AMED – TED Diyarbakır Koleji'nin Karamanoğlu Mehmet'in "Türkçe dışındaki başka dilleri yasaklayan" fermanıyla etkinlik düzenlemesine tepki gösteren Amed Barosu, "Anadil hakkının korunması ve geliştirilmesi, toplumsal barışın ve demokrasinin güçlenmesi için vazgeçilmezdir” dedi.
Amed Barosu, TED Diyarbakır Koleji'nin, "26 Eylül Türk Dil Bayramı" nedeniyle düzenlediği etkinlikte çocuklara Türkçeyi övücü dövizler taşıtmasına ve bir çocuğa Karamanoğlu Mehmet'in Türkçe konuşma zorunluluğu getiren fermanının okutulmasına dair açıklama yaptı. Açıklamada, öğrencilerin farkında olmadan ideolojik bir yönlendirmeye alet edilmesi ve eğitim ortamının çoğulcu değerlerden uzaklaştırılması bakımından ciddi bir sorun teşkil ettiğine dikkat çekildi. Açıklamada, çoğulcu ve demokratik bir toplumda, eğitim kurumlarının görevinin tekçi anlayışları yeniden üretmek değil, farklı kimlikleri ve anadilleri koruyup geliştiren bir yaklaşımı benimsemesi olduğu vurgulandı.
'EŞİT YURTTAŞLIK İLKELERİYLE BAĞDAŞMAMAKTADIR'
Açıklamanın devamında şu ifadelere verildi: "Tek dil dayatmasına işaret eden bu tür uygulamalar; anadil hakkının tartışıldığı, demokratik çözüm arayışlarının gündemde olduğu bir dönemde, geçmişten bugüne devam eden tekçi ve asimilasyoncu politikaların güncellenmiş bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Dil, kimliğin temel unsurudur. Anadil ise yalnızca bireysel bir tercih değil, her insanın doğuştan sahip olduğu en doğal haktır. Eğitimin, öğrencilerin anadillerini dışlayıcı bir anlayışla kurgulanması; uluslararası insan hakları belgelerinde güvence altına alınan eğitim hakkı, kültürel kimlik hakkı ve eşit yurttaşlık ilkeleri ile bağdaşmamaktadır."
Açıklamada, anadilin korunmasına ilişkin "Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 27. maddesi, azınlıklara kendi dillerini kullanma ve geliştirme hakkını tanımaktadır. BM Haklarına Dair Sözleşme’nin 29. ve 30. maddeleri, çocuğun kendi kültürel kimliğini, dilini ve değerlerini koruma hakkını güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14. maddesi, eğitim ve diğer tüm hakların dil ve kimlik temelinde ayrımcılığa uğramaksızın kullanılmasını öngörmektedir. Avrupa Konseyi’nin Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi ise çok dilliliği teşvik etmeyi ve anadilin korunmasını üye devletler için bir yükümlülük olarak düzenlemektedir" hatırlatılması yapıldı.
Anadilde eğitim hakkı, her vatandaşın en temel hakkıdır. Bu hakkın korunması ve geliştirilmesi, toplumsal barışın ve demokrasinin güçlenmesi için vazgeçilmezdir" denilen açıklamada, eğitim kurumlarının sorumluluğu, öğrencilerin anadillerini yok saymak değil; onları koruyup yaşatacak özgürlükçü bir yaklaşımı benimsenmesi gerektiği vurgulandı.