İnciraltı ve Kültürpak alanlarının imara açılmasına yönelik girişimlere tepki gösteren TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir, her iki alanın korunması için mücadele edeceklerini söyledi.
Ilısu Barajıyla akarsu niteliğini kaybeden Botan Çayı'nın kollarından biri olan Zorava Çayı'nda 5 yıl aradan sonra ikinci HES projesi yapılmak isteniyor. Kuşdalı köy halkı, ikinci HES'in yapılmasını istemediklerini dile getirdi.
Munzur Gözelerinde yürütülen peyzaj çalışmasının durdurulmasını isteyen Munzur Çevre Derneği’nden Özkan Arslan, Kars Belediyesi’ne atanan kayyımın kıldığı fetih namazı ile doğalarını tahrip etme mantığının aynı olduğunu söyledi.
CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, Karaduvar’da yapılacak olan Polipropilen tesisinin çevreye vereceği zarar dikkati çekerek, “Mersin’in havasını, suyunu, toprağını, denizini plastikle kirletecek bu proje bir çevre ve halk sağlığı cinayetidir” dedi.
Cudi ve Besta bölgelerinde çobanlık yapan Fethi İnal, bu yıl yaşanan yangınlardan kaynaklı hayvanlarını otlatacak alan bulmakta zorlandığını belirterek, “Yanan bir ağaç değil, insanlıktır” dedi.
HES, RES, maden ve inşaatlarla doğal yapısı bozulan Orta Karadeniz illerinde, ekolojik yıkımdan kaynaklı tarım üretimi ciddi zarar görüyor. Dereler ise yapılan HES'ler nedeniyle kuruma noktasına geldi.
Mazgirt’in Sörek köyünde yaşayan Fadime Çetinkaya, bahçelerden topladığı sebze ve meyvelerden kış aylarında tüketebileceği konserve, reçel ve kurutmalık yapıyor. Özel mülkiyetin olmadığı köyde, ürünler komün bir şekilde temin ediliyor.
Savaşa karşı barış sesini yükseltmek gerektiğine vurgu yapan Ekoloji Birliği, savaşların aynı zamanda ekolojik yıkım olduğuna dikkat çekti.
Ekolojistler, Fatsa’da doğa tahribatına yol açan maden şirketine karşı başlayan çıplak ayaklarla kitap okuma eylemine Çanakkale’den destek verdi.
Madenler, taş ocakları ve HES’lerin işgali altında olan Doğu Karadeniz’in dereleri kuruma noktasına gelirken, yaylaları ise “turizme açılıyor” adı altında betonlaştırılıyor.
Cudi ve Gabar dağlarının eteklerinde yıllardır arıcılık yapan yurttaşlar, bu yıl yaşanan orman yangınları ve ağaç kesimlerinden dolayı işlerinin bitme noktasına geldiğini söyledi.
Dersim’de 11 bölgenin maden sahasına dönüştürülmek istenmesine tepki gösteren yurttaşlar, “Kaybedecek bir ağacımız, dağımız, ovamız yok. Ekolojik bir mücadele hattını örmek zorundayız” dedi.
Besta Bölgesi'nde 3 aya aşkındır süren orman yangınlarında 21 bölge küle döndü.
Fatsa’da siyanürlü maden aramaları sırasında çıkarılan toprakların mahallenin yolarına döküldüğünü belirten ORÇEV Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, “Suyumuz ve topraklarımızın ardından şimdi de yollarımızı zehirliyorlar” dedi.
Don Kişot lakabıyla tanınan çevre aktivisti Osman Akkuş, pandemi döneminde doğanın nefes aldığını, bundan sonra doğayla uyumlu bir yaşam kurulmazsa daha ağır salgınlar yaşanabileceğini söyledi.