İSTANBUL - ÖHD ve TUAD üyesi 48 kişinin yargılandığı davanın duruşmasında savunmalar tamamlanmayınca duruşmaya yarın devam edilmesine karar verildi.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi 11 avukat ile kapatılan Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUAD) üyesi 38 kişinin "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla 22 yıl 6 ay hapis istemiyle yargılandığı davanın duruşması İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sokağa çıkma yasakları döneminde yaşanan ihlalleri tespit etmek için avukatların oluşturduğu Whatsapp grubundaki konuşmalar gerekçesiyle açılan dava, bir kişinin ölmesiyle 48 kişiyle devam ediyor. Yargılananlardan bazıları ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı, siyasi parti, sivil toplum, hukuk örgütlerinin temsilcileriyle çok sayıda kişi izledi.
Duruşmada, savunma yapan ÖHD Eş Genel Başkanı Avukat Serhat Çakmak, 2013'te yürütülen soruşturmanın savcısının "FETÖ üyesi olmak" iddiasından yargılandığını ve dosyadaki 60-70 evrakın her birinde savcının imzasının farklı olduğunu, bunun araştırılmasını istedi. Çakmak'ın talebi, iddia makamının talebin yargılamayı uzatacağı iddiasıyla reddini istediği talep, mahkeme tarafından reddedildi.
'HAK İHLALLERİNİ RAPORLAŞTIRMAK İÇİN GİTTİK’
Yargılananlardan Avukat Sinan Zincir, o dönem12 ilçede bir çatışmaların yaşandığını, oradaki ihlalleri tespit etmek amacıyla baro ve hukuk örgütleriyle orada gittiklerini, yargılamaya konu olan Whatsapp grubunun da kendisinin kurduğunu belirtti. Zincir, "O süreçte silahlı örgüt üyesi olup olmadıklarına bakılmaksızın birçok sivil insan yaşamlarını yitirdi. Cizre'de anneler, yaşlı kadınlar, çocuklar yaşamlarını yitirdi. 'Diren' Whatsapp grubunu bu hak ihlallerini raporlamak için gittik. Bu raporlar devletin kurumlarına da gitti. Grupta uçak biletleri almak için, gidiş gelişleri düzenlemek için kurduk. Baroların çağrısıyla hep birlikte gittik" dedi.
Kürtlerin doğal düşman olarak görüldüğünü, kendilerine düşman hukuku uygulandığını söyleyen Zincir, "Ben BDP'nin il yöneticisiydim. Bunlardan kaynaklı yargılanıyorum" ifadesini kullandı.
KCK operasyonların Fethullah Gülen yapılanmasına yargı mensuplarının yürüttüğünü, aynı yapılanmaya bağlı yargı mensuplarının yürüttüğü Ergenekon ve Balyoz davalarının çökerken, KCK yargılamalarının sürdürüldüğünü kaydetti.
'BU KOMPLOYU BOZACAĞIZ'
Yargılanan Avukat Hüseyin Boğatekin, Fethullah Gülen yapılanmasının dosyaları bir komplo şeklinde hazırladıklarını belirterek, "Bu komployu bozacağız" dedi.
Soruşturma ve dava sürecini kirlilik olarak niteleyen Boğatekin, "Bu çetenin başlattığı bu kirliliği umarım bu mahkeme mahkum eder. Bu işin beraat ile sonlandırılmasını talep ediyorum" ifadesini kullandı.
'DELİL ÜRETMEYE ÇALIŞTILAR'
Yargılanan avukatlardan Raziye Öztürk, "O dönemin çetesi, aleyhimize bir şey bulamayınca hakkımızda asılsız bir şekilde ihbarlarda bulunup havalimanında bile hukuka aykırı arama yaparak delil üretmeye çalıştı" diye belirtti.
Dosadaki hukuksuzluklara rağmen dosyanın davaya dönüştüğün dile getiren Raziye Öztürk, "Bu soruşturma ne açlık grevleriyle, ne cezaevi ziyaretleriyle ilgili. Benim avukat müvekkil ilişkilerim ortaya saçıldı ve suç sayıldı, aramızda geçen konuşmalar" diye ekledi.
Yargılanana avukatlardan Adem Çalışçı, iddianamede kendisi hakkımda sadece 4 satırlık bir yazı olduğunu ve meslektaşları arasındaki konuşmaların suçlama konusu yapıldığını söyledi. Çalışcı, "Mesela 'Diren Kobanê' facebook paylaşımım da suçlama konusu yapılmış. Filistin için de aynı şey yapılıyor şu an, herkes haykırıyor. Aynı şey, aynı zulüm. Onlar Kürt diye bu 'örgüt propagandası' da olmaz. Hiçbir suç işlediğimi düşünmüyorum" diye konuştu.
'İSTEDEĞİNİZ ŞEKİLDE MESLEĞİMİZİ YAPMAYIZ'
Yargılanan avukat Ramazan Demir ise 'Devlet Cizre'de insanları katletti. Ben size delilleri sundum" dedi.
Mahkeme başkanı, Demir'in savunmasını "Devleti suçlayamazsınız. Buna izin veremem" diyerek kesti. Demir, "Ben ne söylediğimiz biliyorum. Bunları söylemekten geri durmam. Hacı Lokman Birlik'in geçmişini biliyorum. Aracın arkasından sürüklenen Hacı'yı diyorum. Ama halen mesleği bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Ancak sizin istediğiniz şekilde mesleğimizi yapmayız. En sonunda ne oldu devlet Sayın Öcalan ile masaya oturdu. Barışın olması için bunların olmasına gerek var mıydı?" yanıtını verdi.
Duruşmalar bitmeyince mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmesine karar verdi.