ANKARA - SES önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli, sendikal faaliyetler nedeniyle yargılandığı davada beraat etti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Adıbelli'nin sendikal faaliyetleri nedeniyle “üyelik” suçlamasıyla yargılandığı davanın 8’inci duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Ayfer Koçak, sendika üyeleri ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.
Gönül Adıbelli’nin bulunduğu Amed’den Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşma, kimlik tespitiyle başladı. Ardından söz verilen iddia makamı, tutuklama talepli mütalaasını tekrarladı.
8 MART’A KATILMAK SUÇ SAYILDI
Daha sona savunma yapan Gönül Adıbelli, iddianamede sendikal faaliyetlerin suç olarak yer aldığını belirterek, “Yasal ve kamuoyuna açık yaptığımız açıklamalar var. Bu eylemlerde ve basın açıklamalarında yaptığım konuşmalarda herhangi bir yasa dışı söylem yoktur” dedi. 2019 yılındaki 8 Mart Kadınlar Günü’ne katıldığına dönük suçlamalara işaret eden Gönül Adıbelli, “O dönem Diyarbakır SES Eşbaşkanıydım. Doğal olarak hem kadın olarak hem de sendikadaki görevim nedeniyle katılma zorunluluğum vardı. Biz kadınlar yıllardır buna dair mücadele veriyoruz” diye belirtti.
10 Ekim Katliamı anmasındaki konuşmasına dair isnatlara da değinen Gönül Adıbelli, “O katliamda çok sevdiğim 3 arkadaşımı kaybettim. Bununla ilgili basın metnini de okumam en doğal hakkımdır. Bugün de katılıyorum, yarın da katılacağım” ifadelerini kullandı. Ülkede her gün kadınların katledildiğini hatırlatan Gönül Adıbelli, “Bu katliamlara ‘dur’ demek için ve cezasızlık politikalarına dikkat çekmek için kadın cinayetlerine dönük eylemlere katılıyoruz. Keşke bu salonlar katliamı yapan erkeklere ayrılsaydı. Keşke yasalar işletilmiş olsaydı da her gün kadınlar eşleri, yakınları tarafından katledilmeseydi” dedi.
SES LEGAL BİR SENDİKA
Sonrasında beyanlarda bulunan avukatı Çiğdem Kozan, soruşturmanın usule aykırı başlatıldığını belirterek, iddia makamının “tanık beyanlarının esas alınması” yönündeki talebine dikkat çekerek, bu tanıkların duruşmada dinlenmediğini söyledi. Çiğdem Kozan, şöyle devam etti: “Bir kadın olarak 8 Mart eylemlerinin suçlama konusu yapılıyor olmasından hicap duyuyorum. Her 8 Mart’a pankartlarımızla gidiyoruz. Bir kadın olarak yaşam hakkımızı savunduğumuz eylemler, bugün örgüt üyeliği suçlamasıyla karşımıza çıkıyor. SES legal bir sendikadır. Sendikal faaliyetler kriminalize edilemez. Dosyaya eklenen TAPE kayıtlarının ardından soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanması gerekiyordu. Orada hangi konuşmaya örgütsel bağ atfediliyor? Hiç bir suç unsuru yok. Müvekkilin herhangi bir şiddet faaliyetinde yer aldığı ya da örgütten ne gibi bir talimat aldığına dair dosyada herhangi bir şey yok. Muhalif bir düşüncede olmak yargılama konusu yapılamaz.”
Müvekkilinin kaçma şüphesi olmadığı için iddia makamının tutuklama talebinin reddine karar verilmesini isteyen Çiğdem Kozan, beraat talebinde bulundu.
DEMOKRATİK TOPLUM VURGUSU
Ardından beyanda bulunan avukat Türkdoğan da, “Demokratik toplumu nasıl inşa edeceğiz? Bu dosyadaki eylem ve etkinliklerin tamamı bir sendikacının demokratik toplantı ve gösterilerdir, çeşitli ziyaretlerdir. Bu durumu TMK kapsamında nitelendirirsek hiç bir şekilde demokratik topluma ulaşamayız” diyerek, beraat talebinde bulundu.
Sonrasında son sözünü söyleyen Gönül Adıbelli de beraatını talep etti. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Gönül Adıbelli’nin beraatına hükmetti.