AMED - Türkiye, tüm toplumu tehdit eden uyuşturucu maddelerde transit geçiş ülkesi. Bir önceki yıla oranla yüzde 54 oranında artış gösteren "X" maddesinin en çok ele geçirildiği 13 ilden 8'i, yüzlerce asker-polis kontrol noktasının bulunduğu sınır kentleri oldu.
Madde bağımlılığı, kimine göre tutsaklık, kimine göre keyif, kimine göre ise hastalık ya da suç. Son yıllarda yaşanan artışla birlikte küresel bir kriz olarak ele alınıyor. Devletler ya da bağlı kuruluşlar her ne kadar bu krize karşı mücadele verdiklerini ileri sürseler de, ortaya çıkan doneler bu sorunun temel kaynağında kapitalist devletlerin olduğunu ortaya koyuyor. Keza en çok bu maddelerle gündeme gelen yerlerin başında, kapitalist ülkeler ve bağlı güçlerin çıkar savaşlarının yürütüldüğü ülkeler geliyor. Bağımlılığa karşı özerk bir şekilde çalışma yürüten kurum ve kuruluşlar da, bu sorunu "kar odaklı sistemlerin toplumu uyuşturma aracı" olarak ele alıyor.
Bu sorun, toplumun tüm kesimlerini doğrudan ya da dolaylı bir şekilde etkiliyor; günümüzde neredeyse her eve, her sokağa, her yaş grubuna bir şekilde ulaşmış durumda. Toplumun tüm dinamikleri bu durumun farkında, ancak ya üstü örtülüyor ya da görmezden geliniyor. Görmezden gelindikçe de sessizce büyümeye devam ediyor.
Peki, insanın yaşam hakkını elinden almaya varan bu sorunun kaynağı nedir, yarattığı bireysel/toplumsal sorunlar neler, bağımlılar bundan nasıl etkileniyor ve nasıl kurtuluyor, buna dair çalışma yürüten kaç kurum/kuruluş bulunuyor, sahadaki çalışmalar yeterli mi değil mi, Kürdistan'da özel savaş politikasına nasıl dönüşüyor ve bu sorunun yargı ayağında neler olup bitiyor?
Haber dizimizin ilk bölümünde, madde bağımlılığının rotası, emniyet verileri, Kürdistan'daki istatistikler ile bu soruna dair çalışma yürüten kurum/kuruluşlara dair bilgilere yer vereceğiz.
Konuya dair çalışma yürüten uzmanların uyarıları üzerine; özendirici olmaması amacıyla uyarıcı ve yatıştırıcı maddelerin isimleri kodlandı.
UYUŞTURUCU MADDELERİN ROTASI
Dünyada madde kullanımı denilince ilk akla gelen ülkelerin başında Afganistan geliyor. Afganistan, birçok maddenin üretildiği bir merkez. ABD, 2001'deki 11 Eylül saldırılarının ardından "terörizmle mücadele" adı altında Afganistan'a dönük kapsamlı saldırı başlattı. 2021'de ise buradan tamamen çekildi.
Siyasi otorite ve yönetim değişiminin yarattığı boşluğun payı, buranın madde üretimi haline gelmesinde büyük. Öyle ki 2021'de opiyatlar (kişide bağımlılık oluşturan maddelerin bulunduğu sınıfa verilen ad) tedarikinin yaklaşık yüzde 80’i Afganistan'dan sağlanıyordu.
Afganistan’da üretilen maddelerin önemli bir kısmı İran üzerinden geçiyor. İran, bu noktada bir geçiş ülkesi. Türkiye, ise transit ülke.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) Balkan Rotası Üzerinden Opiyatlar ve "X" Kaçakçılığı Raporu, 2025
Türkiye, transit geçiş, depolama, işleme ve bazı durumlarda iç pazara sızma noktası. Maddeler, Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine taşınıyor. Türkiye, bu nedenle madde ticaretinde “Balkan Rotası”nın önemli bir parçası durumda.
Türkiye'ye giren maddeler, Afganistan ile de sınırlı değil. Irak da bu ülkelerden birisi. Aynı zamanda özelikle sınır hattındaki kentlerde farklı maddeler üretiliyor.
TÜRKİYE'DEKİ DURUM
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı'nın 2025 Uyuşturucu Raporu, bu noktada önemli veriler sunuyor.
Raporda 2023 yılı ile 2024 yılında yakalanan toplam uyuşturucu madde miktarları yer alıyor. Buna göre Türkiye ve Kürdistan kentlerinde "A" maddesinin 2024 yılında yakalama miktarı, bir önceki yıla göre yüzde 38 oranında düştü. Söz konusu maddenin kullanımı bazı Avrupa ülkelerinde belli bir seviyeye kadar yasal.
Ancak "A" maddesi dışında diğer maddelerde ciddi bir artış söz konusu. Örneğin "X" maddesi, bir önceki yıla oranla yüzde 54 oranında artmış durumda.
Yine "Y" maddesinde yüzde 31'lik, "Z" maddesinde yüzde 23'lük, "C" maddesinde yüzde 25'lik, "D" maddesinde ise yüzde 227'lik bir artış söz konusu.
Aynı verilere göre 2024 yılında uyuşturucu madde bağımlılığıyla ilgili 309 bin 28 olay yaşandı. Bu olaylarda gözaltına alınan kişi sayısı 374 bin 948. Yakalanan kişi sayısı, bir önceki yıla oranla yüzde 20'lik arttı.
EN ÇOK YAKALANAN 13 İL
Bir önceki yıla oranla yüzde 54 oranında daha fazla ele geçirilen "X" maddesine dair veriler, raporda dikkat çeken en önemli bilgilerden birisi.
En Fazla Miktarda “X” Ele Geçirilen İlk 13 İl
Nedeni ise yakalandığı kentlerin büyük bölümünün Kürdistan kentleri olması. Söz konusu maddenin en çok ele geçirildiği 13 il şöyle: Colemêrg, Şirnex, Wan, Agirî, Îdir, Erzirom, Erzîngan, Dîlok, Adana, İzmir, Bursa, İstanbul ve Kocaeli.
"X" maddesinin sınır kentlerine sevkiyatının İran ve Irak'tan olduğu belirtiliyor. Bu veriler, uyuşturucu maddelerin Kürdistan ayağına dair önemli bir veri sunuyor.
24 SAAT İZLENEN KENTLERDE ARTIŞ YAŞANIYOR
Kürt sorununun çözümüne dair 2013-2015 yılları arasında yürütülen sürecin iktidar tarafından sonlandırılmasının ardından özellikle sınır kentlerinde yüzlerce asker-polis kontrol noktası kuruldu.
İran ve Federe Kürdistan Bölgesi sınırında neredeyse her yüz metrede bir askeri kule ya da karakol inşa edildi. Yanı sıra sınır hattı bir bütünen beton duvarlarla kapatıldı, en üst düzey güvenlik kameralarıyla 24 saat gözetim altına alındı.
Wan ve Colemêrg, uyuşturucu maddenin en çok yakalandığı kentlerden ikisi. İki kentin tüm noktaları güvenlik kameralarıyla sürekli izleniyor. Madde bağımlılığında son yıllarda artış yaşanan Amed ile söz konusu her iki kent arasında en az 8-9 asker-polis kontrol noktası bulunuyor.
Ancak sınır hattı ve yollardaki "önlemlere" rağmen Kürdistan kentlerinde madde kullanımında artış yaşanıyor. Yine en çok madde yakalanan kentler buralar.
Madde kullanımı artışı ve kentler arasındaki uyuşturucu trafiğini önlenmemesi, ya bu duruma göz yumulduğu ya da asker, polis ve korucuların da bizzat bu ağın içerisinde olduğuna işaret ediyor.
CEZAEVLERİNDEKİ DURUM
Adalet Bakanlığı'na bağlı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün 2025 yılı raporuna göre, cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu sayısı bir önceki yıla göre yüzde 31,86 oranında arttı. Cezaevlerinde (01.10.2025 itibariyle) 420 bin 904 hükümlü ve tutuklu bulunuyor.
Müdürlük verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan dolayı 149 bin 523 hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Bu sayının 2025 yılında daha da arttığı tahmin ediliyor.
KAÇ MERKEZ BULUNUYOR, NASIL İŞLİYOR?
2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye ve Kürdistan'da devlete bağlı 143 madde bağımlılığı tedavi merkezi bulunuyor. 64 merkezde hem ayakta hem yatarak, 79 merkezde ise sadece ayakta tedavi hizmeti veriliyor. Söz konusu merkezler şöyle: Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM), Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) ile Çocuk Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (ÇEMATEM).
Kürdistan'daki merkezlerin çoğu 2020 yılı sonrasında kuruldu. Örneğin Amed’deki AMATEM 2021 yılında kuruldu. Buradaki "tedavi" süreci sadece 21 gün sürüyor. Sonrasında ise Yeşilay ile birlikte yatışlı hastaların koordinasyonu yapılıyor.
Kürdistan'daki AMATEM ve ÇEMATEM yetkilileriyle yaptığımız görüşmede, ailelerin ya da madde bağımlılarının büyük bölümü kendilerine "fişlenme" nedeniyle başvuruda bulunmuyor. Yetkililer, aynı zamanda merkezlere karşı bir güven sorununun yaşandığını aktardı.
Söz konusu kurumların dışında Kürdistan'da madde bağımlılığına karşı özerk çalışma yürüten kurum/örgüt/platform/derneklerin sayısı, bir elin parmak sayısını geçmiyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Amed Büyükşehir Belediyesi, Ocak ayında Madde Bağımlılığı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi açtı.
Madde bağımlılığına karşı bir önemli adım ise, 26 Nisan'da Amed'de kuruluşunu ilan eden “Şiyar Be! Platforma Tekoşîna Li Dijî Tiryakê (Farkına Var! Uyuşturucuyla Mücadele Platformu)" oldu. Platform, daha sonra Êlih ve Şirnex'te de oluşuma gitti. Diğer kentlerde ise bilinen ne bir platform ne de bir dernek var.
Yarın: Saha araştırmaları ne diyor?
MA / Azad Altay - Berivan Altan



