komisyon çalışıyor ama tecrit sürüyor
09:18 Kadınlardan 1 Eylül mesajı: Barış mücadeleyle gelir
09:15 Yazar Karakuş: Sürecin başarısı için Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
09:11 Kete: Öcalan Meclis'te dinlensin
09:07 Polisler taziyeyi engellemişti: Bakanlıktan 'aile isteğiyle çıktı' iddiası
09:04 Kadınlara 1 Eylül çağrısı: Kadıköy mitinginde bir araya gelelim
09:03 MKM’de kurs kayıtları sürüyor
09:02 İki çocuğunu çatışmalarda yitirdi: Dilimizi, kimliğimizi istiyoruz
09:00 27 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
26/08/2025
23:41 Ümraniye’de şölen: Öcalan'ın çağrısıyla yeni bir kapı açıldı
23:08 Gazeteci meslek örgütlerinden İsrail’e tepki: Saldırılar savaş suçudur
22:50 BM: Gazze'de 36 binden fazla kişi zorla yerinden edildi
22:42 DGD-KON’dan Ortaylı ve Başer’e tepki
21:37 'Kürt Soykırımı Konferansı' sona erdi
21:28 Riha'da mitinge katılım çağrısı
20:57 Talabani: Yeni Suriye’de Kürtlerin hakları garanti altına alınmalıdır
20:07 Wan'da 'Kadın yaşamdır, yaşam kendini yönetmektir' buluşması
19:47 Sincan Cezaevi'nde işkence iddiası
18:12 Süveyde ve Dera yolunda silahlı saldırı: Bir kişi yaşamını yitirdi
17:14 Hakem Kurulu'nda zam oranı belli oldu: Sendikalar çekildi
16:54 Beşiktaş Belediyesi soruşturmasında iddianame kabul edildi
16:07 30 yıllık tutsağın tahliyesine ‘entegre olmaya hazır değil’ engeli
16:02 178 edebiyatçıdan 'ifşa' açıklaması
15:46 Licê'de askerden mezar yıkma girişimi
15:33 Hasta yakınını taciz eden doktor görevden uzaklaştırıldı
15:25 Bir ayda 197 kişi idam edildi
15:24 Barış İçin Toplumsal Girişim'den 1 Eylül çağrısı
15:18 Süveyda’da hayatını kaybedenlerin sayısı bin 895’e yükseldi
15:17 Qoser'de buluşma: Artık kimse bir diğerinden üstün olmasın
15:16 ABD: Hizbullahın ‘silahsızlandırma’ kararı uygulanmalı
15:09 Nanaxanim Babazade'nin serbest bırakılması istendi
15:05 Erdoğan ve Bahçeli'yle görüşen Türker: Görüşme olumlu havada gerçekleşti
14:53 Özerk Yönetim ve ABD heyeti Ürdün’de görüştü
14:26 Bağdat ile Hewlêr arasındaki ‘mali’ anlaşmazlık sürüyor
14:23 Suriye'ye karadan giren İsrail güçleri 1 kişiyi öldürdü
14:16 İran’da kadın aktiviste 1 yıl ceza
14:15 Gazze’de 24 saatte 75 kişi öldürüldü
13:59 Kırşehir Cazaevi'nde hak ihlalleri artıyor
13:15 İmamoğlu çiftinin avukatı gözaltına alındı
13:14 Mücahit Birinci ifadeye çağrıldı
13:01 Erdoğan’dan Suriye açıklaması: Kürtlerin teminatı Türkiye’dir
12:38 HRW: ABD personeli Gazze'deki savaş suçlarından yargılanabilir
11:58 İHD Dêrsim'deki arama noktalarının kaldırılmasını istedi
10:21 DEM Parti Heyeti Perşembe günü İmralı'ya gidecek
09:12 Kabayel: Süreç Aleviler için tarihidir
09:11 Meral Danış Beştaş: Sürecin tarafı ve muhatabı Öcalan’dır, dinlenmeli
09:10 İstanbul'da 1 Eylül'ün adresi Rıhtım Meydanı
09:09 Ankara’da sürecin nabzı: Toplum kalıcı bir barış istiyor
09:08 Mandela’nın avukatı: Öcalan’ın açıklamaları herkes için barış ve adalet umudu sağlıyor
09:08 Şanar Yurdatapan: Türkiye'nin demokratikleşmesi tek tarafın attığı adımlarla gerçekleşemez
09:05 Nurgül Çelebi: Toplumsal barışın sağlanabilmesi için din iktidar aracı olmaktan çıkarılmalı
09:04 AKP'li belediye gerçeğini kurutup yerine yapayını yaptı
09:03 Terlikle hastaneye gitmeyi reddeden tutsağın sevki iptal edildi
09:00 26 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:08 ABD heyeti Ebdî ve Şara ile görüştü
08:02 Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 246 gazeteci öldürüldü
25/08/2025
21:41 Cizîr’de kadınlardan 'barış' buluşması
21:24 TOKİ’de iş cinayeti
20:14 Yenişehir ilçesinde yangın: 3 yaralı
20:08 Binden fazla aktivistten Şerife Muhammedi için çağrı
19:29 DEM Parti Eş Genel Başkanları'ndan Bengi Başer hakkında suç duyurusu
16:58 Yousefi’nin ‘Ronahiya Jin’ sergisi Wan’da açıldı
16:27 Mêrdîn’de yüksek fatura protestosu
15:58 Riha ve İzmir'de ‘Demokratik toplum için barışa ses ver’ çağrısı
15:18 Tecrit sürüyor, toplum adım bekliyor: Erdoğan'dan 'sabır' açıklaması
14:56 33 yıllık tutsaklığın ardından kardeşinin mezarına ziyaret
14:23 Komisyonun 6 ve 7'nci toplantılarının programı belli oldu
14:07 Geri gönderme merkezinde tutulan Nanaxanim Babazade için eylem
12:53 Wan'da kaza: 2 ölü, 3 yaralı
12:52 DBP Kadın Meclisi: Şiddet artıyor, devlet kurumları sessiz
12:52 Kadın tutsaklardan Meclis Komisyonu’nda Kürtçe engeline tepki
12:25 DEM Parti İmralı Heyeti bu hafta İmralı'ya gidecek
12:00 Temelli: Öcalan ile görüşmeyen komisyon yol alamaz
11:39 Bursa'da 3.4 büyüklüğünde deprem
11:38 Bedlîs’teki yangın söndürüldü
11:32 İmalat sanayisi kapasite kullanımı son 5 yılın gerisine düştü
10:59 Gazze'de 2'si çocuk 11 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti
10:54 İran'ın nükleer programı görüşmesi Cenevre'de yapılacak
09:57 Foza Yûsif: Türkiye yapıcı bir rol üstlenmeli
09:46 Alevilerin beklentisi eşit yurttaşlık
09:37 Avrupa'daki belediye başkanları İmamoğlu için İstanbul'a gelecek
09:16 Taraftar cezalara karşı Amedspor'un yanında
09:13 Xwebûn 'Dil kırmızı çizgidir' manşetiyle çıktı
09:07 Diyanet hutbesine tepki: Kadınlar etkin mücadele vermeli
09:05 'Tecridin 7 penceresi' 3 dile çevrildi
09:03 Kızıl Parti Sekreteri Yağan: Öcalan'ın özgür tartışma koşulları oluşturulmalı
09:01 Spor ve sohbete 'personel eksikliği', kitaba 'sakıncalı' engeli
09:00 25 AĞUSTOS GÜNDEMİ
24/08/2025
23:55 Tülay Hatimoğulları: Tarihi fırsat elde etmiş durumdayız
23:37 Amedspor'dan farklı galibiyet
22:19 Sındırgı’da 4,8 şiddetinde deprem
22:06 31 yıl sonra tahliye olan Gülten Akgül’e ziyaret
21:51 Amedspor-Sivasspor maçı başladı
21:06 İsrail’den Yemen’e hava saldırısı: 2 ölü, 5 yaralı
20:52 Halk Amedspor’u LED ekrandan izleyecek: İşte taraftar, işte şampiyon
20:23 Pirsûs’ta yürüyüş: Barış gelmeden hiçbir sorun çözülmez
19:55 Kadınlardan barış zinciri ve serbest kürsü
19:29 İstanbul’da 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliği
18:00 Kahire’de ‘umut hakkı’ ve tecrit tartışıldı
17:46 İspanya’da Ağustos'ta aşırı sıcaklar rekor kırdı
17:13 Gimgim’daki inanç festivali halaylarla sona erdi
17:00 Bangladeş ve Pakistan ilişkileri normalleştirme kararı aldı
16:50 Bakırhan: Kürt halkının hafızasını dengbêjler korudu
16:44 Bekçilerin darp ettiği genç 'mukavemetten' tutuklandı
16:00 'Kürtler ve Türkler tarihsel bir eşikte: Barış tereddütsüz desteklenmeli'
15:27 İstanbul’da şüpheli kadın ölümü
15:25 Afganistan’da kamuya açık kırbaç cezası
15:17 NADA’dan Hesfa Vadisi için uluslararası soruşturma çağrısı
15:04 ABD Irak’taki güçlerini çekiyor
14:35 Tülay Hatimoğulları: Komisyon zaman kaybetmeden Öcalan’la görüşmeli
13:06 İran’da idam cezası verilen üç tutsaktan haber alınamıyor
12:46 Licê’deki yangın kontrol altına alındı
12:13 Özerk Yönetim: Şam Hükümeti inkar siyasetini meşrulaştırmaya çalışıyor
11:22 Kadınlara yeni anayasa çağrısı: Gelin sözümüzü ortaklaştıralım
11:18 MSD: 25 Ağustos’taki anayasa çalıştayı ertelendi
11:11 Öğrencileri taşıyan minibüs TIR'a çarptı: 2 ölü, 10 yaralı
11:03 14 yaşındaki çocuk ateşli silahla yaşamını yitirdi
10:26 Alevi sanatçılar süreçten umutlu
09:53 Jin dergi kadın gazetecilerin mücadelesini kapağına taşıdı
09:07 Licik’te 30 yıldır bêrîvanlık yapıyor: Jeotermal doğamızı yok edecek
09:06 Fazla mesai dayatmasına tepki: Sağlıktaki sorunlar kökten çözülmeli
09:05 Gabar’daki petrol faaliyetleri nedeniyle 3 binden fazla insan aylardır susuz
09:03 Komisyonda konuşan İHD Başkanı Yılmaz: Öcalan’ın dinlenmesi gerekiyor
09:02 Kayyım mağduru işçiler 25 gündür direnişte
09:02 İncirde verim düştü
09:00 24 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:54 Meteoroloji’den sağanak yağış uyarısı
07:00 Mereş’te 4 büyüklüğünde deprem
23/08/2025
23:44 Hums’taki hastaneler hizmet dışı
22:34 Gimgim’da inanç festivali 2’nci gününde
22:26 İstanbul'da halk şöleni: Barış için Abdullah Öcalan’ın koşulları değişmeli
22:11 Kerboran'da müzik festivali sona erdi
21:53 Seyircisiz oynanacak Amedspor maçı için LED ekran kurulacak
21:47 Süveyda'da 'ulusal ordu' kuruldu
21:13 Mamak'ta halk buluşması
20:38 Bakırhan: Sayın Öcalan ile yapılan görüşmeler azaldı, bu yaklaşımdan vazgeçin
20:06 Gültan Kışanak: Komisyon Öcalan’ı dinlemeli, bu bir dayatma ve siyasi talep değildir
20:01 Jandarma, Önder ve Demirtaş’ın fotoğraflarını söktü
19:47 Bayındır: Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün zamanıdır
19:03 Wan mitinginde Öcalan posterleri
18:35 Meletî’de yangın devam ediyor
18:17 Onbinlerin katıldığı Wan mitingi: Komisyon Sayın Öcalan ile görüşmeli
17:56 Geçiş Hükümeti: Kuzey ve Doğu Suriye ile Süveyda’da öngörülen seçimler iptal edildi
17:51 Hakem kurulu zam oranını belirlemek için toplandı
17:45 Gülistan Tara’nın mezarı başında anma: Bizi güçlü tutan hakikat mücadeleleri
17:40 Wanlılar miting alanına gelmeye başladı
16:59 Yangından etkilenen mahallelerde inceleme ve anket